12 Eylül darbesinin öyküsü: "Paşam daha ne bekliyorsunuz?"
12 Eylül darbesinin son çalışması, 7 Eylül 1980 Pazar günü, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren'in evindeki gizli toplantıda yapıldı. Toplantıda, "Paşam daha ne bekliyorsunuz, vatan elden gidiyor" diyenler galip geldi
TRT spikeri Mesut Mertcan, 12 Eylül sabahı Genelkurmay Başkanı ve yeni oluşturulan Milli Güvenlik Konseyi’nin başkanı Kenan Evren’in imzasını taşıyan kısa bildiriyle darbeyi duyurdu:
“Parlamento ve hükümet feshedilmiştir. Parlamento üyelerinin dokunulmazlığı kaldırılmıştır. Bütün yurtta sıkıyönetim ilan edilmiştir. Yurtdışına çıkışlar yasaklanmıştır, ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı konulmuştur.”
Günde 15-20 kişinin öldürüldüğü cinayetler, çok sayıda insanın hayatına mal olan katliamlar bıçak gibi kesildi. Evren’in “Şartların olgunlaşmasını bekledik!” sözü tarihe geçti.
TBMM kapatıldı, 1961 Anayasası ortadan kaldırıldı. Ülke 13 sıkıyönetim bölgesine ayrıldı. 13 general sıkıyönetim komutanı olarak atandı. Belediye başkanlıklarına askerler getirildi. Siyasal partiler kapatıldı, parti liderlerine siyaset yasağı konuldu.
Darbenin ardından 50 kişi idam edildi. İlk olarak sol görüşlü Necdet Adalı, ardından ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi. Bir jandarmayı vurma suçundan idam cezasına çarptırılan Erdal Eren’in cezası bile, suçu işlediği tarihte 18 yaşını doldurmamış olmasına karşın yaşı büyütülerek infaz edildi.
Evren, 3 Ekim 1984’teki Muş gezisi sırasında, Erdal Eren’in idamını değerlendirirken, 12 Eylül’ün mantığını en iyi ortaya koyan o ünlü, “Bu vatan için kanını akıtan bu Mehmetçiklere silah çeken o haini ben senelerce besleyeceğim. Buna siz razı olur musunuz?” dedi.