Léa Seydoux: Kadınların artık yüksek sesle konuşma zamanı geldi
Léa Seydoux'un başrolünde yer aldığı 'The Second Act' filminin galası Cannes'da yapıldı. Seydoux, filmde de değinilen #MeToo hareketinden söz ederken; "Kadınların yüksek sesle konuşması harika bir şey. Artık bunu yapmalarının zamanı geldi" dedi
Dün akşam 77. Cannes Film Festivali'nin açılışı, 'The Second Act' filminin galasıyla yapıldı. Galada Fransa'nın #MeToo hareketine değinen filmin Fransız yıldızı Léa Seydoux, son dalgayı nasıl ele aldığı sorulduğunda; "Kadınların yüksek sesle konuşması harika bir şey. Artık bunu yapmalarının zamanı geldi" dedi.
Son James Bond filmi 'No Time to Die'ın yıldızı olarak öne çıkan Léa Seydoux, Quentin Dupieux’nin hicivsel komedisi hakkında konuşurken, sektörde gördüğü değişime değindi ve şunları söyledi: Bir değişiklik gerçekleşiyor. Film de bu fikirle gösteriliyor. Aynı zamanda çok güncel olaylardan ve kadınların artık açıkça konuştuğu bu hareketten de bahsediyor.
'The Second Act'ta Léa Seydoux ile birlikte Vincent Lindon, Louis Garrel ve Raphaël Quenard da başrolleri paylaşıyor.
Filmde 'Florence', delicesine âşık olduğu 'David'i babası 'Guillaume' ile tanıştırmak ister. Ancak 'David', 'Florence'tan hoşlanmamaktadır ve onu arkadaşı 'Willy'nin kollarına atmak ister. Dört karakter, hiçliğin ortasında bir restoranda buluşur.
Film; sıradan bir romantik komediyken, film içinde film, film içinde film şeklinde bir ilerleyişi var. Film, aynı zamanda oyuncuların egolarına, maliyet düşürme aracı olarak yapay zekâ kullanımına ve sektörü etkileyen diğer sorunlara da değiniyor.
Cannes'daki basın toplantısında #MeToo sayesinde sektörde gördüğü değişimlere değinen 38 yaşındaki Léa Seydoux; “Film çekerken artık büyük bir saygı olduğunu düşünüyorum. Çekilmekte olan çok mahrem sahnelerdeki değişimi hissediyorum. Eminim ki tüm erkekler de benimle aynı fikirdedir" dedi.
Fransız yıldız; “Oyuncu olarak çok şanslı bir insandım. Kariyerimin başlangıcında bana az çok saygı duyan insanlarla çalıştım. Bazı kadınlar gerçekten mağdur oldu. Ama benim durumumu, gerçekten çok ciddi şeyler yaşamış bir kadınla kıyaslayamam" ifadesini kullandı.
#MeToo, eğlence sektörünün yavaş geliştiği Fransa'da tartışmalı bir konu. Seydoux daha önce, başrolünde yer aldığı, uluslararası üne kavuşan 2013 Altın Palmiye ödüllü 'Blue is the Warmest Color'daki (Mavi En Sıcak Renktir) zorlu koşullardan bahsetmişti. Çekimleri 10 gün süren 7 dakikalık bir lezbiyen seks sahnesine yer veren filmde 100'den fazla tekrar alınmıştı.
