Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Erkeğin ‘İstemiyorum’ deme hakkı yok mu?

        Zeynep YILDIRIM / AHT

        Evlilik dışı hamile kalan kadınlar, bazen partnerlerinin onayı olmadan doğurma kararı alıyor. Bunun son örneği, Muhteşem Yüzyıl dizisinde Hürrem karakteriyle tanınan Meryem Uzerli oldu. Ünlü oyuncu, evlilik dışı çocuğunu doğuracağını açıkladı. Ancak çocuğun babası olan işadamı Can Ateş, çocuğu istemediğini söyledi. Meryem Uzerli’nin bu kararı yeni bir tartışma yarattı. Çocuk ana rahmine düştükten sonra doğurmak kararı almak sadece anne adayına mı ait? Erkeklerin “İstemiyorum” deme hakkı yok mu? Uzmanlara sorduk, işte yanıtlar...

        Habertürk Yazarı Ali TEZEL:

        ‘Maalesef erkeğin hakkı kalmıyor’

        Anne karnındaki bebek hakkında söz hakkı kimin? Hukuken bunun cevabı yok. Ancak, erkeğin sperminin kendisinden çıkıp kadının rahmine düşmesiyle birlikte doğurup doğurmamak hakkı kadına kalıyor. Erkeğin bu konuda “Spermlerimi geri ver” deme hakkı maalesef kalmıyor.

        Meryem Uzerli’nin hamile kalmasından sonra annenin doğurmak, babanın da aldırmak istemesi durumunda kimin sözü geçerli olacaktır? Anne karnındaki bebeği aldırmak konusunda üzerinde söz hakkı bulunmayan Can Ateş, hiç istemediği halde hukuken baba olmak zorunda kalacak ve babalığın getirdiği bütün hukuku sonuçlara katlanmak durumunda kalacaktır. İstemediği halde baba olup çocuğa nafaka ödemek zorunda kalabilir, istemediği halde mirasına ortak etmek durumunda kalabilir. Görüldüğü gibi Can Bey’in, Uzerli’nin karnındaki bebeğin akıbeti hakkında hukuken söz hakkı yok.

        Ancak, hukuki sonuçlarına da katlanmak mecburiyeti var. İstese de istemese de açılacak bir babalık davası ile baba olarak tanınacaktır. Bu sebeple erkekler spermlerine sahip olma konusunda biraz daha dikkatli olsunlar.

        Psikiyatr Arif VERİMLİ:

        ‘Karar verecek olan kadındır’

        Burada karar vermesi gereken kişi kadındır. Kadın hamileyse, doğurup doğurmama konusunda, kişisel kanaatimce bu hak kadına aittir. Yani burada erkek kadına “Ben istemiyorum” diyerek kadın bedeni üzerinde operasyon olmasına sebep olmamalıdır, bu yapılamaz. Dolayısıyla kadın bu konuda tasarruf sahibi olmalıdır. Babanın da bu konuda bir yetkisi olduğunu düşünmüyorum.

        Davranış Bilimleri Uzmanı Aşkım KAPIŞMAK:

        ‘Can Bey istediği kadar ‘İstemiyorum’ desin, çocuğu doğuracak kişi Meryem’dir’

        İster isteyerek ister kazayla bir ilişkide kadın hamile kaldıysa, ilk önce anne adayının duyguları önemlidir. Evlilik dışı bir ilişki olduğu için her iki tarafın da uyuşmazlık yaşaması normal. Anne adayı bakıp büyütmek istediğini söylediği an iş biter. Baba istediği kadar “İstemiyorum” desin, çocuğu doğuracak kişi Meryem. Can Ateş bu saatten sonra ilişkiye devam etmese de kanunen babalık haklarını yerine getirmek zorunda. Can Bey duygusal sorumluluğu almasa da maddi sorumluluğu alacaktır. Meryem zaten duygusal beklentilerini bitirmiş ki iş bu noktaya gelmiş.

        Evlilik Danışmanı-Psikiyatr Doç. Dr. Armağan SAMANCI:

        ‘Her türlü karar 2 kişiye ait olmalıdır’

        Ülkemizde resmi kürtaj 10 haftaya kadar yapılabilir. Sonrasında olmuyor. Genelde evli olsun olmasın, her türlü karar 2 kişiye ait olmalı. Ortak karara varılamazsa, bu noktada kadının iyi niyeti varsa ve duygusal olarak samimi olan anne çocuğu dünyaya getirmek istiyorsa, kararı anne verebilir. Gerekirse tek başına büyütüp özveride bulunup geleceğini düşünüp karar alıyorsa bunda bir problem yok. Ama kişisel çıkar varsa, kendi gücünü korumak içinse burada problem vardır. Karar çocuk için verilmeli, kendi yaşamları için değil.

        Psikiyatr Ayhan AKCAN:

        ‘Erkek rızasının bir önemi yok’

        Karar verici olan kadındır. Zaten kadın, erkek aramaktan ziyade sağlıklı bir ço cuk için eş arıyor. Erkeğin rızasından çok kadının kendini hazırlaması ve karar vermesi belirleyicidir. Genellikle sağlıklı, iyi ve problemsiz olması önemlidir. Çocuğun babasını kadın belirliyor. Burada da erkek rızasının bir önemi yok. Küreselleşmeyle beraber kadınların ekonomik özgürlüğü oldu. Yasada eşit hale gelmeleriyle de birlikte daha belirleyici oldu. Evlenmeden de çocuk sahibi olabiliyorlar.

        Cinsel Terapist-Kadın Doğum Uzmanı Gökçen ERDOĞAN:

        ‘Doğurmak kadının tekelinde olamaz’

        Böyle durumlarda karar veren yalnızca kadın değildir, bu durum kadının tekelinde olamaz. Tıbbi açıdan da etik olarak uygun bir davranış değildir. Manevi olarak da uygun bulmuyorum. Sonuçta hamilelik tek kişinin insiyatifi ile meydana gelmiyor. Dolayısıyla iki tarafın ortak kararı olmalı. Yaşamaya da sonlandırmaya da kararı iki tarafın vermesi şart. Ayrıca bu durum yasal da değil. Mesela bekârken hamileliği sonlandırabiliyorsunuz ancak evliyken iki tarafın da onayı gerekiyor.

        Avukat Kenan UYSAL:

        ‘Kadın, babalık davası açabilir’

        Babanın “İstemiyorum” deme hakkı yok. Ana rahmine düştükten sonra belli bir aydan sonra zaten çocuk aldırılamaz. Bu aslında çok boyutlu bir şey. Kadının özgürlükleri açısından bakarsak, “Beden benim bedenim” diyebilir. Ama sosyal, toplumsal sorumluluklar var. Karşı taraf “İstemiyorum” dediği zaman yaptırım olamaz. Kadın isterse doğum yapabilir. Babasıyla hukuki münasebet kurdurabilir. Babalık davası açılabilir, nafaka ve tazminat alabilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