Türkiye başarıyor!
Nihal Bengisu Karaca yazdı

GAZETE HABERTÜRK / NİHAL BENGİSU KARACA
New York
BM Kadının Statüsü Komisyonu (KSK), her yıl mart ayında 10 gün toplanıyor ve kadın-erkek eşitliğinin uygulanması, kadın haklarının siyasi, sosyal, ekonomik alanlarda geliştirilmesiyle ilgili sonuç belgesi yayınlayarak ilgili ortaklar için tavsiye kararları alıyor. 1946'dan beri var olan komisyon, bu yıl 57. oturumunu New York'ta BM Genel Kurulu'nda yaptığı açılışla başlattı. Bu yılki öncelikli tema, "Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Her Türlü Şiddetin Önlenmesi ve Ortadan Kaldırılması".
Haliyle konuşmalar tutkulu, vurgular keskin...
En azından 4 Mart'ta başlayan ve 10 Mart'a kadar sürecek olan oturumların açılış günü durum buydu. Havada uçuşan başlıca sözler, partnerleri tarafından şiddete uğrayan, katledilen, sünnet edilerek zarar gören, yüzlerine asit atılan kadınlara dairdi. Eğitim hakkı için mücadelenin sembolü haline geldikten sonra Pakistan'da Taliban militanlarınca başından vurularak yaralanan Malala Yusufzay'ın çilesi ile Hindistan'da toplu tecavüze uğradıktan birkaç gün sonra organ yetmezliğinden hayatını kaybeden "o kız"ın trajedisi, -ki babası Hindistan yasalarına muhalefet etme pahasına ismini açıkladı, o kızın adı: Jyoti Singh Pandey- BM binasında yapılan her segmente bizzat değilse de manen eşlik ediyor. Arada bir Kuzey Mali'nin ve Sudan'ın da adı geçiyor.
Oturumun referans kaynakları arasında neredeyse en önemlisi olarak öne çıkan ise Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi oluyor. Türkiye'nin 2011'de, tarafların hepsinden önce ve çekincesiz olarak imza koyan ilk ve tek ülke olma sıfatını taşıdığı sözleşme. Tam da bu nedenle Türkiye'den çok sayıda katılımcı var. Bakan Fatma Şahin'in yanı sıra kadına karşı şiddetin önlenmesi ve kadın girişimciliğinin desteklenmesi konusunda iletişim stratejileri geliştiren Vodafone Vakfı, KAGİDER, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı ve akademisyenler.
Bakan Fatma Şahin bir yandan toplantılara katılıyor, bir yandan Genel Kurul'da yapacağı konuşmaya hazırlanıyor. İlk gün hem Türkiye tarafından düzenlenen "Yasal Reformlar ve İyi Uygulamalar" konulu yan etkinlikte hem de ECOSOC (BM Ekonomik ve Sosyal Konsey) toplantısında söz alan Fatma Şahin'e sık sık teşekkür edildiğine tanık oluyorum. Çünkü, burada bulunanlar konuyu politik angajmanlardan bağımsız gözlerle izleyen gerçek kadın hakları savunucuları ve biliyorlar ki, kadının statüsünü geliştirme faslında Türkiye'nin aldığı bir mesafesi, söyleyecek sözü var.
İstanbul Sözleşmesi'ni baz alan 6284 sayılı kanunu gecikme ve ihmal göstermeksizin yapan hükümetin, yasanın hayata geçirilmesi noktasındaki çabaları da içinde temkinin olduğu bir ilgiyle takip ediliyor. Fatma Şahin, BM oturumuna eşlik eden dar kapsamlı heyetler arası görüşmelerde daha önce Türkiye'ye sorulan "Sizde kadın sünneti var mıydı?" gibi cümlelerle ya da "namus cinayeti" ile başlayan ithamlarla karşılaşmadıklarını söylüyor. Bu da doğal. Çünkü Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi'nin oluşturduğu uzman gözlemci heyeti, neler yapılıp yapılmadığını bizzat izleyip rapor ediyor. Dolayısıyla hangi ülkenin sözleşme metnine uygun yasalar hazırladığını ve uygulama olarak ne gibi modeller ürettiğini, hangi ülkenin ise ipe un serdiğini biliyorlar.
Bu farkındalık, Türkiye'yi itham edilen ülke olmaktan teşekkür edilen ülke skalasına taşımış durumda. Buna, BM'nin çeşitli ülkelerdeki bazı ofisleri kapatılırken BM bünyesindeki "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlendirilmesi Birimi"nin (UN WOMEN) Avrupa ve Asya'dan sorumlu bölge ofisinin İstanbul'da açılacağını da ekleyin. Türkiye'nin kadına karşı şiddetle mücadelede bir başarı hikâyesine doğru ilerlediğini görürsünüz. En azından bugün New York'un BM binasında olanlar, bunu görüyorlardı diyeyim.
Rahatsız edici olan şeyler de var. Kadına yönelik şiddet meselesinde adı çok fazla öne çıkarılan ülkelerin, BM Güvenlik Konseyi ülkelerinin ve en çok da ABD'nin hedef tahtasında olan ülkeler olması gibi.
Çok merak ediyorum, Çin'in kadına karşı şiddet ve ölümle sonuçlanan vakaları hakkında bir şey duyacak mıyız? Ya da Rusya ile ilgili herhangi bir gönderme işitecek miyiz? Demokrasileri ve insani gelişmişlik standartları ile ünlü olmayan bu ülkelerde kadın çok mu müsterih?
Bakalım yarın neler olacak?..