Oruçsuz iftar tartışması
Lüks otellerin önünde, iftarların eylemle açıldığı sofralar beraberinde başka bir tartışma başlattı: Oruç tutmayanların iftar sofrasında yeri var mı?
HT CUMARTESİ / ELİF KEY
Ramazanın en fiyakalı iftarı, eylem olarak yapıldı. Lüks otellerde oruçlar somonlu pidelerle açılırken, dışarıda, Emek ve Adalet Platformu o otellerin önüne uzun yer sofraları kurdu. Ünlü simalar davet edildi. Müzisyen Aylin Aslım, oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan, yazar Tuna Kiremitçi, politikacı Sırrı Süreyya Önder, karikatürist Metin Üstündağ gibi isimler davete icabet etti. Ve sahura varmadan Twitter’da kızılca kıyamet koptu. Sanal âlemde, bu isimlerin oruç tutmadığı varsayımından yola çıkılmış ve iş “sizin o sofrada ne işiniz var” noktasına varmıştı. İftarlı eylem sofrasındaki ünlüler ilk yudumu alır almaz, “Müslümanlık bir iftarlık tecrübe haline gelemez” mealinde bir öfkeyle baş başa kaldılar. Haydi tartışmayı başlatanların sorusunu açıkça yazalım: Oruç tutmayan iftara katılabilir mi? Sonunda ilahiyatçı yazar İhsan Eliaçık, Twitter’da kalabalığı dağıtmak için meselenin özünü anlatmak zorunda kaldı: “İftar Allah’ın sofrasıdır. ‘Onun ne işi var orada’ gibi laflar Allah’ın gücüne gider. Allah’ın rahmetini siz mi paylaştırıyorsunuz? Ayıp oluyor” diye yazdı da asayiş biraz sağlandı. Önemli bir soru da şu: “Oruç tutmayan iftara gelmesin” diyen çok insan var mı?
R. İhsan Eliaçık - Gazeteci
‘Gökdelenle toprağın karşıtlığı’
“Şöyle bir ayrım yapılıyor: Bunlar laiktir, laikler oruca gelmez. Alttan alta İslam’a kin kusarlar. Böyle olmadığını söylüyorum. Bu insanların İslam’la ilişkisi inanç boyutunda olmasa da, kültür boyutunda. Yani küfrederken bile ‘Allah belanı versin’ diyor herkes, değil mi? Onlar laik, sanatçı, öbür mahalleden, diyemezsin. Başı açık diye insanları ayıramazsın. Bu tür yemeklerde bildiğim İslam’ı anlatıyorum. Onlar da “Bizim bu İslam’la bir sorunumuz yok” diyor. Ateistlerin inanmadığı tanrı, onlara mollaların anlattığı tanrı, onlar o tanrıdan nefret ediyor. ‘Peki inandığın bir şey var mı’ diye soruyorum, ‘Çevreci sosyalizme inanıyorum’ diyor. Yani doğa, adalet, eşitlik, özgürlük; aynı şeye inanıyoruz aslında... Hiçbir şeye inanmayandan korkmak lazım. Bu iftar eylemlerine, sivil cumalara muhafazakâr kesimin sivil itaatsizliği diyorum. Dine karşı yine din içinden, dini kavramlarla bir muhalefet geliyor. Onlar otelde yerken biz kapı önünde toprağın üstüne seriyoruz soframızı. Gökdelendekinin kapalı, yer sofrasının herkese açık olması önemlidir. O sofra neler anlatmaya çalışırken, sen kalkıyorsun, ‘Filancanın ne işi var orada? Bunlar Ergenekoncu’ diyorsun. Yakında bu sofralarda ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ diye bağırılsın istiyorsun.”
