Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şeb-i Arus törenine katıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Şeb-i Arus töreninde konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Vuslat'ın 742. yıldönümünde İstanbul'da düzenlenen Şeb-i Arus etkinliğinde davetlilere hitap etti. Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu'da yürütülen terör operasyonlarının, terör örgütünün devreden çıkarılıncaya kadar süreceğini belirterek "Ülkemizde PKK, güneyimizde PYD ve YPG, bütün bunlar birbiriyle aynıdır, birbirinden farkları yoktur. Terörün dini, milleti, ırkı, vatanı yoktur. Terör terördür, hepsi kötüdür ve ne acıdır ki şu anda bölgedeki bu terör örgütleri örtülü veya açık olarak aynı yerlerden, aynı kaynaklardan besleniyor. Bölgemizde güya terörle mücadele için yığılan silahlar, terör örgütlerinin elinde birer ölüm makinesine dönüşmüş durumda. Bu mesele Türkiye'nin, bizimle birlikte tüm bölge halklarının, kardeşlerimizin bekası meselesi haline dönüşmüştür" dedi.
Erdoğan, İsim vermeden Rusya'yı kastederek "Hemen yanı başımızda Suriye'yi bombalayan bir ülkenin operasyonlarına bakıyoruz. Yüzde 10 oranında DAEŞ'i, yüzde 90 oranında içinde Türkmen kardeşlerimizin de olduğu ülkedeki rejimin muhalifi diğer grupları, yani Müslümanları hedef aldığını görüyoruz. Lütfen artık kimse kimseyi kandırmasın" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Suriye'de 400 bin masum insan katlediliyor. 12 milyon masum insan evinden, yurdundan ediliyor. 'Müslümanım' diyen birileri hala zalimin yanında yer almayı, zulmü teşvik etmeyi sürdürüyor. İslam'a ait söylem, sembollerle, Müslümanlara karşı tarihin en büyük savaşlarından birini yürüten DAEŞ gibi örgütler bahane edilerek, Müslümanlara darbe üstüne darbe vuruluyor.
Hemen yanı başımızda Suriye'yi bombalayan bir ülkenin operasyonlarına bakıyoruz. Yüzde 10 oranında DAEŞ'i, yüzde 90 oranında içinde Türkmen kardeşlerimizin de olduğu ülkedeki rejimin muhalifi diğer grupları, yani Müslümanları hedef aldığını görüyoruz. Lütfen artık kimse kimseyi kandırmasın.
Suriye'de DAEŞ bahanesiyle yürütülen güç mücadelesi, at izinin it izine karıştığı trajik bir oyuna, bir tiyatroya dönüştü. Herkes rol yapıyor. Herkes rol çalmanın peşinde koşuyor. Ama ölen insanlar gerçek. Ölen bebekler, çocuklar, ölen kadınlar, ölen ak sakallı ihtiyarlar gerçek. Yıkılan evler, okullar, ibadethaneler, tarihi eserler gerçek. Bombalar bambaşka hesaplar için atılıyor. Ama bunların patladığı yerde dökülen kanlar, kararan hayatlar var.
Ülkemizde PKK, güneyimizde PYD ve YPG, bütün bunlar birbiriyle aynıdır, birbirinden farkları yoktur. Terörün dini, milleti, ırkı, vatanı yoktur. Terör terördür, hepsi kötüdür ve ne acıdır ki şu anda bölgedeki bu terör örgütleri örtülü veya açık olarak aynı yerlerden, aynı kaynaklardan besleniyor. Bölgemizde güya terörle mücadele için yığılan silahlar, terör örgütlerinin elinde birer ölüm makinesine dönüşmüş durumda. Bu mesele Türkiye'nin, bizimle birlikte tüm bölge halklarının, kardeşlerimizin bekası meselesi haline dönüşmüştür.
Bölücü terör örgütünü devreden çıkarmak zorundayız. Bunu devreden çıkarana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. 78 milyonun huzuruna , refahına kast edenlere bu ülkede yer yok. Kimse bu vatan toprakları üzerinde operasyon yapamaz. Dostumuza güven, hasmımıza korku veren bir ülke olmak zorundayız.