Haliç'te tramvay hattı için çakılan kazıklar gündem oluşturmaya devam ediyor
Haliç kıyısında 900 metrelik alanda tramvay hattı için sürdürülen kazık çalışmalarının tarihi eserlere zarar vermesinden korkuluyor. Bu arada çalışmaları yürüten İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden herhangi bir açıklama ise gelmedi
HABERTÜRK’ün iki gündür manşete çıkardığı “Boğaz’dan sonra Haliç’e de kazık” ve “Haliç’in tarihi dokusu bir kez daha zedelendi” haberlerine yorum yağmaya devam ediyor. Gazete Habertürk'ten Can Mete'nin haberine göre Feshane ve Eyüp Anadolu Lisesi arasında kalan yaklaşık 900 metre mesafede, Eminönü-Alibeyköy tramvay hattı için denize çakılan kazıklar, Haliç’in doğal peyzajını bozduğu ve bölgedeki tarihi eserlere zarar verdiği gerekçesiyle tepki topluyor.
‘DENİZDEN UZAKLAŞIR’
İstanbul Gelişim Üniversitesi İç Mimarlık Bölüm Başkanı, Mimar Yrd. Doç. Dr. Erdal Eren:
“Böylesine önemli bir şehre sahip çıkma konusunda geçmişten bugüne kadar başarısız olduk. Topkapı Sarayı’nın dış duvarlarının önünden demir yolu geçiren ilk padişah olan Sultan Abdülaziz ile başlayan hatalar zinciri, Florya Deniz Köşkü’ne ulaşım sağlamak için Sirkeci-Florya arasının doldurulmasıyla devam etmiş, Bedrettin Dalan döneminde Boğaz doldurulmuş ve sahiller trafiğe açılmıştır. Bugün Haliç’te gelişmekte olan olaylar eskiden beri devam eden bir anlayışın sonuçlarıdır. Kazıkların çakıldığı bölgede Sadrazam Hüsrev Paşa Türbesi, Sultan Reşad Türbesi, Ebussuut İmam Hatip Ortaokulu gibi birçok tarihi miras ve yapı bulunuyor. Sahil bandında kazıkların çakıldığı yerler sahilin yapısını bozmakla kalmıyor, tarihi dokuyu da tehdit ediyor. İnsanların ulaşımı için kazık çakılması bölgede yaya trafiğini de olumsuz etkileyecektir. Sahili doldurmak semti denizden uzaklaştırmak manasına geliyor. Bu tarz tarihi noktalarda kentin dokusuyla oynamak doğru değil”.
Yrd. Doç. Dr. Erdal Eren
‘GÖRÜŞ ALINMALIYDI ’
Yüksek Mimar ve İnsan Yerleşimleri Derneği Başkanı Korhan Gümüş:
“Eyüp Sultan’ı bir kompleks olarak bütün halinde ele almak gerekir. Dolayısıyla yapılacak her müdahalenin tartışılması gerekir. Öncelikle projenin ulaşım projesi olarak ele alınması son derece yanlış. Bu yaklaşım şehircilik anlayışına aykırıdır. Ulaşım ve kültürel miras bir bütün olarak düşünülmeli. İstanbul sıradan bir şehir değil, bahsi geçen bölge bir sit alanı. Sit alanlarına müdahale her şeyden önce suçtur. Elbette birtakım ihaleler yapılabilir ama uzman görüşlerin mutlak suretle alınması lazım. Haliç’e metro köprüsü yapılırken de kimseden görüş alınmadı. Oysa çok basit bir tasarımla sorun çözülebilirdi. Bölgede daha önce yapılan zemin etütleri gösteriyor ki Haliç hareketli bir zemine sahip. Öyle olmasa zaten kaya ile doldurma yoluna giderlerdi. Kazık çakma işlemi yapıldığına göre zemindeki zayıflığın farkındalar. Bu tip bölgelere yapılan müdahaleler başka bir bölgeye basınç yapar. Kazık çakma işleminin çevreyi etkilememesi düşünülemez. Sorumluların derhal işi durdurması lazım. Eyüp Sultan evrensel bir miras dolayısıyla mesele bağımsız kurumlar tarafından ele alınmalı. İstanbul Alan Yönetim başkanı nerede? Topkapı’da, Süleymaniye’de, Haliç’te bir sürü olay yaşanıyor. İstanbul’un sahibi yok mu? Konuyu bütün ayrıntılarıyla bilimsel ortamlarda konuşmadan bu tip girişimlerde bulunmak trajik ve absürd. Bütün sorumluluk koruması gereken alana zarar veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait”.
Korhan Gümüş
‘ZEMİN ZAYIF’
Restorasyon Uzmanı ve Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay:
“Bölgede bulunan tarihi eserler dolgu toprak üzerinde yer alıyor. Zemin zayıf olduğu için kazık çakılması muhakkak tarihi eserlere zarar verecektir. Bunun bir örneğini geçmişte yaşadık. 1983 yılında yapılan yol çalışması Reşadiye Mektebi’nde çatlaklara neden oldu. Bu risk yine mevcut, bunu görmemek imkânsız. Çakılan kazıklar büyük boyutlu. Zemin darbeleri nedeniyle yayılan titreşimleri Haliç’in çamur zemini ileterek başka bölgelerde sıkışmalara neden oluyor. Buna bağlı çatlak ve çökmelerin olması kaçınılmaz. Bölgede türbeler, kütüphane, okullar var. 5. Murad’a ait türbe de yine aynı yerde. Haliç gibi doğal peyzaja sahip yerlerde dolgu da kazık da doğru değil. Yola çıkarken projenin etki alanına iyi bakmak lazım.
Prof. Dr. Zeynep Ahunbay
437 YILLIK CAMİYİ ÇATLATMIŞTI
Üsküdar sahilindeki ‘kazıklı meydan’ çalışması da tartışmalara neden olmuştu. Çalışmalar sırasında halk arasında Kuşkonmaz olarak bilinen 437 yıllık Mimar Sinan eseri Şemsi Paşa Camii’nin çatladığı ortaya çıkmıştı. Yapılan incelemelerde tarihi caminin duvarlarında ve denizle arasında kalan kısımda derin çatlaklar oluştuğu tespit edilmişti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), cami önünde denize çakılan kazıkların camide hasara neden olmadığını, bahçe duvarlarında olan çatlakların ise daha önceden meydene geldiğini açıklamıştı. Ayrıca, dolgu ve ilave yapılmadan bu kazıkların kesileceği, çalışmanın camiyi pas geçerek devam edeceği belirtilmişti. İzleyen süreçte Üsküdar Meydanı Projesi’nin Kuşkonmaz Camii önünde kalan kısmında çalışmalar durdurulmuş, meydan düzenleme çalışmalarına ise kaldığı yerden devam edilmişti.