Bülent Arınç'tan flaş açıklamalar
"2280 kişinin telefon numaraları da dahil olmak üzere dinlendiği anlaşılıyor"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Bülent Arınç, bazı gazetelerde yer alan "7 bin kişi dinlendi" iddialarına ilişkin "Şu anda inceleme konusu yapılan 107 klasör var. 107 klasörde 2280 kişinin telefon numaraları da dahil olmak üzere dinlendiği anlaşılıyor. Bunların ihbar mektubuna bağlı olarak herkesi dinledikleri ortaya çıkmış. Dosyada ismi bulunanların sayısı daha da artabilir" dedi.
İşte Arınç'ın konuşmasından önemli satır başları;
"7 BİN KİŞİ DİNLENDİ" İDDİASI
Bakanlar Kurulu'nda konu üzerine görüşme yapıldı. Adalet Bakanımız bilgi verdi. Üzücü bir olay. Türkiye kamuoyu son derece duyarlı.
İsimleri geçen bazı siyasetçilerin, yazarların, sanatçıların bu dinleme sırasında bazen soyadları olmadani bazen rumuzlar verilerek dinlenilmiş. Konu soruşturma kapsamı içersindedir. Maalesef çok üzücü bir gelişme. Bugünkü haberlerle ilgili kısa bir bilgi verebilirim. 2 savcının ismi geçiyor bildiğimiz kadarıyla. Cumhuriyet Savcısı Adem Özcan ve Adnan Çimen. İkisi de TMK 10'uncu maddesine göre yetkili savcılardır. Bir hayali ihbar üzerine, 4 sayfalık. 'Selam ve Tevhid Terör Örgütü' ile ilgili bir soruşturma başlatarak, aldıkları hakim kararlarıyla bazı dinlemeler yapmışlar. Burada kapsamı, niteliği, şüphelilerin kimliği, çok sayıda kişi hakkında teknik ve fiziki takip kararı alınmış. Dosya, ellerinden alındıktan sonra, yerlerine gelen savcılar tarafından ortaya çıkarılmış. Böyle bir terör örgütünün olmadığı, dosyanın incelenmesinde de bir terör eylemi ya da terör planlamasının olmadığı görülmesine rağmen, 2011'den bu yana, teknik ve fiziki takiple birçok kişinin takip edilmesi sonunda, dosyaya dahil edilen ve bir kısmı kamuoyunda tanınan kişiler olması sebebiyle, farklılık arz eden ve başsavcılarının da haberi olmayan bu soruşturma her yönüyle dikkat çekmiştir.
Esas numarası 2011/762. Bu sadece bir soruşturma dosyasıyla ilgili olan, diğerleri üzerinde incelemeler devam etmektedir. Teslim alınan hard disklerin incelenmesinde aynı zamanda mahkeme kararı alınarak, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün yaptığı tape dökümleriyle de bugün gazetelerde bir kısmı neşredilen bir olay ortaya çıkmış bulunuyor.
"3 YILDAN BERİ..."
Şu anda inceleme konusu yapılan 107 klasör var. 107 klasörde 2280 kişinin telefon numaraları da dahil olmak üzere dinlendiği anlaşılıyor. 3 yıldan beri devam eden bu soruşturma konusun, sadece ilgili savcıların takibinde olduğu ve bunların bir ihbar mektubuna dayalı olarak herkesi dinledikleri, bunların içersinde bilim adamları, sanatçılar, yazarlar, siyasetçilerin bulunduğu ortaya çıkmış. Bu klasörlerde ismi bulunanların sayısının daha da artabileceği incelemeyi yapan savcılar tarafından, hakim kararıyla tapeleri yapılan incelemeler sonunda anlaşılabilecek.
"BUNLAR TAMAMEN KANUNSUZ DİNLEME TALEPLERİ VE KARARLARIDIR"
Belki Adalet Bakanımızın inceleme bittiğinde yapacağı geniş bir açıklamayla, kim, niçin, ne maksatla bu işlemleri yaptığını kamuoyuna açıklayabileceğiz. Bunlar tamemen kanunsuz dinleme talepleri ve kararlarıdır.
"DİNLENEN HER ŞAHISTAN ÖZÜR DİLENMELİ"
Demekki savcı ve hakim birlikteliğiyle hayali bir örgütün, ilgisi yada ilintisi bulunabileği şu anda 2280 kişi ve telefon dinlemesi üzerinde 3 yıldan beri dinlemeler yapıldığı, ve bu dinlemelerden bazılarının bugüne kadar geldiği, bir kısmı hakkında da geçmişte dinleme bitmesine rağmen yine kanun gereğince herhangi bir bilgi verilmediği de ortaya çıkmış bulunuyor. Her kişiden, o kişilerin yakınlarından ve bu konuya dahil edilen isimleri belli her sahıştan özür dinlenmesi gerekiyor.
