ANALİZ
Haberturk.com bugünden itibaren Türkiye'nin dört büyük gazetesi arasında yerini aldı..
Uluslararası internet ölçümü yapan alexa.com verileri bunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
Nezaket nedeniyle ifade edilmeyen artısı vardır, eksiği yoktur bu beyanın.
Artık anlaşılıyor ki, yakında gazetelerin asıl tirajları internetteki tirajlar olacak, “büyüklüğü” internet tirajı belirleyecek. Bill Gates, böyle diyor, Murdoch böyle davranıyor, New York borsası bunu emrediyor.
Kâğıda basılı gazeteler elbette ölmeyecek, tıpkı tiyatroların ölmediği gibi. Televizyonun icadı nasıl ki tiyatroyu öldürmediyse, internet de basılı gazeteleri öldürmeyecek ama yayıncılık hayatının zürriyetini ele geçirecek. Basılı gazeteler, tıpkı tiyatrolar gibi, varlıklarını uzun bir zaman sürdürecek. Ama iktidarlarını giderek internet gazetelerine terk edecekler. Elektronik erişim esası oluşturacak.
O halde gururla ifade etmek isterim ki, haberturk.com şu anda Türkiye’nin büyük gazeteleri arasında yerini almıştır.
Haberturk.com, alexa verilerine göre, bugün itibarıyla Türkçe dilinin en çok okunan 4 büyük gazetesi içindedir.
Bunun için HABERTURK grubu adına Türk halkına şükranlarımızı sunuyorum ve siz sevgili okurlarımıza bilgi arz etmek istiyorum.
1)HABERTÜRK’Ü 1999’da üç ortak kurduk: Ufuk Güldemir, Hakan Aygün ve Serfiraz Ergun. Daha sonra Hakan Aygün hisselerini eşi Şener Aygün’e devrederek ayrıldı. Ve bugüne kadar da bu ortaklık yapısıyla geldik. O kadar başarılı olduk ki, insanlar arkamızda sürekli başka isimler, gizli sermayeler aradı. Ama HABERTÜRK grubunun sahibi kim, ortak kim her şey Ticaret Sicilinde ilk günden beri gün ışığı gibi durdu. Hisse oranlarımızda zaman içinde ihtiyaca binaen değişme oldu, ama hissedarlar değişmedi. HABERTÜRK, bugün de kurulduğu gündeki yapısını sürdürmekte ve hisselerinin yüzde yüzü Ufuk ve Su Güldemir ile Serfiraz Ergun, Şener Aygün ve şirketimizin üst düzey yönetici-hissedarları tarafından kontrol edilmektedir. Medyada sahipliğin yüzde 100’ünü elinde tutan böyle bir şirket daha yoktur.
2)BU BAŞARININ bazı inceliklerini, gelecek kuşaklara da ışık tutması bakımından paylaşmak istiyorum sizlerle. Bence HABERTÜRK’ÜN başarısının en büyük sırrı, fethetmek üzere yola çıktığımız yeni ülkeden geriye dönüşümüzü sağlayacak “gemileri yakmaktı”. Özellikle de ben bir daha asla kimse için çalışmak istemiyordum. O yıllarda, en büyük 4 medya şirketinde 10 sene süreyle genel yayın müdürlüğü yapmış, tanınan bir gazeteci için internet belki küçük bir ülke gibiydi. Ama büyük bir fırsat ve boşluk vardı ortada, çünkü bizim kalibremizde adam da yoktu Türk internetinde. Yeni ülke, conqistadorlara direndi, ama sonra teslim oldu. Haberciliğin kurallarını, gemileri yakmış HABERTÜRK kurucuları belirledi yeni ülkede.
3) HABERTÜRK’ÜN BAŞARISININ bir başka payandası, daha ilk günden künye koymaktı sayfalarımıza. O yıllarda internette böyle bir zorunluluk olmadığı gibi, tam aksine anonimite arkasına saklanıp istediğinizi yazabiliyordunuz. HABERTÜRK ilk günden künye yayınlayarak “hesap sorulabilirlik” kapsamına soktu kendisini. Dava açmak isteyen, tıpkı Hürriyet, Sabah ve Milliyet’te olduğu gibi adresi, sahibini, sorumlusunu künyede buldu ve dava açabildi. Biz haberturk.com’a “büyük medya” muamelesi yapınca, o da bize büyük dönüş vermekte gecikmedi. Tiraj, reklâm baş döndürücü bir hızla arttı.
4) HABERTÜRK belki üç kişi ile kuruldu ama yüzlerce manevi destekçisi oldu medyada. Medya eliti, HABERTÜRK’ÜN meşru gazetecilik sınırları içinde kalacağını hissettiği andan itibaren büyük bir bilgi akışı olmaya başladı HABERTÜRK’E. O yıllarda internetteki tüm haber portalları “muhabir medyasıydı”. Oysa HABERTÜRK “Gazeteci medyası” olarak hemen fark koydu. Neydi fark? Muhabir, “Ertuğrul Özkök bu yaz gidiyor” diye duyar ve inanır. Oysa gazeteci “Hürriyet’in arka bahçesi Özkök’ün yerine getirilmek isteyenlerin mezarları ile doludur” bilir. Muhabirlik, mesleğimizin temelini oluşturur, ama bir muhabirin gazeteci olması yıllar alır. Zaman ve tecrübe muhabiri gazeteci yapar. HABERTÜRK, bugün de muhabir haberi ile gazeteci haberi arasındaki farkı bilir ve dikkatle ayırır. Bu çok önemli gazetecilik birikimi sayesindedir ki bankalara her gün el konulduğu tehlikeli bir dönemi, interneti kapsayan hiçbir yayın önleyici kanun olmamasına rağmen, kendi kendine ekspoze ettiği sorumlulukla şerefli bir biçimde kapamıştır. HABERTÜRK.