Ayşe Düzkan - Yazar
‘Niyetsizler ezanı bekliyor’
“Nur Çintay yazmıştı. Bir çift komşusu üç çifti iftara davet ediyor ama masaya oturmadan ortaya çıkıyor ki ev sahipleri de, konuklar da oruç tutmuyor. Yine de yemeğe başlamak için ezanı bekliyorlar. Geçmişte ne bu kadar çok iftar daveti hatırlıyorum ne de oruç tutmayanların bu kadar sık iftar davetlerine icabet ettiğini. Sağlıklarının el vermemesi dışındaki sebeplerle oruç tutmayanların gündelik hayatında iftar sofralarının bu kadar yer almasının yeni bir toplumsal iklim sonucu olduğunu düşünüyor ve yadırgıyorum. Lüks otellerde verilen iftar davetlerini protesto amacıyla yapılan sokak iftarlarını, orucun amacını ve özünü hatırlatmak açısından çok kıymetli bir çaba olarak görüyor ve saygı duyuyorum. Hiçbir inançta oruç sonradan fazlasıyla tüketmek üzere bir şeyden mahrum kalmak anlamına gelmiyor. Bu davetleri, yoksulluğa karşı dayanışma olarak algılamıyorum, yoksulluğa karşı dayanışmanın yeri, örneğin 1 Mayıs alanı diye düşünüyorum.”
Ali Bulaç - Gazeteci
‘Oruçsuzların davet edilmesinde fayda var’
“Nasıl bayram sadece oruç tutanlara mahsus değilse, oruç tutmayanlar da bu masaya oturabilir. Oruç tutmak İslam’ın 5 şartından biridir. İftar bir şenlik, bir bayramdır. Katılmalarında ve hatta teşvik edilmelerinde fayda vardır.”
Abdurrahman Dilipak - Gazeteci
‘Karşı çıkan olabilir’
“Olayı, hayatın olağan akışında sorgulayalım. Aynı otobüste yolculuk eden iki kişi. Yolculukta tanışıyor. İftar saatinde otobüs mola veriyor. İki yolcu, birlikte yemek yiyor. Biri iftar açıyor, öteki yemek yiyor. Yemek parasını da oruç tutanın verdiğini düşünelim. İşin içine gösteriş ve riya karşıyorsa onu bilemem ama hoşgörüsüz olmak hoş değil. Yine de bu herkesin her şeyini hoş görmek anlamına gelmemeli. Hoş görmesek bile barış içinde birarada yaşayabilmek için tahammül yükümlülüğünden ve sabırdan söz edebiliriz. Ancak oruç dini bir ibadettir. İftar ise onun finali. Kuşkusuz inanmayan birinin bu iftara katılması onun için manevi bir değer taşımaz. Birileri elbette buna karşı da çıkabilir. Bunu da saygı ile karşılamak gerek.”
Aylin Aslım - Sanatçı
‘Böyle şey görmedim’
“Eyüp’te küçük bir mahallede büyüdüm. İnsanlar birbirini hep iftara davet eder. Bir kez bile davetliye ‘Oruçlu değilsen gelme’ dendiğini duymadım. Hatta Osmanlı’dan beri dernek ve kurumlarca gayrimüslimlerin temsilcilerinin de katıldığı iftar sofraları kurulur. İnsanların inancını, ibadetini kurcalayıp onları ayrıştırmak ne adaba uyar ne de ramazanın simgelediği paylaşma, beraberlik ve eşitlik vurgusuna.”
Hayri Kırbaşoğlu - Ankara Üni. İlahiyat Fak.
‘Reyting uğruna oturmasınlar’
“Protesto anlamlı. Fakirleri iftar çadırlarına tıkıştırıp zenginleri otelde ağırlarsan, İslam’ın eşitlik anlayışına uymaz. Ramazan şatafat ve israf aracı haline geliyor. Oruç tutmayanların da ramazanda baş köşelerde endam etmeleri, dinle gönül bağı olmayan insanların bu sofralarda yer almak istemeleri tepki doğurabilir. Reklam veya reyting için iftarlara değil de sık sık varoşlara gitseler, garibanlarla sofraya otursalar tepki doğmaz. Lakin; oruç tutmayan bu sofraya gelemez, demek doğru değil.”