Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan AB'ye 3 mesaj: Bu adımlar atılırsa...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği ile ilişkiler konusunda net mesajlar verdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) ile yürütülen müzakereler konusunda, "Ülkemize karşı anlamsız husumeti bir tarafa bırakırlarsa AB'ye tam üye olmaya hazırız. Vize serbestisi, mülteci yardımı, fasılların açılması konusunda adımlar atılırsa biz de iyi niyetimizi göstereceğiz. Ne kadar ekmek o kadar köfte. Bize ne verirseniz, o kadar alırsınız. Bizim AB'nin peşinden koşacak sabrımız ve takatımız kalmadı. Avrupa kendi üzerine düşenleri yaparsa biz de verdiğimiz her sözün arkasında dururuz, yoksa kendi bilirler" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 30. Muhtarlar Toplantısı'na katıldı. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
KILIÇDAROĞLU'NA ELEŞTİRİ
"Ülkemizin tarihinin en kritik dönemlerinden birinden geçtiği son yıllarda bizim pusulamız milletimizdir. Milletimiz ısrarla bize istikamet gösteriyorsa, bize düşen o yolda yürümektir. Ülkemiz siyasetinde millete hakaret etmeyi maharet sayan bir anlayış var. Bir parti lideri çıkmış şehit yakınlarına, esnafa verip veriştiriyor. Neymiş millet destek vermiyormuş. Millete tek bir hayır söz çıkmayana milletimiz niye destek versin. Hem hareket edeceksin, hem destek bekleyeceksin, bu sağlıklı bir ruh hali değildir. Ah Aşık Veysel Ankara'ya sokmadılar, niye tipini beğenmediler. Seçim demek millete gitmek demektir. Bunların böyle bir derdi yok. Artık bunlar bizim muhatabımız değil. Bizim muhatabımız milletmizin kendisidir.
AVRUPA BİRLİĞİ'NE 3 MESAJ
Türkiye'yi Batılı bir ülke olarak tanımlarsanız eksik ifade etmiş olursunuz. Türkiye'yi Doğulu bir ülke olarak tanımlarsanız eksik ifade etmiş olursunuz. Gerçekten de tüm tanımların doğru ama eksik olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. AB kendi değerleriyle çelişme pahasına ülkemizi istediği kadar dışlamaya çalışsın Türkiye bir Avrupa ülkesidir. Ecdadımız 1350'li yıllarda Avrupa kıtasına geçtiğinden beri kesintisiz bir şekilde Avrupa'da devletimizle, kültürümüzle, medeniyetimizle varız, var olmaya devam edeceğiz. Avrupa genelinde 5 milyon vatandaşımız yaşıyor. Almanya'da, Fransa'da, Belçika'da, Kuzey Avrupa'da yüzbinlerce vatandaşımız geleceklerini orada kurmuş durumdalar. Bizi Avrupa'dan dışlamaya ne AB, ne ırkçılığın pençesine düşenlerin gücü yetmez. Biz Avrupa'da evsahibiyiz.
Bazı Avrupa ülkeleriyle yaşadığımız sıkıntılar güncel siyasi çatışmalardır. Biz rahmetli Cemil Meriç'in muradını paylaşıyoruz. Hedefimiz kök mazide olan atiyi kurmaktır. Bunun için diğer tüm müktesabatımızla Batı'dan en üst düzeyde istifade etme yollarını arayacağız. Ülkemize karşı anlamsız husumeti bir tarafa bırakırlarsa AB'ye tam üye olmaya hazırız. Vize serbestisi, mülteci yardımı, fasılların açılması konusunda adımlar atılırsa biz de iyi niyetimizi göstereceğiz. Ne kadar ekmek o kadar köfte. Bize ne verirseniz, o kadar alırsınız. Bizim AB'nin peşinden koşacak sabrımız ve takatımız kalmadı. Avrupa kendi üzerine düşenleri yaparsa biz de verdiğimiz her sözün arkasında dururuz, yoksa kendi bilirler.
DOĞU İLE İŞBİRLİĞİ
Türkiye'nin Batı olan bağı güçlü de Doğu ile olan bağı zayıf mı? Tam tersine. Biz Rusya ile, İran ile, Çin'le, Japonya'ya siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz en ileri seviyede tutmak istiyoruz. Bu ilişkilerimizi birbirine alternatif görmüyoruz. Tam tersine birbirini bütünleyen ilişkiler olarak görüyoruz.
