'Suyu açtık çarpıldık'
Adana'daki kız yurdunda 12 can alan yangın faciası Türkiye'nin içini yakarken, yaşanan dramlar da yürek dağladı. Alevlerden kaçamayan çocukların cesetleri bir odada el ele bulundu
Kızı Gülcan’ın, kardeşinin öldüğünden haberi olmadığını söyleyen İsmail Bağır, “Bu yurda Milli Eğitim yönlendirdi bizi. ‘Diğer yurtta tadilat var’ denildi. Bizden para almıyorlardı” diye konuştu.
Yangında İsmail Bağır gibi bir kızı kurtulan, bir kızını kaybeden Salih Aydoğdu ise “Neslihan hastanede tedavi altında, 5. sınıftaki kızım Tuğba kayıp. Kızım öldü mü, bilmiyorum” dedi.
MERDİVENLE İNDİRDİLER
Yurtta kalan 6. sınıf öğrencisi Neslihan Aydoğdu, bulaşık yıkayan bir öğrenciyi elektrik çarptığını belirtti. Habertürk’e konuşan Neslihan Aydoğdu, “Bulaşıkları makineye doldurduk, kazanları yıkadık. Ablanın biri suyu açtı, ‘Elim elektriklendi’ dedi.
Cız etti... Şalterin olduğu yerde yangın çıkmış. Karşısındaki yerde de duman vardı. Kapılar kilitliydi. Balyozla kapıyı açmaya çalıştılar. Sonra yukarıya çıktım, camları kırdılar. Herkes üst katlardaydı. İkinci kattaki pencereye itfaiyeci amcalar merdiven uzatıp bizi indirdiler. Yangın merdiveninin önünde 3 kişiyi kucak kucağa ölü bulmuşlar” ifadesini kullandı.
Aydoğdu, Habertürk’ün sorusu üzerine kapıların kilitli olduğunu, nöbetçi öğretmenlerin kilitlediğini söyledi.
"ABLAM ÜST KATTAYDI"
Yangında 7. sınıfta okuyan kızı Sümeyye’yi kaybeden Ahmet Yetim’in 5. sınıf öğrencisi kızı Fadime’nin ise tedavisi Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sürüyor. Büyük üzüntü yaşadığı için konuşmakta zorlanan baba Yetim, gözyaşlarını tutamadı.
Fadime Yetim ise yangın sırasında birinci kattaki odasında olduğunu, bir anda bağrışmaların duyulduğunu, bunun üzerine ikinci kata kaçtıklarını ifade etti.
7. sınıfta olan ablası Sümeyye’nin yangın sırasında üçüncü katta bulunduğunu anlatan Fadime Yetim, “Bizim kaçtığımız ikinci kata merdiven dayadılar ve biz oradan indik. Ablam üçüncü kattaydı. Çok korktuk” dedi.
HASTA OLDUĞU İÇİN KURTULDU
8. sınıf öğrencisi Hacer Manit, rahatsızlığı nedeniyle yurda gitmediği için yangından kurtulmuş. Hacer Manit, “Babamın servis parasını karşılayacak gücü yoktu. Süleymancı Cemaati’nin mensubu olduğumuz için yurda ücret ödemiyorduk.
Yangın merdiveninin geçen yıl da kapısı kapalıydı. Genelde kapalı duruyordu. Anahtarı görevlilerdeydi. Öğrenciler bilgisayar, telefon bilmezlerdi” dedi.
Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yurt yangını ile ilgili hazırlattığı bilirkişi ön raporunda, hayatını kaybedenlerin, yangın merdiveni kapısının kolu olmadığı için dışarıya çıkamadıkları, yangına binanın ikinci panosundaki şartellerin eskimiş olması ve kaçak akım rolesi bulunmamasından kaynaklandığı görüşü yer aldı.
BİLİRKİŞİ ÖN RAPORU: YANGIN MERDİVENİNİN KAPI KOLU YOK
İş güvenliği uzmanı bilirkişisi, binanın 1’inci katındaki yangın merdiveninin kapısının plastik yapıya sahip PVC şeklinde olduğu, yangın kapısının dışa açılır şekilde yapıldığı, ancak kapı kolları olmadığından ve kapı açılamadığından buradan çıkıp kurtulan kimsenin olmadığı görüşünü ortaya koydu.
Elektrik ile ilgili uzman ise yangının, binanın elektrik ana panosunun arka kısmında bulunan dağıtım panosundan ya da şartellerin eskimesinden veya özelliğini kaybetmesinden kaynaklı ark oluşarak alev almasından çıkmış olabileceğini kaydetti.
BAŞKANDAN 2’NCİ AÇIKLAMA
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın “Yangın merdiveni kilitli değildi” açıklaması üzerine Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü şunları söyledi:
“İtfaiye ekibimiz bu işin uzmanları. Öğrenciler üst kata doğru çıkmış. Oradaki kapılara yönelmiş. Yangın merdiveni kapısına da yüklenilmiş. Ama açılamamış.
Bu, kilitli olduğu, yangından etkilenip PVC kapının erimesi ve şişmesi sebepleriyle olabilir. Bu kapının PVC değil, yangına dayanıklı olması yönetmelik gereğidir.”
