DEAŞ'tan kaçmaya çalışan 12 yaşındaki İsmail: Mavi bisikletimi hazırla dedem
12 yaşındaki İsmail'in babası, Konya'da bir kadınla evlendikten sonra eşi ve oğluyla geçtiği Irak Telafer'de terör örgütü DEAŞ için savaşırken öldü. İsmail, telefonda dedesine "Kaçmak istiyorum. Babam gibi savaştıracaklar. Mavi bisikletimi rüyamda gördüm" dedi. İsmail, son telefonda ise üvey annesiyle birlikte DEAŞ'tan kaçarak Musul'da peşmergeye sığındığını söyledi, "Yalvarırım bizi buradan aldır" diye konuştu. Dede İsmail B. resmi başvuruları yaparken, bu kez tanımadığı bir kişi arayıp torununu getirmek için 20 bin dolar istedi
Gazete Habertürk'ten Zafer Samancı'nın haberine göre; Konya’da yaşayan Mustafa B., 2010’da eşinden ayrılıp oğlu İsmail ile birlikte babası İsmail B.’nin evine taşındı. Babasının verdiği bilgiye göre, Mustafa B., 2012 sonlarında “tevhid evi” adı verilen bir adreste akşamları sohbetlere gitmeye başladı ve bu tarihten sonra bütün davranışları değişti. Bu sırada, kocası Rakka’da terör örgütü DEAŞ için savaşırken ölen bir kadınla da evlendi.
2014’ün haziran ayında, oğlunun “Tatile gidiyoruz” diyerek eşi ve o dönem 9 yaşında olan torununu götürdüğünü belirten İsmail B., sonrasında yaşananları şöyle anlattı:
‘ADAMIMIZ VAR’
“Birkaç gün sonra bizi arayıp ‘Hakkınızı helal edin. Biz Hak yolunda ölmeye geldik’ dedi. Yıkıldım. Durumu polise bildirdim. Oğlum, torunum ve gelinimin Irak’ın Telafer kentinde DEAŞ saflarında olduğunu tespit ettik. 2015 başlarında torunum aradı. ‘Başımız sağ olsun dedem, babam çatışmada öldü’ dedi ve o an gözüm karardı. ‘Babamın yerini cephede ben dolduracakmışım. Silah eğitimi vereceklermiş. Çok korkuyorum dedem. Eve gelmek istiyorum’ dedi. Bu görüşmeden 10 gün sonra tekrar aradı. İlk cümleleri ‘Dedem mavi bisikletimi rüyamda gördüm. Evin bahçesinde biniyordum. Bisikletimi hazırla dedem. Az kaldı’ oldu, ardından telefonu kapattı. Sonra her aradığında ‘Burada insanlar birbirin öldürüyor’ deyip ağlıyordu. Geçtiğimiz ay aradığında da ‘Dayanacak gücüm kalmadı. Annemi de alıp buradan kaçacağım. Ya bu yolda ölürüz ya özgürlüğümüze kavuşuruz’ dedi.” İsmail, aynı ismi taşı- dığı dedesine son olarak 15 gün önce arayarak üvey annesiyle birlikte Musul’a kaçtıkları bilgisini verdi ve “Peşmergelere sığındık. Yalvarırım artık bundan sonrasını hallet. Bizi buradan aldır. Eğer DEAŞ’ın eline tekrar düşersek bizi mutlaka öldürürler” dedi.
Dede B., torunun almak için hemen polise haber verdi ve konsolosluğa resmi başvuruda bulundu. Acılı dede, sonrasını ise gözyaşları içinde şu sözlerle ifade etti: “Torunum öldü mü, sağ mı; bilmiyorum. 1 hafta önce bir kişi aradı. ‘Beni tanımazsın. Torununu ve gelinini sana sağ olarak getiririm. Ama 20 bin dolarını alırım. Yoksa torunun da gelinin de oradan kendi başlarına gelemez. Bizim adamlarımız var. Bu işi hallederiz’ dedi. Ben de ‘Torunumu Türkiye sınırlarına sok, sana değeri 300 bin lirayı geçen evimi ve dükkânımı vereyim. Yeter ki onlar Türkiye sınırından içeri girsinler’ dedim. Beni bir daha aramadı.
Başvurmadığı devlet kapısı kalmadığını dile getiren İsmail B., “12 yaşında büyük bir iş yapıp üvey annesini ve kendisini bu canilerin elinden kurtarıp peşmergeye sığınmış. Bu saatten sonrası devletimizin görevi torunumu bana getirmek” diye konuştu.