Karadeniz ve Akdeniz'in dört bir tarafındaki ülkeler kapı bir değilse de, denizimiz bir komşumuzdur. Geniş coğrafyada yaşayıp da kendi kaderini Türkiye'den ayrı düşünen pek az insana rastlarsınız. Bölgede yaşanan çatışmalar, savaşlar, zulümler asla halkların tercihi değildir. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da kanı dökülen her insanın acısını kendi yüreğimizde hissediyoruz. Bir yandan DEAŞ'ın, diğer yandan mezhepçi milislerin zulmü altında inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Geçmişte Afganistan'daki, Balkanlar'daki, Kıbrıs'taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak bugün de bu ülkelerdeki baskılara asla rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş bize tarihin mirasıdır.
Türkiye doğuyu ve batıyı, güneyi ve kuzeyi kucaklayarak kendisine yeni bir gelecek inşa etmeye çalışıyor. 15 Temmuz Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'ndan beri gördüğü en alçak saldırı girişimi olarak tarihe geçmiştir. 15 Temmuz hem bir darbe girişimi, hem işgal girişimi, hem de terör saldırısıydı. Suçlarını bildikleri için kaçtılar, suçsuzsanız niye kaçtınız? Bu insanları bu ülkeler bağırlarını basıyorlarsa hepsi de suç ortağıdır. Bunu da böyle ilan ediyorum. Verin diyeceğiz, vermeyeceksiniz. Hukukta buna yardım, yataklık denir. Bunlar yardım yataklık yapıyor, besliyorlar. Yardım çadırları kurduruyorlar, teröristlerin resimlerini sergiliyorlar. Ben senin neyine güveneceğim? Bir taraftan 79 milyonluk ülke ve meşru yönetimi diğer tarafta darbe girişiminden istismara karışmış terör örgütleri var. Mütefik dediğimiz ülkeler tercihini terör örgütünden yana kullanıyorlar.
SURİYE VE IRAK'TA YAŞANANLAR
Türkiye'nin Suriye ve Irak politikalarının Batı'yı rahatsız etmesi, bunların egemenlik hakkına dayanmıyor. Suriye'nin Irak'ın geleceği bunların umrunda değil. Petrol var mı, var, onun için oradalar. Hemen yanı başımızda DEAŞ, PYD/YPG gibi terör örgütlerinin cirit attığı yerler oluşmasına izin veremeyiz. Fırat Kalkanı'nın hedefi de herhangi bir ülke veya kişi değil sadece terör örgütleridir. Kimsenin şüphesi olmasın, kimse de başka yere çekmesin. Türkiye tek başına da kalsa terör örgütleriyle mücadelesini sürdürecektir. Batı dünyasından bu yönde engellemelerle karşılaşıyoruz.
Bir takım firmalar askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar.Kötü komşu evsahibi yapar derler. Biz 14 yıldır kendi ayaklarımız üzerinde durmamızı sağlayacak sistemi kuruyoruz. Bunlar zavallı. Siz bizim Çanakkale Destanımızı okunuz mu? Artık Haçlı zihniyeti tarih oldu. Yoksa böyle bir geri dönüş mü yapmak istiyorsunuz? Böyle bir şey içindeyseniz yanlış bir şey. Bu ülke NATO üyesidir. NATO üyesine karşı böyle bir adımı nasıl atarız diye bir sorun. Yanlış yoldasınız, kendinizi test edip bir defa doğru yola girin. Biz ciddi bir şekilde yolumuza devam ediyoruz.
FETÖ İLE MÜCADELE
FETÖ ve PKK ile mücadele çerçevesinde kamuda, STK'lar, işdünyasında ciddi bir temizlik yürütülüyor. FETÖ ile irtibatlı kişiler ihraç ediliyor, açığa alınıyor. Bunlara en küçük müsamahamız yoktur, olmayacaktır. Sıfatı, konumu, geçmişi ne olursa olsun böyle bir ihanetin içine giren kimse hesabını millete verecektir. Darbe komisyonunda birileri bir şeyler söylüyor. Bu olay 40 yıllık olaydır. Bu son 10-14 yıl önce girmediler. Bunları askeri liseden al, harp okuluna kadar kaç yılda general seviyesine geliyorsun. Kalkar nasıl son 10-14 yıla sığdırmaya çalışırsınız? Yoksa bu iktidara fatura mı kesmeye çalışıyorsunuz? Bu askeri liselerden FETÖ mensuplarını sizler yetiştirdiniz, bunları görmediniz, görmezden geldiniz. Bu oyunun içinde sizler de oldunuz.
