Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Yaşam Soma'da maden kazası, Soma maden faciası, Soma maden, Soma'da kömür ocağında yangın, Soma kömür ocağı trafo patlaması yangın

        Şükran ÖZÇAKMAK / AHT

        MANİSA'nın Soma ilçesindeki madende yüzlerce kişinin hayatını kaybetmesi, madenlerdeki çalışma şartlarını, tedbirleri yeniden gündeme getirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, facianın yaşandığı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'ye ait ocakta, 2012 yılında 2 kez, 2013 yılında 2 kez ve son olarak da 13-14, 17-18 Mart 2014 tarihinde de iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapıldığı ve mevzuat aykırı bir durum görülmediğini açıkladı. Uzmanlara Soma'daki kazanın önlenip önlenemeyeceğini sorduk.

        'Maalesef bu önlenebilir bir kazaydı'

        Yıldız Teknik Üniversitesi, İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Fatih YILMAZ:

        DÜNYANIN en büyük maden kazalarından birini yaşıyoruz. Maalesef bu önlenebilir bir kazaydı ve kaza sonrasındaki tahliye ve kurtarma çalışmalarının da sorgulanması gerekiyor. Yangının söndürülüp kurtarma çalışmalarında elde edebileceğimiz en iyi sonucu elde etmek ve olabildiğince çok işçiyi kurtarmak önceliğimiz olmalıydı. Bu kadar büyük bir kayıp tablosunu ortaya çıkaran bir kazanın da sadece 'trafo patlaması' gibi bir sebeple açıklanması mümkün değil. Öyle bile olsa, trafonun alev sızdırmazlığının neden sağlanmadığı sorusu bile kazanın 'kaçınılmaz kaza' olamayacağını ortaya koyuyor. Ayrıca işyerinde tahliye ve kurtarma çalışmaları önceden planlanmış mı, ekipler kurulmuş mu, tatbikatlar yapılmış mı gibi soruların cevap bulması gerekiyor. Öyle görünüyor ki yapılmamış, yapıldıysa da yeterli olmamıştır. Maden kazalarında ilk bir saatte yapılan tahliye ve kurtarma büyük önem taşır. Kurtarma çalışmalarının yetersiz olması ölü sayısının bu denli yüksek olmasına neden olmuştur. Bu noktadan sonra yapılması gereken, Türk maden sektöründeki koşulları teknik, organizasyonel ve yönetsel olarak ortaya koymak ve alınması gereken tedbirleri kısa, orta ve uzun vadede planlamaktır.

        'Bu kazalara kader demek mümkün değil'

        Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri Pevrul KAVLAK:

        BU kazalara kader demek mümkün değil. Avrupa'da son 30 yılda bir tek maden kazası olmadı. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir dönemde bu kaza tabi ki önlenebilirdi. Öğrendik ki söz konusu şirket, bir ton kömürü140 dolar maliyetle çıkarırken bu maliyeti 23.8 dolara düşürmüş. Bunun üzerine yangın ve ölümün nedeni tartışılır mı? Ustalar 1800, kalifeye işçi 1400 TL ücretle, diğerleri de asgari ücretle çalıştırılıyormuş. Maden işçiliği tecrübesizliği affetmez. Şu an bir bilgi kirliliği var. Kimi 'grizu patlamasından dolayı trafo patladı', kimi de 'trafo nedeniyle grizu patladı' diyor. Ancak paranın her tür değerden daha üstün olduğu yerde sebep aramanın anlamı yok. Avrupa'da birkaç kapı oluyor ve en fazla içeride 3-5 kişi olduğu için yangın durumunda belli periyodlarda kapılar kapatılıp açılarak yangın söndürülüyor. Bölüm bölüm kapaklar oluşturulması lazımdı

        'Bağımsız denetçiler de kontrol yapmalı'

        Kemerburgaz Üniversitesi MYO İş Sağlığı ve Güvenliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fahri ERENEL:

        Türkiye, maden kazalarında ölüm yoğunluğu açısından dünyada ilk üç, Avrupa'da ise ilk sırayı almakta. Ölümlü maden kazalarının yüzde 64'nü yeraltı kömür madenlerinde gerçekleşiyor. Madencilerin ölüm nedenleri olarak yüzde 27'si yeraltında göçük altında kalma, yüzde 19'nun grizu patlaması, yüzde 12'sinin araç kazası olarak sıralanıyor. Yasal mevzuatta yer alan konuların eksiksiz olarak yerine getirilmesi ve yerine getirildiğinin devlet kurumları dışında bağımsız denetçiler tarafından kontrol edilmesi halinde belki de bu kazayı yaşamayacaktık. Mevcut denetimler, şekilden öteye geçmemekte. Oysa denetimler, gece-gündüz, tatil günleri dahil aralıksız şekilde sürdürülmelidir. Eksikliği tespit edilenlere derhal iş durdurma karar verilmeli ve uygulanmalıdır. Mevcut uygulamada, iş müfettişlerinin yaptıkları denetim sonucuna göre mülki makamlar karar vermektedir. Bu gecikmelere ve istismarlara neden olabilmektedir. Yasanın gereği yerine getirilseydi bugün bu acıyı yaşıyor olmayacaktık.

        'Dünyanın her yerinde kazalar meydana geliyor'

        İstanbul Teknik Üniversitesi Maden FakültesiYer altı Maden İşletmeciliği Anabilim Dalı Başkanı ve Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan KURAL:

        ÖNCELİKLE, madenin içerisinde trafo olabilir mi, grizuya karşı korunaklı mıydı gibi birçok sorunun yanıt bulması gerekiyor. Normalde kömür ocaklarında grizu patlaması yaygın görünen bir olay. İlk olarak böyle bir yangınla başlayan çok büyük kaza meydana geldi ancak dünyanın her yerinde kazalar ve çok ölümlü kazalar meydana geliyor. Bazıların önlenmesi çok zor olabiliyor ama tedbirlerin alınması lazım. Çalışan işçilerden, mühendisine ve patrona kadar herkesin tedbir alması lazım. Biz kimin tedbir almadığını henüz bilmiyoruz. Her kazalarda insan faktörü var, ihmal var. Maden sahipleri, insan sağlığını herşeyin üzerinde tutup ona göre tedbir almalı. Kazalar nedeniyle ocaklar kapatılsın diyenler var ama bir ocak kapatılırsa bir daha açılamaz. Ayrıca ülke olarak enerjiye çok büyük paralar ödüyoruz ve madene ihtiyaç var.

        'Tarafların mı yoksa bir kişinin hatası mı henüz bilinmiyor'

        Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin AKÇUL:

        KAZANIN oluşuyla ilgili hiçbir sağlıklı bilgiyi şu an kimse veremez. Trafo mu patladı, grizu mu yoksa başka bir neden mi bilinmiyor. Ancak ortada çok büyük bir acı var ve her kazada mutlaka bir kusur vardır. Tarafların tamamı mı yoksa bir kişinin hatasından mı kaynaklı bilemiyoruz. Şu bilinen bir gerçek ki maden kazaları konusunda dünya birincisiyiz. İş kazalarını önlemek için mevzuat yetmez. Bu bir kültür meselesidir. Aile bireylerimizden başlayarak tüm fertleri eğitmemiz gerekir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