CHP'de istifa depremi

CHP ve yeni parti yönetimine ''yüksek başarılar'' dileyen Kesici, ''3 yıldan fazla bir zamandır üyesi bulunduğum ve 23. Dönem İstanbul Milletvekili olarak görev yaptığım bu dönemde CHP ve CHP'lilerle ilgili olarak bende sadece güzel anılar bulunmaktadır. Bu süreç içerisinde tek bir tane bile olumsuz bir anımın bulunmadığını da ayrıca ve şükranla huzurlarınızda ifade etmek isterim'' diye konuştu.

Bu dönemde, kendisine 3 önemli parti görevi verildiğini dile getiren Kesici, 2008 ve 2010 yılları bütçeleri üzerinde TBMM Genel Kurul görüşmelerinde CHP Grubu adına söz aldığını, bu konuşmaların Meclislerin en prestijli ve en önemli konuşmalarından olduğunu söyledi.

Kesici, 3 Ağustos 2009'da CHP Grubu adına TBMM Başkanlığına aday gösterildiğine anımsatarak, bu ve benzeri konuların, siyasi hayatının en aziz hatıraları arasında yer alacağını dile getirdi. Kesici, ''CHP'ye üye oluş düşüncelerimi en iyi anlatan şey, o zamanki Genel Başkan Sayın Deniz Baykal Beyle CHP Genel Merkezi'nde birlikte yaptığımız basın toplantısında karşılıklı olarak ifade ettiğimiz hususlardır. Katılım toplantısında ifade edilen görüşlerimizin özü ve temel amacı 'Milletimizin değerleri ile devletimizin ilkelerini' birlikte ve saygıyla kucaklayan bir iktidar alternatifi oluşturmaktı'' görüşünü dile getirdi.

"YENİ BİR TÜRKİYE İHTİYACI"

Kesici, 23. Dönem 5. Yasama Yılı'nın başlamasıyla ''siyaset ve devlet hayatında yeni bir siyasi dönemin de başlamak üzere olduğunu hissettiğini'' söyledi.

''Türkiye'nin önemli sorunlarının zaman içerisinde hafiflemesi yerine giderek arttığını ve daha da ciddi bir hal alacağını gördüğünü'' ifade eden İlhan Kesici, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ülkemizin özellikle bu süreçte çok büyük kucaklaşmalara ihtiyaç duyduğu çok açıkken, toplumumuzda giderek daha çok kamplaşma, kutuplaşma eğilimlerinin arttığını da üzüntüyle müşahede ediyorum.

CHP'de de şimdi yeni bir yönetim ve yeni bir siyasi anlayış dönemi başlamış bulunmaktadır. Yeni yönetime ve CHP'ye tekrar yüksek başarılar diliyorum. Yeni parti yönetimi ve yeni siyaset anlayışına, başta fikri temelde olmak üzere etkili bir katkı sunabileceğim bir durum bulunmadığını hissediyorum. Bu münasebetle, özgür bir siyasi söylem ve tavır içinde olmak gerektiği düşüncesine ulaşmış bulunuyorum.

Siyasetçiler olarak temel görevimiz Türkiye'nin geleceğini hazırlamaktır. Önümüzde 21. yüzyılın icaplarına göre yeniden yapılandırılması gereken yeni bir Türkiye ihtiyacı bulunmaktadır. Siyasetimizin asıl sorumluluğu ve yapması gereken asıl görev bunun icap ettirdiği altyapının hazırlanması olmalıdır. Muhtemel bazı yanlış değerlendirmelere meydan vermemek amacıyla, ayrıca ifade etmek istiyorum ki istifamın başka bir partinin genel başkanı olmak gibi bir niyet ve düşünceyle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.''

Deniz Baykal'ın genel başkanlığı döneminde CHP'ye katıldığını anımsatan ve katılım toplantısında söylediklerini yazılı olarak gazetecilere dağıttıran Kesici, istifasının yeni parti yönetimi ile fikir ayrılığından çok ''hissiyat'' ile ilgili olduğunu söyledi. Kesici, ''Şimdiki yönetimle bir anlayış farklılığının ortaya çıktığı kanaatinde değilim. Ama benim fikri bazda başta olmak üzere fazla bir katkı vermemi icap eden bir hal hissetmiyorum. Bir katkım olmayacak ise daha özgür siyasi tavır içinde olmayı tercih ederim'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile konuyu görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine ise Kesici, Kılıçdaroğlu'na genel başkan olduğu zaman ''tebrik'' ziyaretinde bulunmak istediğini, ancak araya yoğun bir programın girdiğini, geçen perşembe gününden itibaren istifa etmeye karar verdiğini anlattı. Bunu Kılıçdaroğlu'na bildirmek istediğini, yine araya yoğun bir programın girdiğini ifade eden Kesici, ''Görüşme imkanımız olmadı ama dün özel kaleme istifa edeceğime dair not bıraktım. İstifa etmeden önce Genel Başkanla bir görüşmek istediğimi söyledim'' dedi.

