Erdoğan: Terör örgütü bitmek üzere, güvendiği dağlar...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yozgat Bozok Üniversitesi'nden fahri doktora aldı
HABERTURK.COM
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Terör örgütü şehit ettikleriyle bizim canımızı yakıyor. Ama kendisi de bitmek üzere. Güvendiği dağlar arkasında çekilmeye başladı. Yaşanan her hadise terör örgütünün gerçek yüzünü gösteriyor. İster PKK olsun, ister PYD, ister TAK, ister KCK, ne olursa olsun... Ülkemizde eylem yapan DAİŞ, El Kaide, Eş-Şebab ne olursa olsun; bunlar özgürlük, demokrasi, insanlık düşmanı yapılardır. Bunların dini, vatanı, ırkı yoktur. Günahsız bir insana silah doğrultuyosanız, sizin insanlıktan nasibiniz yoktur" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akdağ Kongre Merkezi'nde düzenlenen Bozok Üniversitesi Fahri Doktora Tevcih Töreni'nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Şahsıma bu fahri doktora unvanına layık gördüğü için teşekkür ediyorum. 1 Mart 2006 Bozok Üniversitesi'yle ilgili adımı attığımız tarih. Bu vesileyle bu kuruluşta emeği geçen gerek Cemil Çiçek, gerek Bekir Bey'e, milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bozok Üniversitesi'nin kuruluşunun başbakanlığım dönemine isabet etmesinden dolayı mutluluğu ifade etmek istiyorum. Bu üniversiteleri lüzumsuz adledenlere 13 bin nüfuslu bu üniversite en güzel cevaptır. Üniversitenin gençlerin ayağına gittiği bir süreci başlattığı sebebiyle önemsiyorum.
Açılışını yaptığımız tesislerin hayırlı olmasını diliyorum. Üniversitemizin geldiği yer önemlidir, ama Yozgat için yeterli değildir.
Sorgunlu kardeşlerimle veterinerlik fakültesinin ilçemize yakışacağı konusunda mutabık kaldık. Verdiğimiz söz üniversite senatosunda da tecelli edecektir, hayırlı olsun diyelim. Hayvancılıkta Yozgat, Sorgun önemli bir merkez. Hukuk fakültesinin kuruluşu ile ilgili işlemlerin sonuçlanmak üzere olduğunu biliyorum.
Sadece fakülte kurmak, yüksekokul açmak yetmez. Bunların akademik ve teknolojik olarak tesis edilmesi şart. Bilimsel araştırma, projelere de ağırlık verilmesi gerekiyor. Bunları gerçekleştirdiğimizde Bozok Üniversitesi ülkemizin önde gelen üniversiteleri arasına girecektir. Olay kemmiyet (nicelik) meselesi olmamalı.
"81 VİLAYETE ÜNİVERSİTE AÇTIK"
Üniversite yönetimi bir vizyon işidir. İlerleyemiyorsanız, gerilersiniz. 193 üniversite var. Muş'taki, Hakkari'de bir gencim üniversiteye girmek isterse nasıl girecek? Ailesinin imkanları yeterli mi? Kalma imkanları var mı? 20 yıl öncesini düşünün. Bizim üniversitedeki yıllarımızı düşünüyorum, mümkün değil. Hakkari'deki gencim 'benim üniversitem var' diyor. Biz üniversite inşa ederken ayrılıkçılar o güzel üniversitelerimizi maalesef molotofla, taşla, sopayla indirdiler. Sadece orada değil, birçok yerde. Selahattin Eyyubi Havalimanı yaptık mahvettiler. 4 tane mütaahhit değişti. Medeniyet, insani olamak gibi bir anlayış yok ki. Biz buna rağmen havaalanını bitirdik. Ben Tayyip Erdoğan olarak, ülkemin dört bir yanına insan olarak gitmeyi arzu ediyorsam, Hakkari'deki kardeşimin de ülkemin dört bir yanına gidebilme imkanına sahip olmalıdır. İnsana insan olarak değer vermek budur.
Olayın iktisadi boyutunda da bu var. Vakit nakittir. Vakti, nakde çevirmek buradan geçiyor. Bir de işin sağlık, kaza yanlarını düşündüğünüz zaman bütün gerçekler ortada. Medeni olmanın, imkanlardan istifa edebilme buradan geçiyor. Şimdi 57 havaalanı var Türkiye'de. Azimle, gayretle geldik. 76 tane üniversite yetmez dedik ve 193 üniversiteyi 81 vilayetimize yaptık.
Bu inancın bir işi. Gençler, başarının altıyapısında inanmak var. Başarının altyapısında çalışmak var. Başarının altyapısında araştırmak, uygulamak var. Takip, takip, takip. Ancak neticeye böyle ulaşırsınız. Şu anda 193 üniversitemiz arasında bilimsel bir rekabet yaşanıyor olması, ülkemiz için kazançtır.
