Öcalan Hizbullah'ı tehdit etti
Hizbullah'ın beyin takımının tahliye olması, Abdullah Öcalan'ı çileden çıkardı

İnan GEDİK / ANKARA
Tutukluluk süresi 10 yılı aşan Hizbullahçıların yasa gereği serbest bırakılmasının ardından, Doğu ve Güneydoğu’da PKK ile Hizbullah arasında çatışmaların yeniden başlayabileceğinin sinyalleri geldi. Terör örgütü elebaşısı Öcalan, Hizbullahçıların tahliyelerine “Bu nasıl olur, Diyarbakır’a nasıl yaparlar bunu? Diyarbakırlılar buna nasıl müsaade eder?” diye tepki gösterdi.
‘BU NASIL OLUR?’
İmralı’da avukatlarıyla görüşen Öcalan’ın söyledikleri, firatnews.org internet sitesinde yayınlandı. Demokratik Toplum Kongresi’nin toplanarak “meşru savunmayı” tartışmasını, Hizbullahçıların da toplantıya çağ rıl ma sı nı is te yen Öca lan, “E ğer es ki tarz da de vam ede cek ler se o za man meş ru sa vun ma, öz sa vun ma dev re ye gi rer, on la ra Di yar ba kı r’ da yer ve ril me z” de di. Öcalan şunları söyledi: “Hizbullah meselesini takip etmeye çalışıyorum. Bu nasıl olur, Diyarbakır’a nasıl yaparlar bunu? Diyarbakırlılar buna nasıl müsaade eder? Bu katilleri, canileri, vahşice cinayet işleyenleri (İnsanların cesetleri çuvallarda, yeraltından çıkarılıyordu) bırakıyorlar ve halaylarla, kutlama havasında karşılanıyorlar... Anlamıyorum,
Diyarbakır’da yüzde 80 oy alınıyor, nasıl oluyor? Bunların bu şekilde bırakılması tesadüf değildir, bazı şeylerin hazırlığı yapılıyor olabilir. Bu adamlar sıradan suçlular değil. Bu katilleri öyle sıradan suçlularmış gibi bırakamazlar. Bu katilleri, canileri serbest bıraktılar. Bunların ne yapacakları belli değil. Öte yandan 50 bin kişilik özel paralı ordu kuruluyor. Bunu kim için ne için kuruyorlar? Bir yandan ‘Sorunun diyalogla çözümünü istiyoruz’ diyorlar, öte yandan bu hazırlıklar yapılıyor, Hizbullahçılar bırakılıyor.
‘NİYE SESSİZ KALINIYOR?’
Kongre ve Amed (Diyarbakır) Konseyi toplanmalı, meşru savunmayı tartışmalıdır. Gerektiğinde halkımız sokağa dökülüyor ama bu katiller böyle bırakılırken niye sessiz kalınıyor, mitingler, yürüyüşler yapılmıyor? Her şey benden beklenmemeli, her şeyi benim mi söylemem lazım, kendileri bunları düşünmelidir. Kent Konseyi’nde Diyarbakır’ın bütün kesimleri gelip yerini alabilirler, orada her şeyi özgürce tartışabilmelidirler. Bu Hizbullahçılarla da konuşulur, diyaloğa geçilir, eğer eski tarzlarında devam etmeyeceklerse, özeleştirilerini yapmışlarsa, hatalarından ders çıkarmışlarsa, bundan sonra kendilerini legal olarak ifade edeceklerse, onlar da çağrılır, hem konseyde hem kongrede kendilerini temsil edebilirler. Eğer eski tarzda devam edeceklerse o zaman meşru savunma, öz savunma devreye girer, onlara Diyarbakır’da yer verilmez.”