Eşi ölene var, boşanana yok!
Eşi vefat eden, sosyal güvenlik kuruluşlarından aylık almayan 100 bin kadına ayda 250 liralık maaş bağlanması yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
GAZETE HABERTÜRK / POLEMİK / TÜLAY ŞUBATLI
Özellikle kadın hakları savunucuları, bu uygulamanın adaletli olmadığını, eşinden boşanmış kadınlara da maaş bağlanması gerektiğini söylerken, kimi hukukçulara göre boşanmış kadına zaten nafaka bağlandığı için buna gerek yok.
"BOŞANAN, YOKSULLUK VE İŞTİRAK NAFAKASI ALIYOR"
Prof. Dr. Halil Akkanat (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi)
Önemli olan kişinin kocasının ölmesi ya da boşanması nedeniyle dul kalması değil. Önemli olan maddi açıdan ihtiyacı olup olmamasıdır. Ölüm sebebiyle kadına yardım yapılmasının sebebi, onun bir nafaka talep edebileceği bir erkeğin olmaması. Boşanmada ise böyle bir ihtimal var. Kadın, erkekten yoksulluk nafakası talep edebilir. Çocuklar varsa o zaman erkeğin iştirak nafakası ödeme yükümlülüğü var. Teorik olarak kadının yardımsız geçinecek herhangi bir geliri olmaksızın ortada kalma ihtimali diğerine göre çok zayıf. Bu nedenle boşanmış kadınlara maaş bağlanmasına gerek yok. Çünkü kocası zaten ona nafaka ödemekle yükümlü.
"BOŞANMIŞ KADIN İKİ KERE MAĞDUR"
Nilüfer Yılmaz (KAMER Vakfı Çalışanı)
Dul kadınlara maaş bağlanamasını çok olumlu karşıladık ama boşanmış kadınlara da aynı hakkın tanınmaması adalet duygusunu zedeliyor. “Kadına maaş için ille de kocasının ölmesi mi gerekiyor?” diye sormadan edemiyor insan. Çünkü boşanmış kadın da aynı mağduriyeti yaşıyor. Kocası ölmüş kadın bir şekilde çevresinden destek buluyor ama boşanmış kadın üzerinde bir de toplum baskısı oluyor, genel bakış iyi olmuyor. Erkekler, kadınları çocuklarıyla bırakıp gidiyor. Kadınlar çocuklarına bakmak için büyük sıkıntı yaşıyor, hiçbir yerden destek almıyor. Boşanmış kadın iki kere mağdur oluyor.