Ebru Yaşar: Benim Bergüzar'dan ne farkım var?

İKİZ ANNESİ OLDU

Tüm zamanların en çok satan şarkılarından ‘Seni Anan Benim İçin Doğurmuş”a sesiyle imza atan Ebru Yaşar ikiz bebeklerini doğurdu ve ara verdiği müziğe iddialı döndü.

"EN GÜZELİNİ BULMAK İÇİN ÇOK ENERJİ HARCIYORUM"

Yeni albümü ‘Haddinden Fazla’yı geçtiğimiz günlerde müzikseverlerle buluşturan Ebru Yaşar, “İçime sinmeyen, beni heyecanlandırmayan şarkılara albümlerimde yer vermiyorum. En güzelini bulmak için çok enerji harcıyorum” diyor.

Evlendi, hamile kaldı ve geçtiğimiz şubatta ikizleri Ebrusu ile Hasan Poyraz’ı dünyaya getirdi. Özel hayatında köklü değişimler yaşadığı dönemde kariyerinin kendi ifadesiyle hep olduğu gibi olması için çaba harcadı. Bir yandan yeni hayatının keyfini yaşarken, diğer yandan dinleyicilerine de keyif vermek için yine güzel şarkıların peşine düştü. Mustafa Ceceli, Emrah Karaduman, Gülden Mutlu ve Gökhan Tepe’den aldığı şarkılara, üzerine yeni sözlerin yazıldığı 2 Arap, 1 de Yunan şarkısı ekledi. Ozan Çolakoğlu’nun aranjörlüğünü yaptığı ‘Haddinden Fazla’ adını verdiği albümünü geçtiğimiz günlerde çıkardı. Çok teklif almasına rağmen birçok meslektaşının aksine oyunculuk tekliflerini hep geri çeviren Ebru Yaşar, Bergüzar Korel’den farkının olmadığını ama kendisini şarkı söyleyerek ifade edebildiğini dile getirdi.

‘GÜNCELLİĞİMİ KORUMAKTAN GURURLUYUM’

22 yıllık kariyeriniz size ne anlatıyor?

Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Geriye dönüp bakınca ilk günlerimi henüz dün yaşamışım gibi hissediyorum. Şükürler olsun kariyerimde bir aksama ve duraksama yaşamadan bugünlere geldim. Birçok güzel hatıramın olduğu kariyerim boyunca sevenlerimle buluşmuş olmanın mutluluğunu şu şekilde ifade edebilirim: İyi olan her şeyi yaşadım. Bunun yanı sıra şaşkınım da.

Neden şaşkınsınız?

Çünkü bizim camiada bunca yıldır varlığını koruyabilmek, sevenlerimizin ilgisinin devam etmesi zor. Sahip olduğumuz hayran kitlesine yeni eklemelerde bulunmak daha da zor. Ben bunu başardığımı görüyorum. İlk çıkışımı 1995’te yaptım, benimle birlikte yola çıkan meslektaşlarım arasında çok azı kendisini bugünlere taşıyabildi. Sosyal hayatımızın birçok kez değişime uğramasına, teknolojik gelişimin hayatlarımızı başka bir şekle evirmesine rağmen güncelliğimi koruyor olmaktan dolayı gururluyum.

"HEYECAN İLK GÜNKÜ GİBİ OLMALI"

Güncelliğinizi korumak için güzel bir ses, şarkıları güzel yorumlamak yeterli değil mi?

Elbette sizin dedikleriniz varlığımızı devam ettirebilmek için olmazsa olmaz unsurlardır. Ne var ki yeterli değildir. Kanımca güncelliğimizi korumak için ilk etmen heyecandır. Varlığımız ancak ve ancak elde edilen başarılara ve şöhrete rağmen ilk günkü heyecanın ateşinin aynı hararette olmasına bağlıdır. İlk yıllarımda çıkardığım 2 albüm 1’er milyon sattı. ‘Seni Anan Benim İçin Doğurmuş’la tüm zamanların en çok dinlenen şarkılarından birine imza attım. Mutlak başarı, 2 albümümün 1’er milyon satmış olması veya tüm zamanların en çok dinlenen şarkısını seslendirmek değildir. Mutlak başarı, öncekileri sıçrama tahtası haline getirip daha büyük başarıların peşinde koşmaktır. n Müzik sektörünün krizde olduğu telaffuz ediliyor. Gerek bu durum, gerekse müziğin makineleşmesi yeni başarıların peşinde koşmaya olanak sağlıyor mu? Ne yazık ki üretim sorunu yaşıyoruz. Her işte olduğu gibi bizim işte de inişler çıkışlar olur. Bu da doğaldır. Yüzlerce şarkıyı tekrar tekrar dinler, albümde aralarında en güzel olanına yer verirdim. En güzelini bulmak için zengin bir içerik söz konusuydu. Şimdiyse yoktan en güzelini bulmaya çabalıyorum. “Ne yapayım? Şarkılar bunlar” diyerek içime sinmeyen, her seslendirmemde heyecanlandırmayacak şarkılara albümde yer vermiyorum. En güzelini bulmak için daha çok enerji harcıyor, daha çok mesai yapıyorum. Elbette böyle olacak. Günün şartlarına sığınıp “Ne kadar ekmek o kadar köfte” girdabına girersem o 1 milyonluk satışları gerçekleştiren, o tüm zamanların en güzel şarkılarından birini seslendiren Ebru Yaşar toz olup gider.

