Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Açılım bitti mi?

        Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Erdoğan, konuşmasında şunları söyledi:

        "Pazar günü İstanbul'daki programları iptal ederek Van'a gittim. Şehitlerimiz için hazırlanan törene katıldım. Ardından Şemdinli'deki Tekeli Taburu'na gittik. Burada çatışmada yaralanmış askerlerimizle konuştuk, kısa bir sohbetimiz oldu. Sonrasında Gediktepe mevkiine gittik, mevzilerde incelemelerde bulunduk. Buraların görülerek değerlendirmeler yapılrısa, yazılanların ne kadar doğru olduğu ortaya çıkacaktır. Gediktepe'nni yüksekliği 2.300 metre, ortalaması oraların 3.000 metre. Buralardaki vadilerden sızma hareketleri oluyor.

        Oralar kapalı karakol falan değil etrafı kum torbalarıyla kaplı mevziler. Televizyonlarda anlatılanlardan çok farklı. Muhalefet partilerinin liderleri de oralara gitsinler, incelesinler ondan sonra değerlendirsinler. Dönüşte Derecik beldesi Umurlu karakolunu ziyaret ettik, birlikte yemek yedik. Askerimizin morali yüksek. Sıfır nokasında nöbet tutandan en yüksek rütbel,i askere kadar hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor. Gediktepe ile Irak arası 3 km. Ondan sonra başka bir mevzi yok.

        Genelkurmay Başkanı'nın geri saflara alalım önerisine Adanalı asker "Orada dokuz atrkadaşınmı şehit verdim, beni buradan almayın, vatanımı savunmak istiyorum" dedi. İşte bu asil karakter vatanımızı savunmamızı sağlıyor. Her bir Mehmedin gözlerinde bu asaleti gördüm. Bu milletin asaleti gençlerimizin gözünde parlayan umut ışığıyla ayyılduızlı bayrağımız ülkenin her yerinde dalgalanmaya devam edecek.

        Geüvnlik güçlerimiz Türk milleti için fedakarca mücadele ediyor. Terörle mücadelede ne gerekiyorsa yapılıyor. Ortaya çıkan ihtiyaçlar karşılanıyor. AK Parti iktidarı hiçbir mazerete sığınmadan üzerine düşenleri yapmaya çalışıyor. İrade ise irade, fedakarlık ise fedakarlık, kararlılıksa kararlıklık gereken her şey hükümet tarafından ortaya koyuyor. Bizden ne talep edildiyse hepsini verdik. Terör bugünün sorunu olmadığı gibi sabahtan akşama bitecek değil. Bazı çevreler terörle yeni tanışmış gibi tepkiler veriyor.

        Bunun içeriyle ilgili kapsamı var dışarıyla ilgili kapsamı var. Hepsinin üzerine gidiliyor. Meseleyi siyasallaştırmak, haksız ve mesnetsiz suçlamalarda bulunmak yanlıştır.

        Medya kendini taraf olarak görmemeli sorumsuz davranışlardan kaçınmalı. Görüntülü, yazılı medya böyle bir meselede evlerin içine girerek içi canı, yanık annelerin tavırlarını göstererek kime hizmet eder. Terör örgütünün amacı kendi propagandasnı yaptırmaktır. Medya ne yazık ki; bilerek veya bilmeyerek terör örgütüne yandaşlık yapmaktadır. Artık burada Türkiyemizde meseleyi hükümetin üzerine yıkıp sıyrılmak kimsenin haddi değil. El ele mücadele sürdürülecek.

        Terör konusunda insan olmanın, hak hukuka önem vermenin gereğidir. Uzun yıllardır terörle mücadele veriyoruz ama nasıl muhalafet yapılıyor, nasıl yayın yapılır bilmiyoruz. Yapılanlar terörün amacına hizmet ediyor. Yapıcı olmanın yollarını öğrenmeliyiz. Yoksa, toplum olarak kaybederiz, başkalarını sevindiririz.

        Terör örgütü de çok iyi biliyor ki; bu eylemlerle varılacak bir yer yoktur. Bu kanlı saldırılar yıllardır yapılıyor peki kim kazandı? Ülkenin kaynakları heba edildi. İlk kanlı eylem 1984'te Eruh'ta gerçekleşti. 26 yılda hiçbir şey elde edemediler. Güya sözcüsü olduklarnı iddia etikleri kardeşlerime evlat acısından başka bir şey vermediler. 17-18 yaşındaki gençleri kendi ikballeri için ölüme yolladılar. Gençleri bir piyon gibi hem cinayete hem de intihara yolladılar. 6-7 yaşındaki çocukların ellerine taş vererek polise saldırttılar.

        Bölge insanının daha fazla gözyaşı dökmesi için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar. Şiddet devreye giriyorsa mantık devreden çıkar. Biz bu şiddet diline teslim olmayacağız. Geçmişte defalarca yapılanı tekrar etmeyeceğiz.