GÖÇÜN ÖNÜNE GEÇECEĞİZ
Önümüzdeki dönemde Bozok Üniversitesi'nin yanında olacağını belirtmek istiyorum. Yozgat'ı hak ettiği yere getirmekte kararlıyız. En büyük sorun göç. Bunu durdurmak da yatırımlarla geçiyor. Şimdi yatırımlarla bu göçü engellemenin gayreti içinde olacağız. Yozgatlı işadamları başta olmak üzere çekim yeri haline getirme adımları atacağız. Yozgat'ı göç veren bir yer olmaktan kurtarıp, cazip bir şehir haline dönüştüreceğiz.
"BU TOPRAKLARI KIYAMETE KADAR MUHAFAZA EDECEĞİZ"
Türkiye çok yoğun bir terör saldırısı altında. Bölgenin sadece dinamikleriyle ilgili olmadığı, küresel güç mücadelelerini de içinde barındırdığını biliyoruz. Kuru toprağa vatan diyemezsiniz. Vatan olması için onun şehit kanıyla yoğrulması lazım. Bayrağımız rengini şehitlerimizin kanından alıyor. Başarıyla yürüttüğümüz bu mücadeleyi ilelebet devam ettireceğiz, bu toprakları kıyamete kadar muhafaza edeceğiz.
Ülkemizi ve milletimizi hedef alan saldırıların artması, Türkiye'yi hedeflerinden kopartıp, yeniden kendi içine kapatmaya yöneliktir. 13 sene öncesini düşünün. Milli gelir 230 milyar dolar civarındaydı, şu anda, yine 700 milyar doların üzerindeyiz. Nerelerden, nereye geldik. Hamd olsun. Şu anda kişibaşına milli gelir de yaklaşık 10 bin dolar. Ama bu Türkiye'ye yakışmıyor. Bunu daha iyi bir noktaya taşımamız gerekiyor.
İLK 10 EKONOMİDEN BİRİ OLACAĞIZ
Planlarımızı programlarımızı uygulamaya devam edeceğiz. İlk 10 ekonomi haline geleceğiz. G20'ye girdik. Milli gelirimizi 2 trilyon dolara, kişibaşı milli gelirimizi 25 bin dolara çıkaracağız dedik, bu bir hedef. Orta ve ileri teknoloji ürünlerinin avrasyadaki üs konumuna geleceğiz dedik. İhracatımızı 500 milyar dolara çıkaracağız dedik. Rektörümüz de gözünü uzaya dikmiş vaziyette. Ankara'yı savunma sanayinin üs merkez durumuna getirme çalışmaları sürüyor. Turzimde yılda en az 50 milyar dolar gelir elde etme hedefimiz var. Cari açığı bitirme, işsizliği tek haneye indirme hedefimiz var. İstanbul'u küresel merkez haline getireceğiz dedik, o adımı attık. Marmaray projesi, boğazın altında 2,5 yılda yaklaşık 125 milyon yolcu taşıdı. Aksama şu bu olmadı. Boğazın üstünde hamd olsun 3. köprümüzü bitirdik. Hedefimiz 26 Ağustos'tan önce köprünün açılışını yapmak.
"KANAL İSTANBUL'U YAPACAĞIZ"
Bunlar sıradan olaylar değil. Buna gelişmiş ülkelerin liderleri geldikleri zaman, 'Türkiye kefeni yırtmış', 'Türkiye ilk 10 içine girer' diyor. Başbakanlığımın en hareketli döneminde Kanal İstanbul dedik. Birileri dalga geçti. Bir şeye inanmak dedim ya, inandık, çalıştık. Şu anda Ulaştırma Bakanımla birlikte kafa yorduk. Defalarca gittik, geldik. Biz bunu 'yaparız' dedik. Çalışmalar başlıyor ve kısa zaman sonra ihalesi vs. yapılıp, Karadeniz'i Marmara'ya bağlamak suretiyle; bu işin siyasi yanına girmeyeceğim. Bu siyasi bir projedir. Bununla Türk milleti bir tarih yazacak. Zaman zaman söylüyordum, ecdadım Fatih, kadırgaları karadan yürüttü. Biz de Marmaray'dan denizin altında yürüttük. Bir de Avrasya Tüneli'ni açıyoruz. Avrasya Tüneli'nden de herkes aracıyla denizin altından geçecek. Bunun sıkıntısı aşılmakta zorlanan İstanbul trafiğini aşmak için yapıyoruz. Bu da dev bir proje.
Milli bütçeden bunları yapacağım dersen, yapamazsın. Asolan, siz bütçe oluşturabiliyor musunuz, çeşitlendirebiliyor musunuz? İşte biz bunu yaptık. Bazı arkadaşlarımız, dostlarımız 'olmaz' dediler ve yaptık. Bunlar devletin kasasından bir kuruş çıkmadan yapılan projelerdir. Aynı şekilde 3. köprü de öyledir. Bizim cebimizden para çıkmıyor. 3. havalimanı bizim cebimizden bir kuruş çıkmıyor. İş bilenin, kılıç kuşananındır. Olay bu.