Üretim neden azaldı?

Bu konuda birilerini veya tüm sektörü suçlamak doğru değil. Sanıyorum sorumlu olan etmen duyguların yozlaşması. Duyguların yozlaşmasının nedeni de teknolojiyi hayatımızın gerekli gereksiz her yerine adapte etmemiz ve insanlığın yok yere aceleci bir tavra bürünmesi. Bizi biz yapan, hayatımıza bir anlam kazandıran özelliklerimizi çok çabuk tüketme aptallığı içindeyiz. Arkadaşlıktan aşka kadar her konuda yaşadığımız tüketim çılgınlığı ne yazık ki duyguların yozlaşmasına neden oluyor. Sonuçta da insana ait o güzelim duygular başka bir şekle evriliyor. Ve evrilen şekil bizi mutsuz ediyor, hayatımızın anlamının zedelenmesine neden oluyor. Elbet bir gün uyanıp “Aaaa yeter” diyerek yozlaşmış duygularımızdan arınacağız. Üretim konusunda bir sorun da var. n O sorun nedir? Söz yazarları ve besteciler şarkılarının ilgi görmesi üzerine şarkıcılık yapmaya başladı. Oysa ki şarkı sözü yazmak, beste yapmak için acı çekmek, yokluk görmek gerek. Bütün güzel şarkılar aslında çekilen acıdan, görülen yokluktan çıkmaz mı?

‘ŞÖHRET ÜZERİMİZE GİYDİĞİMİZ BİR KIYAFET’

Söz yazarları ve besteciler şöhretin tadını aldığı için mi şarkıcı olmaya başladı? Şöhret dediğiniz nedir ki?

Yaptığımız mesleğin getirilerinden biri. İstesek de istemesek de şöhret üzerimize giydiğimiz bir kıyafet. Taşımasını bilirsek çok güzel bir abiye, bilmezsek ateşten gömlek olur. Daha fazla para kazanma ve şöhreti tatma adına “Ben neden olmayayım?” egosunun önderliğinde yetersizken şarkıcı olmak, şarkı sözü yazma ve beste yapma yeteneklerini toz eder. O zaman da Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olunur. Şöhret olmak ille de sürekli yazılı veya görsel medyada görüntülerinin çıkması demek değildir. Ben en güzel şarkıları bulmak için 5 yıl uğraştım. Yeteneği olduğu halde sözünü ettiğim nedenlerden dolayı artık yazamama, besteleyememe durumunda olanlardan şarkı alamadığım için bu kadar bekledim. Bunun kime faydası var? Söz yazarına, besteciye yok çünkü üretemiyor. Bana da yok. Dinleyiciye hiç yok. ‘Kazan kazan’ yerine ‘kaybet kaybet’.

"Babamız doğum hediyesi araba aldı"

"ARTIK DAHA VİCDANLIYIM"

Geçtiğimiz aylarda Yılın En İyi Fantezi Kadın Sanatçısı (2015) ikiz annesi oldunuz. Hayatınızda neler değişti?

Artık öncelik çocuklarım ve onların ihtiyaçları. Nerede olursam olayım mutlaka emzirme saatinde eve dönerim. Önceliğin çocuklarımda olmasının dışında hayatımda bir değişilik olmadı ama duygusal olarak köklü değişimler yaşadım. Artık çok daha vicdanlı bir insanım. İnsana, hayvana hatta bitkiye karşı durdurulamaz ve bana tanımlayamadığım bir mutluluk ve heyecan veren bir vicdana sahip oldum. Elbette anne olmadan önce canlılara karşı bir düşmanlığım yoktu, elbette vicdanlıydım. İnsanı, hayvanı ve bitkiyi seviyordum ama şimdi duyduğum sevgi öncekiyle kıyaslanamaz bile.