Kılıçdaroğlu ile bürokraside de çalıştığını, aralarında ''en küçük bir sıkıntının olmadığını'' anlatan Kesici, ''Sayın Genel Başkanla uzun bir durum değerlendirmesi yapmak istiyordum. Hediye olarak da bir kravat aldım. Görüşme imkanımız olmadı'' diye konuştu.

Kesici, bu sabah yine özel kalemi aradığını ve Kılıçdaroğlu ile telefonla konuştuklarını belirterek, ''İstifa edeceğimi söyledim. Üzüldü. Basın toplantısından sonra görüşebileceğimizi söyledi. Ben de memnuniyetle kabul ettim'' dedi.

İlhan Kesici, bir başka soru üzerine, eski Genel Başkan Deniz Baykal ile geçen perşembe günü görüştüğünü ve kararını ilettiğini bildirerek, ''Benim hissiyatım o da üzüldü. Elbette istifa etmememizi Sayın Baykal da Sayın Kılıçdaroğlu de istemezler. Bu çok anlaşılabilir bir durumdur'' dedi. Kesici, Baykal'ı bugün ve yarın ziyaret etmek istediğini de bildirdi.

"BAĞIMSIZ OLARAK DEVAM EDECEĞİM"

Kesici, DP'ye milletvekili olarak da katılmayacağını, ''bağımsız'' olarak devam edeceğini söyledi.

Kesici, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile ''aile büyüğü olarak'' istifasını konuşmadığını, Demirel'in eski cumhurbaşkanı olarak siyasi pozisyonunun ''partiler üstü'' olduğunu, istifasının ise ''günlük siyasi halin göbeğinde olan bir duruma'' girdiğini kaydetti. Kesici, ''Eğer danışılmış olsa doğrudan siyasi hareketin içine çekmek demek olur'' dedi.

İlhan Kesici, ''Deniz beyle geldim Deniz beyle giderim'' gibi bir düşünceyle hareket edip etmediğinin sorulması üzerine de bunun doğru olmadığını ifade etti. Kesici, ''Öyle olsaydı Sayın Kılıçdaroğlu'nun seçildiği gün bunu yapardım'' diye konuştu.

Süreci gözlediğini yineleyen Kesici, yeni hal ile ilgili ''kuvvetli bir fikri katkı verebileceğini hissetmediğini'' kaydetti.

Kesici, ''Ortanın solunda bir parti olarak CHP'nin merkeze ve merkez sağa yaklaşmasının Türkiye için çok doğru bir hal olduğu'' düşüncesini taşıdığını, Baykal'ın 'merkeze ve merkezin sağına doğru kudretli bir hamle yapmayı arzuladığını düşündüğünü'', bunu doğru gördüğünü dile getirdi.

Kesici, ''Yeni istifalar gelebilir mi?'', sorusuna, ''Hayır. Hiç hissetmiyorum. Öyle bir hissiyatım yok'' yanıtı verdi.

İlhan Kesici, basın mensuplarının sorularına şu yanıtları verdi:

"Biraz daha serbest bir siyasi söylemle, siyasi tavır içine geçmiş olurum. Bir çok olay ve konu var Türkiye'de. Türkiye'nin sorunlarının gittikçe ağırlaşan sorunlar olduğunu düşünüyorum. Hükümetimizin bu sorunlara karşı tespit ve teşhis hatası çok yaptığı kanaatindeyim. Sorun var, çözeyim tamam ama yanlış teşhisle işe başlayıp kronikleştiriyorlar. Sorunların ağrılığını ciddiye almıyorlar. Türkiye'nin sorunlarıyla ilgili ben kendimi birazcık daha özgür bir söylem ve siyasi tavır içine almış olacağım.

Sayın Baykal'la perşembe günü görüştüm, kararımı söyledim. En çok üzülen o olur herhalde. Bugün veya yarın olanı biteni değerlendiririz diye düşünüyorum."

AA