Yeni enerji, ulaşım, haberleşme projelerini hayata geçirerek Türkiye'yi güçlü bir altyapıya ulaştıracağız. Cumhuriyetin 100'üncü yılı için 100 proje belirledik. Ankara'da, İstanbul'da patlayan canlı bombalar insanlarımızla birlikte, hedeflerimize de zarar vermeyi hedefliyordu. Türkiye'nin bu kadar dayanaklı, bu kadar basiretli, bu kadar soğukkanlı olacağını hesaba katamadılar. İşler farklı gelişmeye başladı.
"BİZ ENSARIZ"
Ülkemize gelen 3 milyon göçmene kapılarımız açtık. Niye? Hamd olsun, gücümüz var, kuvvetimiz var. Bugün de var gücümüz, kuvvetimiz. Biz göreve gelmeden önce 2002'nin sonunda alan eldik. Şimdi veren el konumuna geldik. Dünyada donör ülkeler arasında ilk 3'ün içinde yer alıyoruz. 4,5 milyar dolar fakir ülkelere destek vermişiz. Milli gelire göre de 1'inci ülkeyiz. Onların cebinde bir şeyler var, çıkmıyor. Onlar verseler de vermeseler biz ensarız, gereğini yapıyoruz.
TERÖR ÖRGÜTÜ BİTMEK ÜZERE
Terör örgütü şehit ettikleriyle bizim canımızı yakıyor. Ama kendisi de bitmek üzere. Güvendiği dağlar arkasında çekilmeye başladı. Yaşanan her hadise terör örgütünün gerçek yüzünü gösteriyor. İster PKK olsun, ister PYD, ister TAK, ister KCK, ne olursa olsun... Ülkemizde eylem yapan DAİŞ, El Kaide, Eş-Şebab ne olursa olsun; bunlar özgürlük, demokrasi, insanlık düşmanı yapılardır. Bunların dini, vatanı, ırkı yoktur. Günahsız bir insana silah doğrultuyosanız, sizin insanlıktan nasibiniz yoktur. Yaptıkları ortada. 'PKK tamam ama, PYD terör örgütü değil' derseniz, sadece kendinizi kandırmış olursunuz. Sayın Barzani de bunlarının her ikisinin de aynı olduğunu kendisi açıkça söyledi.
"BİZ YAKALIYORUZ, BELÇİKA SERBEST BIRAKIYOR"
Devekuşu gibi kafayı kuma gömmek gerçeği değiştirmiyor. Belçika hükümetini eleştirmiş, 'koynunuzda yılan besliyorsunuz, sizi de sokabilir' diye ikaz etmiştim. Biz Gaziantep'te yakalıyoruz, Belçika serbest bırakıyor. Serbest bıraktığı kişiler bunu gerçekleştiriyor. Çıkar çatışması içine girildiği an bölücü örgütünün herhangi bir mensubu da bir Avrupa, Rusya şehrinde yapabilir. Bumerang gibi döner, seni de vurur. Ankara ile Londra'nın, New York ile Moskova'nın farkı yok ki...
Siz teröristlerle birlikte yol yürümeye kalkarsanız, o terörist silahını size de çevirir. Biz sadece bölücü örgütle mücadelesi 30 yılı aşkın süren bir ülkeyiz. Terör konusunda bizden daha iyi, daha gerçekçi tavsiye alınabilecek bir ülke bulamazsınız. Terör örgütleri karşısında ilkeli bir tutum sergileyin diyoruz. Avrupa'da birçok terörist var. 4 bin dosya teslim ettim ben. O dosyaların sayısı 4 bin 500'e ulaştı. Hepsi yargıda. Nedir bu yaptığınız. Şu anda onlar da yandım diyenlerden. Terör orada, vuracak. Akılsız başın cezasını ayaklar çeker. Bizde dirayetsiz yöneticilerin cezasını halk çekmesin diye bu ikazı yapıyoruz.
"BAZI AKADEMİSYENLER TERÖR ÖRGÜTLERİNİN YANINDA YER ALIYOR"
Buradan çıkış yolu ararken en büyük desteği üniversitelerden bekliyoruz. Ancak bazı akademisyenler istismar ettikleri kavramlar üzerinde terör örgütleri yanında yer almayı tercih ediyorlar. Terör örgütünün yanında yer almak ideolojik körlükle izah edilebilir. Terörün gözü kördür. Biz öyle dar görüşlü bir anlayışla olaylara yaklaşamayız. Bu tarzı da akademisyenlere yakıştıramıyoruz. 150 bin akademisyen içinde bu tür içinde olanların sayısı 3-5 bini geçmez. Paralel devlet yapılanması içinde olan akademisyenlerin sayısının da oldukça az olduğunu düşünüyorum. Sütün içindeki kıl gibi, sayıları az olsa da üniversitelerdeki bu kişiler en çok kurumlara zarar veriyor.
Burada bir Cumhurbaşkanı sıfatıyla söz ediyorum. Siyasi parti genel başkanı sıfatıyla konuşmuyorum. Akademisyenleri en önde görmek arzusuyla bunları söylüyorum. Bozok Üniversitesi'nin ülkenin ve milletimizin geleceğine sahip çıkma konusunda öncü olacağına inanıyorum."