Günübirlik tur teknelerinin yüzde 95'inin sigortası yok
Yaz aylarının gelmesiyle Ege ve Akdeniz'in insan eli değmemiş koylarına ulaşmak için vatandaşların yoğun talep gösterdiği günübirlik tur teknelerindeki sigortalılık oranı yüzde 5'in altında kaldı
Türk P&I Sigorta Genel Müdürü Ufuk Teker, Türkiye'nin deniz sigortacısı hüviyetiyle doğru bildikleri şeyleri halkı bilinçlendirme adına tepki topladıkları alanlarda bile halkı bilgilendirmeye çalıştıklarını belirterek, deniz turizm bölümünde en yüksek riski günübirlik tur teknelerinin taşıdığını kaydetti.
Eğlence amaçlı çıkılan günübirlik deniz araçlarının çoğunun ahşap yapıdan oluşması nedeniyle yangına çok müsait olduğunu ifade eden Teker, yaz dönemi olması nedeniyle güvenlik önlemlerinde daha gevşek olunduğunu, kılık kıyafete dikkat edilmesini söyledi.
Teker, günübirlik turların çok keyifli olduğunu ancak çoğunda güvenlik açısından zafiyetin bulunduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"Birçok hadise oluyor, parmak kopması, el kopması, yolcunun boğulması, yangın çıkması, teknenin batması gibi. Çok yoğun rizikonun meydana geldiği bir durum. Sigorta koruması tarafına baktığınızda rizikonun olduğu açık. Sektör kısa seferler yaptığı için kendilerinin güvenli olduğunu düşünse dahi bizim için adam boyunu geçen su, hatta geçmeyen su bile tehlikelidir.
Sigorta güvencesi açısından baktığınızda deniz aracı sahibinin yolcu başına yaklaşık 2 milyon TL teminat bulundurması gerekiyor. 100 yolcu kapasiteli bir tur teknesinde 200 milyon TL civarında bir teminat limitine ihtiyaç duyuluyor, sahip oldukları teminat limitleri ise bunun çok uzağında yer alıyor. Olması gerekenin yüzde 1'i kadar teminat bulunduruyorlar."
Doğru teminat ile doğru sigortalama yapılmadığı için günübirlik teknelerin hadiselerde arkalarında mağdur bıraktığına işaret eden Teker, "Çoğunda sigorta teminatı olmadığını düşünüyorum. Zamanla bu sorunun ortadan kalkacağına eminim. Bununla ilgili bilinçlendirme yapmaya devam ediyoruz." dedi.
SİGORTALI DENİZ TURİZM ARAÇLARININ ORANI YÜZDE 5'İN ALTINDA
Teker, bu sigortanın zorunlu olmasının işletmelerin keyfiyetine bırakılmayacak kadar kamuyu ilgilendirdiğini belirterek, "Ege ve Akdeniz'de 5 bin civarında deniz turizm aracı bulunuyor. Bu araçların yüzde 95'inden fazlası sigortasız. Sigortalı deniz turizm araçlarının oranı ise yüzde 5'in altında." diye konuştu.
Bu konuda denizcilik idaresine de görev düştüğünü ifade eden Teker, deniz turizm araçlarında sigortalılığın denetlenmesi gerektiğini dile getirdi.
Teker, Türkiye'nin turizmde bir marka olduğunu aktararak, "Olumsuz olayların yaşanmasını önleme adına çalışmalar yapılıyor. İnsan veya ekipman kaynaklı kazalar ister istemez meydana gelecektir. Sigorta güvencesi çok önemli bir etken, mağduriyetlerin sorunsuz şekilde giderilmesi, Türkiye'nin turizm markası olduğu algısını artıracaktır." değerlendirmesinde bulundu.