        Benim şehidimin kanı kurumadan Ankara'dan şiddetin diline şiddetle karşılık veriyor. Olağanüstü hal ilan edilsin, açılımdan vazgeçilsin, erken seçime gidilsin diye açıklama yapıyor. Aslan gibi yavrular daha toprağa verilmeden siyaset yapmanın zamanı mı? Terör örgütü Şemdinli'de vuruyor Ankara'dan birileri ses veriyor. Terör örgütü olağanüstü hal ilan edilsin, Türkiye yeniden 90'ların kanlı yıllarına dönsün istiyor muhalefet partisi terör örgütünün ekmeğine yağ sürüyor.

        Terör örgütü bu sorun çözülmesin diye eylem yapıyor birileri. Ankara'da terör örgütünün amaçlarına uygun dil kullanıyor. Olağanüstü hal, yerleşim bölgelerini boşaltmaktır, eğitime araç vermektir, binaları yıkmaktır, sokağa çıkmayı yasaklamaktır, üst aramasıdır, ev aramasıdır. Hangi yaraya merhem oldu. Teröre çare olmayı bırakın daha da derinleştirdi.

        Olağanüstü hal terörün diline teslim olmaktır.

        Sorunu bu hale getiren bu muhalefet partilerinin hukuksuz, çapsız politikalarıdır, şiddet politikalarıdır.

        Terör örgütü elebaşısı size altın tepsi üzerinde sunuldu, neden o zaman bataklığı kurutmadınız? O zaman mışıl mışıl uyuyanlar fırsatı değerlendiremeyenler, şimdi konuşuyorlar. Elebaşı elinizdeyken niçin görmezden geldiniz bu sorunu niçin hasıraltı ettiniz? Çünkü söz verdiniz. Size terörist başını teslim edenler o sözü aldılar. Şimdi bize fatura ediyorsunuz, ama fatura kesilecekse size kesilecek. Benim milletim bunu gayet iyi biliyor.

        Terör varken açılım yapılmaz diyenler, niçin terör uyurken istismar sebeplerini ortadan kaldırmadılar. Bu güne kadar hak ve özgürlükler için ne önerdiniz? Hukuka, demokrasiye, akla, mantığa uygun olmadan boş laflarla hareket ettiniz. Gücünüz yok, iradeniz yok. Ana muhalefet partisinin iktidar oldukları dönemde şehit sayıları zirve yapmıştır. Yavru muhalefetin döneminde de sayılar çok fazlaydı.

        Terörün sıfırlanması mümkün değil. Son terörist etkisiz hale getirilene kadar TSK tabi ki savaşacak. Boş konuşmak, hamaset yapmak terörün elini güçlendirir. Muhalefet yapmak, boş konuşmak değildir, felaket tellallığı yapmak değildir. Toplumu ajite etmek, galeyana getirmek değildir.

        Milli birlik ve kardeşliğin sona erdiğini demokratik açılımın bittiğini söyleyenler gaflet, basiretsizlik içindeler. 1984 ten beri her terör karşısında şiddete teslim olanlar bu günde aynı şekilde şiddete teslim oluyorlar. Ne zaman demokrasi güçlense terör devreye girer, ekonomik atılım olsa terör devreye girer. Ama biz geri adım atmayacağız. PKK, Kürt kökenli vatandaşların temsilcisi olmadı. Bugünde değildir yarın da olmayacaktır. Biz açılımı terör örgütü için başlatmadık. Milli Birlik projesini, Türkiye'yi huzura ve güvenliğe kavuşturmak, Türkiye’yi dünyada ön saflara taşımak için başlattık. Biz bu ihanetin içinde yokuz.

        Somut bir örnek veriyorum. Açılım terörü azdırdı şeklinde terör örgütünün ağzıyla konuşanlar, 26 yılda bu ülke teröre, sadece asker ve polis olarak 27 bin şehit verdik. Açılım mı vardı? Proje mi vardı? Kardeşliği yüceltecek tek bir adım mı vardı? Doğu ve Güneydoğu'ya yönelik tek bir adım mı vardı? Hayır. Biz bu oyuna gelmeyecek, aziz milletimizin bir kez daha hayal kırıklığı yaşamasına müsaade etmeyeceğiz.

        Milli birlik ve kardeşlik projesinin neyine karşısın? Gel oturalım konuşalım dedik. Terörü nasıl yok edeceğiz, birlikte ortak bir yol bulalım dedik. CHP'ye MHP'ye çağrıda bulunduk hiçbirisi cevap vermedi. Randevularımıza olumlu cevap gelmedi. Sen olumlu yaklaşmazsan, biz de diğer yolları görüşmeye başlarız önce. Biz aydınlarla entelektüellerle koordinasyonumuzu sürdürdük. Bu ülke de etnik unsurların sorunları var mı, Kürt, Türk, Çerkez, Abaza, Gürcü, Roman. Bu sorunlara eğilmek yanlış mı? İnanç gruplarının sorunu var mı, Sünni, Alevi, diğer inanç grupları. Hepsinin kendi sorunları var. Bunları çözmeye yönelik adım atmayacak mıyız? Sen devletsin o zaman sorunu çözeceksin. Ekonomik sorunumuz yok mu, var bunlara yönelik çözüm önerimiz tabi ki olacak. Siz bunlara yönelik ne söylediniz. Siz zaten iktidara gelemeyeceksiniz. Bu akılla halk iktidara getirmez.