"BENİM BERGÜZAR'DAN NE FARKIM VAR?"

Gelen oyunculuk tekliflerini niye kabul etmediniz?

Kendimi en iyi ifade edebileceğim platformun şarkı söylemek olduğunu biliyorum. Ayrıca ben bir gün klip çekiyorum sonra 2 gün hasta yatıyorum. Yoksa benim Bergüzar Korel’den ne farkım var? Hayalini kurduğum, planını yaptığım konumdayım. Gün boyu sette olmak da çok zor. Oyuncular aldıkları paraları sonuna kadar hak ediyor. Hoş, kazandıkları paraları yiyebiliyorlar mı bilemiyorum.

"POPÇULUĞA EVRİLMEDİM"

Yeni albümünüz ‘Haddinden Fazla’ bu kadar beklemenize, emek harcamanıza değdi mi?

Elbette değdi. Değmese albümü yapmazdım.

Albümünüzde pop tınıları seziliyor. Pop tarzı olmasını mı istediniz?

Hayır, hayır. Lütfen popçuluğa evrildiğim sanılmasın. Yok öyle bir şey. Günümüzün sound’uyla kendi klasik sound’umu harmanlamak istedim. Sanıyorum şarkılarını aldığım kişiler ve albümün aranjesini yapanlar popçu kimlikleriyle tanındıkları için böyle bir algı oluştu. Örneğin çıkış şarkım ‘Nasıl Uyuyorsun’un sahibi Gülden Mutlu popçu ama okuma gırtlağı benim gırtlağımla aynı. Popçuluğa yönelmem söz konusu değil.

Şarkıları hangi kriterlere göre seçtiniz?

Benim oldum olası karşı olduğum bir durum var. Birinin bir şarkısı çok mu ilgi gördü, hemen git ondan şarkı al. Hayır, o kişinin her şarkısı çok ilgi gören şarkısı kadar güzel olamayabilir. Veya o kişinin her şarkısı benim gırtlağıma uyacak da değil. Bu nedenle şarkı alacağım kişileri ayırt etmiyorum. En güzel şarkı kimdeyse ondan alıyorum. Kriterim budur.

Albümünüzde 2 Arap şarkısı var. Arap ülkelerine açılmak mı istiyorsunuz?

2 Arap 1 de Yunan şarkısı var. Melodilerini beğendiğim için aldım. Arap şarkılarından birinin sözünü ben yazdım, diğerini de Onur Murat’la birlikte yazdık. Yunan şarkısının sözleriniyse Emir yazdı. Sonuçta Arap kültürüyle Yunan kültürü bizim kültürümüzle benzerlikler taşıyor. O şarkıların beğenileceğine inandım.

"ÜRETİM KONUSUNDA ÖNLEM ALMAZSAK HERKES YANACAK"

‘Kazan kazan’ yerine ‘kaybet kaybet’ durumundan söz ettiniz. ‘Kaybet kaybet’te sizin kaybınızın ölçüsü nedir?

Ben ‘miş’ gibi yapmam. Albert Bosch’un da dediği gibi, insanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim. Benim anlatmak istediğim kişisel kayıplar değil, topyekûn kayıplardan söz ediyorum. Üretim konusunda bütün sektör olarak bir an önce önlem almazsak herkes yanacak. Kuru da yanacak, yaş da.

Çok mu idealistsiniz yoksa tuzunuz mu kuru?

Tuzun kuru olması? Hiç ilgisi yok. Ben Karun muyum? Çok idealistim.

HAKKINDA

22 yılda 9 albüm, 2 tekli çıkardı.

2 yıl önce Nejat Gülseven’le evlendi.

Şubat ayında Ebrusu ve Hasan

ÖDÜLLERİ

Yılın Kadın Şarkıcısı (1995)

En İyi Fantezi Müzik Kadın Solist (1999)

Arabesk-Fantezi En İyi Kadın Sanatçı (2000)

En İyi Beste-‘Seni Anan Benim İçin Doğurmuş’ (2000)

Yılın Şarkısı-‘Seni Anan Benim İçin Doğurmuş’ (2000)

Yılın En Çok İstek Alan Şarkısı-‘Yeminim Var’ (2003)

Yılın En İyi Fantezi Kadın Sanatçısı (2013)

Yılın En İyi Fantezi Kadın Sanatçısı (2015)

Okul yaptırıyorlar