Enerjiyi kendileri üretip kendileri harcayacak
Karbon, biyopolimer, grafen ve akıllı malzemeler, tasarım dünyasına sınırsız imkânlar tanıyor. Günlük kullanılan ürünlerden şehir tasarımlarına kadar uzanan pek çok proje insanın hayal gücünü zorluyor
Mahmut SANCAK/GAZETE HABERTÜRK
İster teknolojik ister günlük tüketim ürünleri olsun tasarım satın alma kararımızı verme konusunda en önemli unsurların başında geliyor. Özellikle son 20 yılda hayatımıza giren ve adeta bedenimizin bir parçası haline gelen cep telefonları bu gelişime yönelik çok uygun bir örnek. Son 5-10 yıldır ufak tefek farklılıklara rağmen hemen hemen aynı teknik özelliklerle benzer şeyleri yapan ürünler farklı tasarımlarıyla tüketicilerin beğenisine sunuldu. Üreticilerin en çok beğenilen unsurları ürünlerine uygulaması ise sonuç olarak tüm telefonları neredeyse birbirinin kopyası haline getirdi.
TASARIMDA SINIR YOK
Geleceğin ürünlerini tasarlamayı hedefleyen tasarımcılar ise cep telefonlarının düştüğü tasarım tuzağına kapılmamak için yaratıcılıklarına sınır koymuyor. Sanatçıların bu alanda en çok güvendikleri konu ise başta karbon, biyopolimer, grafen ve akıllı malzemeler gibi yeni nesil malzemeler. Bu malzemeler bir taraftan çok farklı tasarımlara imkân tanırken diğer taraftan kullanıcılara yepyeni kullanım deneyimleri yaşatmaya hazırlanıyor. Uzmanlar her ne kadar tasarımlarında sınır tanımasalar da özellikle sürdürülebilirlik konusuna önem veriyor. İster taşıt, ister konut veya daha farklı ürünler olsun tasarımlarda çevre unsuru ve özellikle de olabildiğince az enerji kullanımı dikkat çekiyor.
9 MİLYAR NÜFUS
Halen 7 milyar olan dünya nüfusunun 2050’de 9 milyara ulaşması ve bunun en az 6 milyarının büyük şehirlerde yaşayacak olması şehirleşmeye yönelik tasarımları da etkiledi. Buna göre devasa binalar kendi içinde bir kasaba gibi tasarlanırken tarım ve üretim dahil pek çok etkinlik tek bir noktada yapılır hale gelecek. Enerji kaynağı olarak ise güneş ve jeotermal enerji kullanılacak. Çığır açıcı asıl tasarımlar ise bizi açık denizlere, okyanuslara taşıyacak. Karada ve sürekli aynı noktada yaşamaktan sıkılanlar ise yüzen şehir gibi sitelerde yaşamaya başlayacak. Bu projelerin sadece hayallerde kalmaması için daha şimdiden hem Çin hem de ABD’de çok sayıda milyarder yatırımlara başladı bile.
YARALANAN MALZEMELER KENDİSİNİ TAMİR EDECEK
Tasarımcıların geleceğe yönelik hazırladıkları projelerde esneklik ve çok yönlülük öne çıkıyor. Progres Eagle adlı konsept uçak üç katlı bir gözdeye sahip olup toplam 800 yolcu taşıyacak. Hibrit motorlu uçağın enerji ihtiyacının önemli bir kısmı güneş enerjisinden karşılanacak. Şanghay’da sergilenen Chevrolet’in ‘FNR’ tasarımı ise kendini tedavi eden dış malzemeden yapıldı. Her tekerleğinde elektrik motoru bulunan araç hareket halinde kendi enerjisini üretiyor. Tasarımcılar yat ve gemi tasarımında ise adeta bilimkurgu seviyesine ulaştı. Jacques Rougerie’nin tasarladığı ‘Floating-City’, Türkçe’de ‘Deniz Şeytanı’ olarak bilinen deniz canlısı mantalardan esinlenilerek çizildi. Çok sayıda insanı barındırması planlanan araç geleceğin yüzen şehirlerinin habercisi niteliğinde.
KENTLER YEŞERECEK
Geleceğin şehirleri çok kalabalık olacağı için gökdelen sayısı artacak. Alan kıtlığından şehir parkları devasa boyutlarda inşa edilecek binalara taşınacak. Akıllı pencere hakkında detaylı bilgiler verilecek.
GELECEĞİN MOTOSİKLETİ
3 tekerlekli olarak tasarlanan Kawasaki ‘J-Concept-3 Wheeler’in yavaş sürüşlerde ön tekerlek sağa ve sola ayrılarak 2 adet olarak kulanılıyor. Hız artınca iki tekerlek birleşerek tek tekerlek oluyor ve sportif bir sürüş sağlanıyor.