        Açılım sürecini sabote etmek için ellerinden gelen provokasyonu yapanlar, milli birlik ve kardeşlik projelerinin önünü kapatırlar. Erken seçim diyenler, bu ülkede AK partinin erken seçim lüksü yoktur. Erken seçim yapacak kadar acze düşmüş bir hükümet de yok. AK Parti erken seçime gitmeyecek kadar güçlüdür.

        Milli birlik projesi için yola çıkarken, muhalefetin bu kadar ölçüsüz seviyesiz sorumsuz davranacağını düşünmedik. Süreci bu kadar sabote etmeye çalışacaklarına ihtimal vermedik. En can alıcı soruna kayıtsız kalacaklarını düşünemedik. Ama kapılar yüzümüze kapansa da, politik çıkarlar öne çıksa da biz bu süreci başlatacağız dedik ve başlattık.

        OHAL'i biz kaldırdık. Türkiye'nin en uzak mezralarına yol götürdük, su götürdük, elektrik götürdük. Doğu ve Güneydoğu’da 15 katrilyonu aşan yatırım yaptık. Hapisteki çocuklarıyla kendi dillerinde konuşsunlar diye anaların önünü biz açtık, anadilde eğitimin önünü biz açtık, TRT6'i biz kurduk, eğitimin kalitesini yükselttik.

        Milli Birlik ve Kardeşlik yolundan dönmeyeceğiz, açılım kapanırsa bilin ki, gençlerin kanıyla beslenen vampirler kazanır, dar görüşlülük kazanır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kazanması için yolumuza devam edeceğiz. Kardeşliğin, sağduyunun egemen olması gereken bir süreçten geçiyoruz. Ülkenin bu sorunu karşısında ortak bir yol sağlamamız gerekiyor. Akılla, mantıkla sağduyuyla hareket etmeliyiz. Yıkıcı söylemler, vurucu tavırlar anca teröre hizmet eder.

        Meseleleri bir AK Parti meselesi, bir hükümet meselesi gibi ele alanlar, ne vatan ve halk için ne de kendileri hayrına bir tavır sergilemiyorlar. Buradan CHP, MHP, BDP'ye sesleniyorum, meclis içinde ve dışındaki herkese sesleniyorum, bu süreci provoke eder, kapamaya çalışırsanız millet önünde de, tarih önünde de kaybedersiniz. Gelin, bu sürece destek verin. Milli Birlik ve Kardeşlik sürecine katkı sağlayın. Raporlarınızın arkasında durun, bu mesele herkesin meselesi, şahsi çıkarlarınızı bir kenara koyun.

        Değerli arkadaşlar özel bir hatırlatma da bulunuyorum, kim ne derse desin bundan böyle görevlisi sorumlusu olduğunuz illere çok daha fazla gidin. Gitmediğiniz takdirde çok büyük bir vebalin altına girersiniz. 22 Temmuz emanetinin gereğini yerine getirin. Bu emanet hafta sonu iline gel tatilini yap emaneti değildir. Burada teşkilatla halkla iç içe ol emanetidir. Konuşacağız. Çünkü biz yazılı ve görsel medyayla sorunlarımızı halledeceğiz. Onlara rağmen geldi, milletle el ele vereceğiz.

        Gençler ölüyor, sakat kalıyor, önceki gün dün bugün 17 ocağa ateş düştü. Anneliğin siyaseti yoktur. Anneler siyasi nutuklar duymak istemiyor. Erken seçim çağrıları değil, propaganda sözleri değil çözüm çağrıları duymak istiyor. Aynı şekilde bir babanın da evlat acısını dindirmek kolay değildir. Bütün partilere, sivil toplum kuruluşlarına, medyaya sesleniyorum: Anne babalara kardeşlik sözleri verelim, tek yürek olduğumuzu gösterelim. Göstermezsek, vazgeçersek, boynumuzu bükersek bu ülke kaybeder.

        Geçen hafta Ergenekon ile ilgili 9 hakime açılan tazminat davası kararı Anayasa'ya aykırıdır, Venedik Komisyonu maddelerine aykırıdır. Korkutmaya sindirmeye yönelik bir hukuk skandalıdır. Hukuk herkese eşit uygulanır, ama maalesef 9 hâkime yönelik tazminat davasıyla hukuk çiğnenmiştir. Hukuk siyasallaştı diyenler neden şimdi sesiniz çıkmıyor? Hükümet yargıya müdahale ediyor diyenler, neden şimdi sesiniz çıkmıyor? Anayasal suç işlenmesi karşısında neden sesiniz çıkmıyor?

        Anayasa da yaptığımız değişikliğin ne kadar haklı ve yerinde olduğu bu olaylarla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Biz üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunarak buraya geldik.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