Biz askeri liselerin kaldırılıp, tüm sivil liselerden Milli Savunma Üniversitesi'ne herkes girebilecek. Bütün Anadolu çocuğu gelsin, girsin, buralarda okuyabilsin. Burası o zaman nasıl güçlü olacak göreceksiniz. Buraya FETÖ giremeyecektir. Ordumuzun safları çok daha güçlü hale gelecektir. Bu mücadeleyi hukuk kuralları içinde yürütüyoruz. Kamudan ihraç edilen, tutuklanan, gözaltına alınan herkesle ilgili işlemler hukuki boyutta yapılmıştır.
O ormanlarda gizlenen teğmenler, astsubaylar yakalandığı zaman, bunları yakalayanlar orada öldürebilirdi, öldürmediler. Getirdiler hukuka teslim ettiler. Bu bizim hukuka ne kadar bağlı olduğumuzu gösteriyor. Beni, ailemi öldürmeye gelenler için verdiğimiz talimat hukuka teslim edeceksiniz. Şayet kendileri ile ilgili bu adımlar atmak için yeterli delil olmayanlara hakları iade ediliyor.
Kasım ayında şu olacak, bu olacak, bir sürü dedikodu yaydılar. Ne oldu kasım ayı bitti. Bunların tüm hayatları gibi bu dönemleri de yalan üstüne kurulu. Bundan sonra da aynı şeyleri yapacaklar. Aralık ayı içinde yeni yalanlar ortalığa salacaklardır. Türk milleti bunların defterini dürmüştür. Sağda solda kalan artıkları da zaman içinde etkisiz hale getirilecektir.
PKK OPERASYONLARI
PKK'nın da sonu görülmüştür. Güvenlik güçlerimiz her yerde bugüne kadar yapılmamış operasyonu yapıyorlar. Şehitlerimiz oluyor, ama bedelini de çok ağır ödüyorlar. Hedef bunların kökünü kazıyana kadar bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Birliğimizi, beraberliğimizi bozmayalım. Kürtlerin adına ortalıkta gezdiğini savunan bu uzantılara da prim vermeyelim. Bunların benim Kürt kardeşlerimle ilgili en ufak hassasiyeti yok. Bunca zaman oralarda görev yaptılar. Sokak aralarını belediyenin iş makineleriyle kazmaktan başka ne yaptılar? Bunları devletin güvenlik güçleri buralara girmesin diye kazdılar. Barajların yapılmasına engel olmak istediler.
14 sene önce neredeydik, şimdi neredeyiz? Terör örgütünün milletimizi korkutmak için sindirdiği elemanlar milletimiz tarafından tekme tokat geri çevriliyor. Benim vatandaşım 'Kepenk indir' denildiği zaman gereken cevabı vermelidir. Güvenlik güçlerimiz de yanlarında olacaklar. Bunlar hain, bunlara gereken dersi hep beraber vereceğiz.
Önce biz dokunulmazlık istemiyoruz dediler. Dokunulmazlık kalkınca, Avrupa'ya bizi şikayet ettiler. Dokunulmazlıklar kalksın diyordunuz şimdi niye ağlıyorsunuz? Bunların suç dosyaları çok kabarık. Bizim arkamızda PKK var, PYD, YPG var dediler. Bunları söylediler, fatura önlerine çıkınca da farklı şekilde çalım atmaya kalktılar.
Ya adam gibi yaşayacağız, ya adam gibi öleceğiz. Bu anlayışla her türlü zilleti, boyunduruğu reddediyoruz.
DOLARDAKİ YÜKSELİŞ
Terör örgütlerinin ağababaları bu iş böyle olmuyor, bu sefer belaltından vurmaya başladılar. Ekonomimizin maruz kaldığı saldırıları bu şekilde değerlendirmek gerekiyor. Bu millet darbenin ertesi günü 2,5 milyar dolarını bozdurup ekonomisine destek olmuş millettir. Bugün de dövizi silah gibi kullanarak Türkiye'yi dize getireceğinizi sanıyorsanız aldanıyorsunuz.
2008'de 'Teğet geçecek' demiştim. Türkiye 2010 yılından itibaren tüm dünyayı kendisine hayran bırakan büyüme sürecine girdi. Savunma sanayisinde nasıl kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorundaysak, bu yönde de tedbirlerimizi hayata geçireceğiz.
Vergiydi, SGK'ydı yapılandırılmaya gidildi, 100-112 milyarın üzerinde taksitlendirme yapıldı. 3 yıl içinde de bu rakamı borçlu kardeşlerimiz ödemiş olacaklar. Kamu sözleşmelerinde dövizten TL'ye geçiş bunun ilk adımıdır. Bundan sonra bir süre böyle gideceğiz. Türkiye'nin istikameti sağlamdır. 2023 hedeflerimize ulaştığımızda kendimizden çok daha emin bir şekilde geleceğe bakacağız.