5) HABERTÜRK’E “üç kişi bir araya gelip bilgisayar aldı sonra da , oradan buradan haber alıp yayınladılar” diye bakanlar, İngiliz çimine bakınca onu çayır zannedenlerle aynı yanılgıya düşer. Büyük medyalarda kazanılmış tecrübe, doğru kimyasal terkip, doğru editoryal tercihler ve “çimdeki kultivasyonu” oluşturan birçok ‘sübtil’ incelik vardır HABERTÜRK’ÜN başarısında. Hakan Aygün’ün vizyonerliği, Serfiraz Ergun’un savaşçılığı, muazzam ilişkiler zinciri, Ufuk Güldemir’in, gözlerden kaçan ajansçılığı vardır. Kariyer gazetecilik üç önemli daldan oluşur: Ajans haberciliği, günlük gazete ve TV haberciliği, haftalık dergi haberciliği. Bu üç temel gazetecilik dalı içinde haberi hızla algılama, çok kısa sürede trete etme ve okura yetiştirme konusunda ajans muhabirleri gazete ve dergi muhabirlerinden daha hızlı olmak zorundadır. Ajans muhabirleri zamanla en fazla yarışanlardır. İşte HABERTÜRK’ÜN ilk yıllarında, “el konulan Etibank’ın patronu Dinç Bilgin şu anda Sabah’tan çıktı otomobiline bindi ve MC Donalds’ın önünde durdu’’ gibi unutulmaz satırların, “Devlet bakanı Ali Babacan’ın türbanlı eşi şu anda Papermoon’da mürekkep balığı soslu linguinisini yiyor” gibi yankı yaratan yayınlarımızın tadı, Türk Haberler Ajansı Ankara yıllarımıza dayanır. HABERTÜRK, bu yayınlarıyla muazzam bir milat getirmiştir internet haberciliğine… O günlerde “HABERTÜRK internet haberciliğini yozlaştırıyor” diyenlerin hepsi bugün İngiliz çimine bakınca çayır görenler konumuna düşmüştür. HABERTÜRK kazanmış, onlar kaybetmiştir.
6)HABERTÜRK’ÜN başarısının temelindeki en önemli unsurlardan birisi özgürlüğüdür. Özgürlük yaratmıştır HABERTÜRK’Ü. Mottomuz “Yaşasın serbest piyasa, Yaşasın serbest düşünce” grubumuzun sadece felsefesini değil, yaşam suyunu da ifade eder ayni zamanda. Özgürlük en büyük sermayedir, özgürlük zenginleştirir, bunu kanıtlamıştır HABERTÜRK. Özgürlük sadece Ankara’dan bağımsız olmak değildir, okurdan da bağımsız olmak demektir. Yayınlarımızla ayni fikirde olmayan okurlarımız, “Habertürk size duymak istediklerinizi söylesin diye kurulmadı” diye başlayan analizleri kuşkusuz hatırlar. HABERTURK, cesaretiyle, toplum önderliği ile de gelmiştir bu günlere.
.
7) TÜRKÇE DİLİNİN en çok okunan 4 gazetesi arasında bugünden itibaren yerini alan HABERTÜRK medyanın en deneyimli, en yetkin, en başarılı isimleri tarafından yönetilmektedir. Murahhas azamız Vahit Alpata, Genel Yayın Müdürümüz Melih Meriç, Yönetim Kurulu Üyemiz ve Ankara Temsilcimiz Taki Doğan, Gen. Yay. Md. yardımcımız Murat Ongun, Reklâm Grup Başkanımız Hatice Tarcan grubumuzun üst yönetimini oluşturur. Büyük hissedarlar olarak Ufuk Güldemir, Serfi Ergun ve Şener Aygün’ün hiçbir icra görevi kalmamıştır. Bütün hissedarlar günlük icraattan çekilmiştir. Şirketlerimizi, ayni zamanda hissedar olan yöneticilerimiz “babalarının şirketi” gibi yönetir.
HABERTÜRK grubunun bir evin bodrum katında üç bilgisayarla başlayıp, bugun değeri milyonlarca dolarla telaffuz edilen, Türkiye’nin önemli medya markalarından birisi haline gelmesi yolculuğunun öyküsü kuşkusuz bu kadar değildir. Bir kitap konusudur belki de bu konuda anlatılacaklar, anekdotlar. Okuduklarınız sadece bir “teşekkür” yazısının düşündürdükleridir.
HABERTÜRK’ÜN bütün mottolarını hemen hemen ben yarattım, ama üzülerek söylüyorum ki, en beğendiğimi bir başka gazeteci yarattı: Gaya Güldemir. Bizi internette milliyet.com, hurriyet.com ve sabah.com ile birlikte Türkiye’nin en büyük gazeteleri arasına sokan siz okurlarımıza bu teşekkür yazısını, o muhteşem motto ile bitirmek istiyorum.
HABERTÜRK... RÜZGÂRDA UÇMAZ, TEKNEDE OKUNUR…
Saygılarımızla
Ufuk Güldemir
Yönetim Kurulu Başkanı