KILIÇDAROĞLU'NA YANIT
Kılıçdaroğlu, kendisince mükemmel bir açıklama yapmış 'bunlar dinlenirken hükümet neredeydi?" diye. Hükümet buradaydı. Ama bu dinlemeyi talep eden savcı ve kararı veren hakime bizim etki yapmamız ve haberli olmamız mümkün değil. Yasama, yürütme, yargı birbirinden bağımsız hareket eder. Ortaya çıkan bir tek büyük gerçekte budur; HSYK değişikliğinin özellikle bu gelişmeler karşısında ne kadar acil, önemli ve haklı olduğu ortaya çıkmıştır. İnternet kanunu ve MİT kanunuyla ilgili tartışmaları, kimlerin daha çok yaptığını ve kimlerin daha çok zarar görebileceklerini düşünerek kimlerin yurtiçinde ve yurt dışında ihbarlarla bulunduklarına dikkat edersiniz, bu konuda birilerinin büyük bir telaş içersinde olduğunu gösteriyor
BAŞBAKAN ERDOĞAN- OBAMA GÖRÜŞMESİ
Sayın Başbakan elbette bu konuyla ilgili konuştu. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler hep düzeyli ve iyi ilişkilere dayanan bir gelişmeyi gösterdi. Ancak son dönemde Sayın Başbakan ve Obama arasındaki ilişkilerin soğuduğu iddia edildi. 20 Şubat’ta bu görüşme oldu. Konuşulan konu Kıbrıs’ta görüşmelerin başlaması, Suriye, Mısır ve Ukrayna ilgili gelişmelerdir. Şu Ukrayna’nın haline bakın… Sayın Başkan Obama bu konuda Türkiye’ye güvendiklerini ifade etmişlerdir. Olumlu bir görüşmedir.
"DARBE GİRİŞİMİ OLDUĞUNU BAŞBAKAN İFADE EDİYOR"
17 Aralık öncesi ve sonrasında yaşananların AK Parti hükümetlerine karşı bir darbe girişimi olduğunu Sayın Başbakan ifade ediyor. Benim burada tekrar etmemin gereği yok.
- Özel konuşmaların bile takibe alınması bunların birilerine karşı kullanılacağımı akıllara getiriyor.
DEMİRTAŞ'IN AÇIKLAMASI
Eylül sonunda sayın başbakanımızın açıkladığı demokratikleşme paketi son çalışma haftasında yasalaştırılacak. Burada düşündüğümüz konu özel kurumlarda ana dilde eğitimin serbest olacağı. devlete bağlı okullarda seçmeli dersler var. Sayın Demirtaş’ın konuştuklarını elbette takip ediyoruz.
Çözüm süreci devam ediyor. Yaşanan bazı olumsuzluklar var ama bunlar tolore edilebilir düzeyde.
Şiddete yönelecek herhangi bir çağrı yoksa propaganda konusunda özgürlüktür esastır.
"BU OLAYLAR BAŞBAKANIMIZIN NE KADAR HAKLI OLDUĞUNU GÖSTERİYOR"
Ben İngiltere'de güzel temaslar yaptım. Bir kişinin sorduğu soruya yanıt verdim. Sayın Başbakanımızın, hükümetimizin yanında olmak, her yönüyle bu hükümeti savunmak noktasındayım. Bazı konularda üslup farklılıklarımız olabilir. Öz de ayrılmayız. Seçimlere gidiyoruz. Benim amacım bir oy daha fazla almaktır ve seçimi kazanmaktır. Dolayısıyla o camianın binlerce on binlerce samimi insanına benim gönül açmam lazım. Onlar bizim arkadaşlarımız. Bugüne kadar hizmetlerin içerisinde de birlikte olduk. Bugün öğrendiğim ve arkasının da geleceğini duyduğum bu olaylar Başbakanımızın ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.
Ama ben buna rağmen aynı kelimeleri kullanır mıyım. Onları da bir kenara koymak durumundayım.
Polislikten atılmış bir kişinin kaçtığı söylenen biriyle görüşme yaptığı yönünde mesajları var.
Peki bu adam kim. Suç örgütü elemanlarından menfaat temin ettiği yönündeki suçlarla ilgili başlatılan soruşturma sonucunda yetkisini başkalarına çıkar sağlaması sonucu meslekten çıkarma cezası verilmiş re 6 Ocak 2014’te polislikten çıkarılmış. Böyle bir insan şu kadar yurt dışına gidiyor da bunun başındakiler ne yapıyorlar. Görmüyorlar mı bilmiyorlar mı şimdi onu araştırmak zorundayız. Ama sonradan öğreniyoruz ki bunların varlıklarına belki iyi niyetle göz yumulmuş. 17 Aralık’ın çok şer tarafı var ama hayır tarafı da var her şey ortaya çıkmış oldu.