Matrak adam şu matrakçı!
Fatih Al, Ankara Üniversitesi'nde tiyatro okumuş. 35 yaşına kadar çeşitli oyunlarda ve dizilerde yer almış
Ama biz onu Muhteşem Yüzyıl'ın Matrakçı Nasuh'u olarak tanıdık. Hatta onun sayesinde Matrakçı Nasuh adlı o büyük sanatçıyı, o özel adamı öğrendik...
HT CUMARTESİ/ NAZENİN TOKUŞOĞLU
Fatih Al ile onun iki çekimi arasında buluşuyoruz. Ya kostümsüz tanıyamazsam? Rezil olurum vallahi... Tanıdım bile... Aynı bakışlar, muzip ifade, her an kaçıp gidecekmiş, giderken de yeni bir keşfe dalacakmış gibi bir duruş... Son zamanlarda sevilen dizi karakterlerinden biri Matrakçı Nasuh. Fatih Al da "cuk" oturmuş role. Fotoğraf çekimlerinde ayrı bir eğleniyoruz. Fatih Al bir kendi gibi bakıyor bir Matrakçı gibi Çok matrak adam vallahi.
■ Tiyatro çocukluk rüyası mıydı?
Gözüm hep tiyatrodaydı, her şey hazırdı bununiçinde,birben hazır değildim. Sümeroloji'yi kazandım bu sırada. Gideyim bari, "Boş durmayayım" dedim. Ama ailem hep arkamda oldu. Babam da Yeşilçam'ın adı üstünde emektarlarındanmış. Dayakyiyen tayfadan...
■ Aa, tanır mıyız görsek? Bilinenlerden değil. Cüneyt
Arkın'dan dayak yedikten sonra set tarafına kayanlardan. Şimdi emniyetten emekli!
■Neyse Kara Murat mağdurunun kanını yerde bırakmadınız. Matrakçı oğul sevildi mi?
Rolün güzelliği mi iyi oynamam mı bilmem ama her bölümden sonra "Aferin" diyor telefonda.
MATRAKÇI NASUH KİMDİR
■ Matrakçı Nasuh'un varlığını diziyle öğrendi pek çok kişi. Teklif geldiğinde oynayacağınız karakter hakkında ne biliyordunuz?
"Kimmiş bu?" diye hemen araştırmaya başladım. Osmanlı döneminde bir Rönesans insanı ama aynı zamanda Osmanlı. Matematik
zekâsı inanılmaz, silah dizayn ediyor, top çiziyor. Kendine has bir haritacılık anlayışı var, bunu minyatürle birleştiriyor. Bu arada matrak sporu da yapıyor. "Hepsini bir araya getirebilir misin" diye sordular. "Getirmek isterim" dedim. Matrakçının bir joker hali var ya ama Batman'deki Joker değil, iskambil destesindeki joker. Onu sevdi insanlar.
■ Gönül işlerine zaman kalmış mı, var mı elinize ulaşan bir bilgi?
Kimse yazmamış, kendi yazdıklarında da aşktan bahsetmemiş. Şair tarafı var o pek konuşulmuyor şu an. Merak ettiğini yapmış adam. Gönül işini bilmem ama bu tür adamları da bir çarparsa aşk tam çarpar.
■ Sette nasıl muhabbet?
Halit Bey bir gün sete bir kitap getirdi. Açtı ve yüksek sesle okumaya başladı. Bunu Okan Yalabık devam ettirdi. Alışkanlık haline getirdik. Geçenlerde o dönemde yapılan seferle ilgili bir şey yakalamış Halit Bey... O okudu, herkes "Aaa" diyerek yorumladı, oradan başka bir şey gelişti.
■ Oyunculuğunuza da katkıda bulunur bu durum...
Tabii ki... Halit Bey bir gün önüme bir kitap koydu. "Bu ne?" dedim. "Süleymanname" dedi. Yazılı olarak bulmak öyle zor ki...
■ Sizin yazdığınız kitabı size hediye etti yani...
Evet. Yurtdışından getirtmiş. İngilizceydi, yeni basım. Türkiye'de aradık bulamadık.
Gelelim matrak geyiklerine...
Sokakta Halit Ergenç'e "Halit Bey" diyorlar, bana "Matrakçı". Ağza hoş geliyor tabii. Bir de Halit Ergenç'i herkes tanıyor, benim Fatih Al olduğumu kimse bilmiyor. Hele Ankara'da daha komik yorumlar: "Bu Matrakçı değil mi la? Yok be Angara'da ne işi var adamın..." Dolmuşta yan yana gidiyoruz mesela "Çok matrak adamsın" diyorlar. "Matrak ne demek?" gibi sorular geliyor. "Kanuni'nin kitabını yazmış" diyorum. Bunu duyan Sülaymanname'yi araştırıyor. Dizi kurgu ama devamını araştırma dürtüsü yaratıyor. Sonuçta ben çok eğleniyorum.
Kanuni'nin ayağını ben kırmadım
■ Matrak oynamayı öğrenmek için özel ders mi aldınız?
Üniversitede eskrim eğitimi almıştım zaten her oyuncu gibi ama matrağın eskrimle hiç uyuşmayan kurall arı var. Ef-kan Hoca her şeyi adım adım öğretti. "Hadi an ladın, geçel im" demedi. Özell ikl e Kanuni'yl e çeki l en ikinci bö l üm sahnelerinde kan ter içinde kaldım. Sol eldeki yastığın bell i bir seviyede durması gerek, o el inmeyecek. İndiği anda baştan... Bu özen, ister istemez bize de geçti. İkinci böl üm sizin izlediğinizden çok daha fazl a sürdü bizim için. Saydım, sadece 12 kere yere düştüm.
■ Halit Ergenç'in ayağını siz kırmadınız değil mi matrak yaparken?
Yok vallahi kırmadım. Beklenmedik bir kazaydı.
■ Çizimler için de ders alıyor musunuz?
Kısıtlı da olsa bir çizim geçmişim var. Gerçi karikatür ama üzerinden geçmekte zorlanmıyorum. Dizi için özel çiziliyor onlar, işin uzmanı bir çizerimiz var.
■ Siz 35 yaşındasınız, Matrakçı'nın doğum tarihi belli değil ama yakın mı size?
Doğumu muallak. Nereden geldi, babadan mı dededen mi devşirme bilinmiyor. Ama 20'lerinde olsa ben oynamazdım herhalde. Halit Bey de o dönemki Kanuni'den yaşlı ama çok dinç, kendine çok iyi bakan bir kişi.
■ Dizide Kanuni'yle sürekli şakalaşıyorsunuz. Tarihte bunun aslı var mı?
İlişki ne kadar gerçek bilmiyorum. Osmanlı'da bu kadar ayrıntının kaydı yok ama kurgu karşılığı gayet eğlenceli oldu. Esprili Süleyman iyi oluyor bence. Tanışmaları da sıra dışı. Damlarda dolaşıp İstanbul çizen bir adam var. Kanuni "Sefere gideceğiz, oranın resmini kim çizer?" diye soruyor. Biri "Ben damda oturan bir adam biliyorum" diyor.
■ Şehzadelerle aranız nasıl?
Çocuk sahneleri ister istemez doğaçlama oluyor. Tabii şehzademiz zeki ve yetenekli olduğu için daha keyifli. "Omzuna vurmasını sen mi söyledin?" diye sordular. Hayır, oynuyor çocuk.