Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Suda doğum nedir? | Sağlık Haberleri

        "Suda doğum"un öncüsü dünyaca ünlü Fransız doktor Michel Odent, suda doğum yöntemiyle doğum süresinin azaldığını belirterek, "Suda doğum anne adayları için büyük kolaylıklar sağlıyor. Suda doğum mümkündür ve bebek boğulmaz. Bir kadın olur da suyun içerisinde doğum yaparsa, denizde, nehirde, gölde doğum yapıyorsa bebek boğulmaz" dedi.

        "Gebelik Doğum ve Lohusalık Kongresi"nin davetlisi olarak Türkiye'ye gelen dünyaca ünlü Fransız doktor Michel Odent, Türk annelerine suda doğumu anlattı.

        SUDA DOĞUM YÖNTEMİ BEBEĞİN BOĞULMASINA NEDEN OLUR MU?

        Odent, suda doğumun dünya genelinde anne adayları arasında tercih edilen doğum şekli olmaya başladığını bildirdi.Bin kadında su altında doğumu denediklerini ve 100'ünün suda doğum yaptığını belirten Odent, 1983 yılında yazdığı "suda doğum" makalesinin tıp literatürüne geçtiğini ifade etti.

        Makaleyi, kadınların doğum sırasında yaşadıkları zorlukları tanımlamak için yazdığına değinen Odent, "Serviks yeterince açılamadığı için anne doğurmakta zorlanıyor. O zaman anneyi vücut sıcaklığında bir suya oturttuğumuz zaman rahatlıyor. Toplamda iki saatte doğum tamamlanıyor ve bebek dünyaya geliyor. Suyun içinde rahatlayan anne kolay bir şekilde doğum yapıyor. Çalışmanın çıkış noktası buydu" dedi.

        Suda doğum yöntemini uygulamaya başladıkları ilk zamanlarda doğum ebelerinin ve hemşirelerinin telaşlandıklarını belirten Odent, şöyle devam etti:

        "Ebeler özellikle 'Bebek boğulur, nefes alamaz' diye panik oluyorlardı. Aksine bebeği bıraksanız yüzmeye bile başlayabilir. Bebeğin suyun içerisinde doğurtulması tek hedef değildir. Suda doğum mümkündür ve bebek boğulmaz. Bir kadın olur da suyun içerisinde doğum yaparsa, denizde, nehirde, gölde doğum yapıyorsa bebek boğulmaz. Genelde burada verilen mesaj çarpıtıldığı için insanlar doğal doğum ve suda doğumu karıştırıyorlar."

        "KADINLARIN DOĞUM SIRASINDA İHTİYAÇLARI İYİ ANLAŞILMALI"

        Dr. Odent, son yıllarda sezaryen doğum oranlarında görülen yükselişin Türkiye'ye özgü bir durum olmadığını, dünya genelinde bu tercihin arttığını vurguladı.

        İnsanların yaşam standartlarının aniden çok yükseldiğine işaret eden Odent, şunları kaydetti: "Sezaryen doğum oranları Brezilya ve Latin Amerika'nın birçok önemli şehrinde ve Çin'de aynı şekilde aniden artmıştır. Bunlar farklı ülkeler olmasına rağmen yaşam standartlarının aniden yükselmesi en büyük etkendir.

        Bu ülkelerde yaşam standartları aniden yükselince yeni tekniklere adaptasyon da daha kolay oluyor. Türkiye gibi ülkelerde sezaryenin primer hedef olarak yüksek oranda yer alması çok büyük bir tehlikedir. Bu bağlamda önceliği kadınların doğum sırasındaki ihtiyaçlarını daha iyi anlamaya, yeniden keşfetmeye vermek gerekir. Bunu da ancak modern fizyoloji biliminin yardımıyla yapabiliriz.

        Doğum esnasında bir kadının temel ihtiyaçlarının neler olduğunu anlarsak sezaryen doğum oranları da azalacaktır. Sezaryen oranının yüksek olması bizlerin, kadınların doğum halindeki fizyolojisini anlamamıza katkıda bulundu ve ikinci bir etkisi oldu. Sezaryen oranı o kadar yüksek ki neden bu kadar yüksek oluyor diye kadın fizyolojisini incelemeye başladık."

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