Zenginler için ilaç olur mu?
Bayer CEO'su Marijn Dekkers, Hintlilere "Kanser ilacını fakirler için üretmedik" deyince şimşekleri üzerine çekti
Şükran ÖZÇAKMAK/AHT
Amerikan dergisi Business Week’in son sayısında yer alan habere göre, Hindistan hükümetinin etken maddesi sorafenib olan kanser ilacının patentsiz üretimine onay vermesine tepki gösteren Bayer firmasının Hollandalı CEO’su Marijn Dekkers, “Bunun adı hırsızlıktır. Doğruyu konuşma zamanı geldi. Biz bu ürünü Hindistan pazarı için geliştirmedik. Kanser ilacını Batı’da yaşayan ve maddi güce sahip insanlar için geliştirdik” dedi.
Hollanda’da üretilen ve hasta başına yılda 67 bin dolara mal olan ilacın Hindistan’da ise sadece 177 dolara satıldığına dikkat çekilen haberde, Dekkers’in bu şok açıklamaları nedeniyle birçok derneğin dava açmaya hazırlandığı ileri sürüldü. Uzmanlara, “Zenginler için ilaç olur mu?” diye sorduk.
‘İlaçta imtiyaz olmaz, her kesimin ihtiyacına yanıt vermeli’
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Akgül YEŞİLADA:
Hiçbir ilaç imtiyazlı bir kesime yönelik üretilemez. Biz eczacılar ilaçların belli gelir düzeyinin üstündeki insanlar için üretilmesini asla kabul edemeyiz. İlaç ucuz veya pahalı, her zaman birinci kalitede ve her kesimin ihtiyacına cevap verebilir olmalı, tüm insanlık için üretilmelidir. Kanser ilaçları pahalı. Bunun nedeni ise araştırmaların maliyetlerinin yüksek olması. Hastalık çok bilinmediği için araştırmaların maliyetleri fazla. Yoksa “İnsanlar mecbur, almak zorunda” diye düşünülerek ilaçların yüksek ücretli olduklarını düşünmüyorum. Her ülkenin kendine özgü denetleyici kurumları da bulunuyor. Üniversiteler ve ilaç firmalarının işbirlikleri sınırlı sayıda. Gelişmiş, ortak çalışmalar çok bulunmuyor. Son yıllarda TÜBİTAK desteğiyle bu konuda artış oldu.
‘İlacın maliyetini kurtarmak için 20-25 yıl patenti verilmiyor’
Türk Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Öner SÜZER:
Aslında talihsiz bir açıklama olmuş ancak ilacın molekülü değil araştırma giderleri çok pahalı. Hindistan’ın araştırma yapacak parasal gücü yok. Türkiye’nin de böyle bir gücü olmadığı için ilacı üretmiyor. İlacı üreten şirketler en az 10-15 yıl araştırma yapıyor. Tedavi edici molekül bulunduğunda ise 20-25 yıl patentini vermiyor ki o araştırmaların maliyetini kurtarabilsin, yeni araştırmalar yapabilsin. Bu ilaçları üretmek için yapılan araştırmalar, milyon dolarları buluyor. Maliyet kurtarıldıktan sonra eşdeğerlerine izin veriliyor. Hindistan gibi ülkeler, uluslararası anlaşmalara imza atmadığı için patentsiz üretimine onay verebiliyor. AIDS ilacında da benzer bir durum, Güney Amerika’da yaşanmıştı. Sonunda ilaç firmalarıyla anlaşmaya vardılar. Türkiye AB sürecinde bir ülke olduğu için patentsiz ilaç üretemiyor ancak Sağlık Bakanlığı kendi harcamalarını kontrol edebilmek için ilaçların fiyatını zaten çok düşürdü.
‘İlaç maddi güce sahip olan için üretilmez’
Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Yalçın ÇIRAK:
Bir molekülün geliştirilip ilaç haline getirilmesine kadar geçen süreçte ciddi yatırımlar ve harcamalar gerektiği için ilaç firmaları ilaçtan bekledikleri kazancı elde edinceye kadar belli bir süre patentini ellerinde bulundurmaktadır. Bu durum, sınırları yasalarla belirlenmiş bir süreçtir. Eşdeğer (jenerik) ve biyoeşdeğer (biyosimilair) ilaç üretimi için belirli bir süre beklemek gerekmektedir. Eşdeğeri üretilmemektedir. Biobenzer ilaçların etkinliğinin kanıtlanabilmesi için çok sayıda hasta üzerinde klinik faz 3 çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Dünya sağlık otoriteleri arasında bu konu hâlâ ciddi tartışma konusu olmaktadır. Her ne kadar Bayer firmasının ürettiği sorafenib etken maddeli ilaç bu gruba girmese de yine de jenerik (eşdeğer) olarak üretilen Hindistan’daki molekülün etkinliğinin gösterildiği klinik çalışmalara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Elbette bir molekül, hele kanser tedavisinde kullanılan bir ilaç, maddi güce sahip bir kitle için geliştirilmez. Bu yönden bakıldığında Dekkers’in söylemini talihsiz bir söylem olarak değerlendiriyorum.
‘Araştırma yapan firmalar yasalarla korunur’
Bir ilaç firmasının CEO’sunun böyle bir söz söylemesi talihsizlik veya yanlış anlaşılmıştır diye düşünüyorum. İlaçlar, araştırma maliyetleri nedeniyle, yanlış hatırlamıyorsam ilk 10 yıl pahalı satılır ve aynı molekülle başka bir firma aynı ilacı üretemez. Bu, yasalarla taahhüt altına alınmıştır. Süre dolduğunda bu ilaçların jenerikleri yapılmaya başlanır ve fiyat da düşer. Yoksa o ilacı üretirken kimse zengini, yoksulu gözetmez.
‘Araştırma maliyeti, tehlikeli tekel oluşturdu’
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Özdemir AKTAN:
Tüm ilaçlar insanlar için üretilir, zengin-fakir gözetilmez. Yalnız, ilacın bir maliyeti var ki bu sadece üretim maliyeti değil. Kabaca ilaç yapmak üzere incelenen yaklaşık 5 bin molekülden 2 tanesi ilaç olarak çıkıyor. O 5 bin molekülün 4 bin 998’iyle yapılan araştırma çöpe gidiyor. Dolayısıyla ilacın maliyeti araştırma maliyetiyle belirleniyor. Ama bu abartılıyor mu? Bunu hiçbir zaman bilemiyoruz. Bu ilaç firmalarının tekelinde olan bir şey. Ara yol bulmakta fayda var. Fakir bir toplumun veya kişinin ilaca ulaşamaması doğru değil. Hükümetler sosyal devlet gerçeğini göz önünde bulundurarak ilaç firmalarıyla anlaşma yapıp halkın ilaca parasız ulaşmasını sağlamak zorunda. İlaç firması yeni bir ilaç bulduğunda onu piyasaya sürüyor. Diğer firmalar 10 yıl boyunca eşdeğer ilacı yapamıyor. İlaç araştırmaları artık, kişilerin veya üniversitelerin yapabileceği boyutları çok aştı. Bu da araştırma tekelinin ilaç firmalarının elinde kalmasına neden oldu. “İlaç firmaları sonuçlarla oynarlar mı?” derseniz bunun yanıtını veremem ama en azından işlerine gelmeyen sonuçları yayınlamayabilirler. Orada bir açıklık söz konusu.