Sözlü, Adana’da yaklaşık 100 tane benzer yurt olduğunu, bunun 80’inin aynı cemaate ait olduğunu da söyledi.
14 KİŞİ GÖZALTINDA
Yangınla ilgili, ilçeye en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu Kozan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, yangının çıkış nedeninin ortaya çıkarılmasına yönelik ve sorumlular hakkında ‘taksirle ölüme sebebiyet’ vermek suçlarından soruşturma başlatıldı. Soruşturmada 3 savcı görevlendirildi.
Soruşturma kapsamında yangında kızı Sare Betül Genç’i kaybeden yurt müdürü Cumali Genç ve yurt görevlileri Gülsüm Çelik ile Sümeyye Tanrıveri’nin de bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı. Yurdun sahibi Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği yöneticileri de gözaltında.
Yanan Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu’nun Süleymancılar Cemaati’ne ait olduğu ifade edildi. 1974 yılında inşa edilen ve ilk ruhsatını 1974’te alan bina ile ilgili en son denetimin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2016 yılının haziran ayında yapıldığı belirtildi.
DEVLET YURDU YENILEME AMACIYLA YIKILMIŞTI
İLÇEDE 2000 yılında yaptırılan 160 kişi kapasiteli kız ve erkek öğrenci yurdu için 2015 yılında depreme dayanıklılık testi yapıldığı, test sonucu dayanıksız olduğu belirlenen yurdun yıkıldığı belirtildi.
139 öğrencinin kaldığı yurdun yıkılmasının ardından ilçeye yakın köylerde oturan öğrencilerin bir kısmı taşımalı eğitime geçerken, uzak bölgede oturan kız öğrencilerin ise yanan yurtta kalmaya başladığı, ilçede başka yurt olmadığı kaydedildi.
Yangında yaşamını yitiren 10 öğrencinin de Aladağ Sinanpaşa İlköğretim Okulu’nda okuduğu öğrenildi. Öğrencilerden 3’ü 5. sınıf, 1’i 6. sınıf, 3’ü 7. sınıf, 3’ü de 8. sınıfta eğitim görüyordu. Öğrencilerin arkadaşları, derslerine hüzünlü girdi.
Öğrencilerin öğretmenleri de sosyal paylaşım sitesinde “Daha dün yüz yüze gülüyorduk, bugün neredesiniz?” şeklinde paylaşımda bulundu.
CHP HEYETI: ÖZEL YURTLAR INCELENSIN
CHP Adana Milletvekilleri Elif Doğan Türkmen, İbrahim Özdiş ve Zülfikar İnönü Tümer’den oluşan CHP heyeti, yangının ardından güvenlik önlemleri süren binada incelemede bulundu ve yetkililerden bilgi aldı. Özdiş, “Türkiye’de özel yurtların tamamıyla ilgili ciddi bir araştırma yapılması lazım” diye konuştu.
Bölgeyi ziyaret eden Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu da ihmallere ilişkin iddiaları gündeme getirirken “Devlet mutlaka ortaokul, lise çağındaki çocukları, hele hele ortaokul çocuklarını kendi yurtlarına almalı. Devlete emanet çocuklar özel yurtlara teslim edilemez” ifadesini kullandı.
8 YIL ÖNCEKI YANGININ DAVASI HÂLÂ SÜRÜYOR
ALADAĞ’daki facianın benzeri, 2008’de Konya’nın Taşkent ve geçen yıl Diyarbakır’ın Kulp ilçelerindeki yurt ve Kuran kursu binalarında yaşanmıştı. Taşkent’teki dava 8 yıldır bitmezken, Kulp’taki yangının soruşturması ise hâlâ tamamlanmadı.
Taşkent’te ruhsatsız Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’nda, gaz sıkışmasından kaynaklanan patlamada 17 öğrenci ile 1 eğitmen yaşamını yitirmiş, 29 öğrenci de yaralanmıştı.
Olayın ardından yurt yöneticileri gözaltına alınmış, kısa tutukluluktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Kulp’ta ise elektrik sobasından çıkan yangında, yaşları 15 ile 19 arasında değişen 6 öğrenci feci şekilde can vermişti. Kuran kursunun gece yatılı ruhsatının bulunmadığı ortaya çıkmıştı.
GERİYE ARKADAŞLARIYLA FOTOĞRAFLARI KALDI
Aladağ’daki yurt yangınında hayatını kaybeden 4 öğrenciden geriye Köprücük Köyü İlkokulu önünde arkadaşlarıyla 2014’te çektirdikleri fotoğraf kaldı.
Öğrencilerin büyük bir kısmının ilkokul öğretmenliğini yapan Ahmet Gök, “Ben de liseyi okurken aynı yurtta kaldım. O zaman erkek yurduydu. Bölgede çocuğunu okula göndermek isteyen kişilerin bu yurttan başka bir şansı yok” dedi.
Yurtta birlikte kalan kardeşlerden Gamze Bağır yaşamını yitirdi.
Gülcan, yaralı kurtuldu.
Yurt görevlileri Gülsüm Çelik ile Sümeyye Tanrıverdi gözaltına alındı.
Adana'nın Aladağ ilçesindeki özel öğrenci yurdunda çıkan yangında hayatını kaybeden 11 kişinin cenazesi, sabah saatlerinde defnedilecekleri yerlere gönderildi.