Genetik yatkınlık + çevresel koşullar = ASTIM
Astım deyince akla öksürük, hırıltılı solunum ve göğüste sıkışma geliyor. Hastalıkla ilgili doğru bilinenler kadar yanlış bilinenler de hayli fazla. Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanları Dr. Hişam Alahdab ve Dr. Esra Sönmez, astımla ilgili doğru bilinen yanlışları ve tedavi yollarını anlatıyor
Astım, kalıtsal ve çevresel etkenlerin birlikteliği sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunu. Ailesinde astım öyküsü olanlarda kalıtsal yatkınlık bulunuyor. Çevresel etkenlerin de varlığı astımın bu tip insanlarda belirgin hale geldiğine işaret ediyor.
Gazete Habertürk'ten Ceyda Erenoğlu'nun haberine göre; çevresel etkenler arasında ev tozları, polenler, sigara dumanı, tekrarlayan viral enfeksiyonlar ve hava kirliliği yer alıyor. Türkiye’de gençlerin üçte biri sigarayı denerken, bunların yarısının sigara bağımlısı olma riski taşıması yaşamındaki ilk iki sigarasını tamamen bitiren gençlerin üçte ikisinin sigara bağımlısı olması anlamına geliyor.
AMAÇ YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRMAK
Astımda tedavinin amacının semptomların kontrolü, kontrolün devamının sağlanması, atakların önlenmesi ve yaşam kalitesinin bozulmasının önüne geçilmesi olduğu belirtiliyor. Astım, bronş duvarlarında süregelen bir yangına benzetilirse, yangını söndürmeye yarayan ilaçların yoğunluğu hastalığın kliniğine göre düzenleniyor. Yangının söndüğünü düşündüren bulguların varlığı halinde ilaçlar azaltılıyor ve yangının yeniden alevlenip alevlenmediğine bakılıyor. Doz azaltmada hedefin, astımın şiddetine bağlı olarak hastalığın kontrolünü sağlayacak en düşük doza inebilmek olduğu belirtiliyor. Bu süreç bazen ilaçların tamamen kesilmesine kadar devam edebiliyor. İlaçlar kesilse bile hastanın takibi sürdürülüyor.
NEFES AÇICI İLAÇLAR KULLANILIYOR
Astım tedavisinde nefes açıcı olarak da bilinen, sprey veya toz şeklinde ilaçlar kullanılıyor. Tedavinin içeriği, bronştaki daralmayı düzeltmek için bronş gevşetici ilaç ve alerjik yangıyı azaltacak kortizonun birlikte verilmesinden oluşuyor. Atağın şiddetine göre bu tedaviye eklemeler yapılabiliyor. Tedavide en önemli noktanın, antibiyotik kullanımı olduğu belirtiliyor. Antibiyotikler özellikle çocukluk çağındaki enfeksiyon durumlarında kullanılıyor. Bu çocuklardan bir kısmı alerjik reaksiyonlardan dolayı sıkıntı yaşadıkları için antibiyotikten yarar görmüyorlar. Alerjinin giderilmesi için tedavi almamaları halindeyse ortaya bir hastalık kısırdöngüsü çıkıyor.
Bu açıdan ilaçların doktor kontrolünde kullanılması çok önemli görülüyor. Erken ilaç kesilmesi astımın kontrolden çıkmasına neden olarak tedavinin başarısızlığıyla sonuçlanabiliyor. Bu nedenle astım hastasına tedaviyle ilgili eğitim verilmesi çok önemli bulunuyor.
ASTIM HAKKINDA 5 YANLIŞ 5 DOĞRU!
Yanlış: Gebelikte astım ilaçlarının kullanımı bebeğe zarar verir.
Doğru: Astım ilaçlarının gebelikte kullanımı güvenlidir, bebeğe zarar vermez. Astmatik bir gebenin ilaçlarını kullanmayarak atak geçirmesi, bebeğin oksijenlenmesinin bozulmasına neden olarak bebeğe ciddi zarar verebilir.
Yanlış: Astmatik hastalar spor yapamaz.
Doğru: Kontrol altındaki astım kişide semptoma neden olmaz. Bu sebeple astmatik kişilerde spor yapmaya kısıtlama getirilmesi önerilmez. Fakat egzersizle tetiklenen özellikli bir astım alt grubunda hastanın doktor onayı ile özellikle aktivite öncesi ilaçlarını kullanarak, kontrollü egzersiz yapılması önerilir. (Örneğin astmatik bir atletin maraton öncesi ilacını kullanması, klorla tetiklenen astımı olan bir yüzücünün havuza girmeden önce ilaçlarını kullanması gibi.)
Yanlış: Astım ilaçları bağımlılık yapar, akciğerlere hasar verir.
Doğru: Astım ilaçlarının bağımlılık yapıcı etkisi yoktur. Astım kronik bir hastalık olduğu için tedavisinde yararlanılan ilaçların uzun süre kullanımı gerekebilir. İlaçların doz değişikliği veya kesilme kararı hekime bırakılmalıdır.
Yanlış: Astımın aşısı vardır.
Doğru: Astımın değil, alerjinin aşısı vardır. Alerji aşıları, ancak belirli bir yaş grubunda ve az sayıda alerjene karşı alerjisi olan hastalara uygulanır. Aşı uygulama kararı ancak bir alerji uzmanı tarafından verilmelidir. Aşı sadece kişinin belirli bir alerjene karşı duyarlılığını ortadan kaldırmak yoluyla etki gösterir. Halbuki astım alerjik olmayabileceği için alerjik astımlarda sadece aşı tedavisi de yetersiz kalabilir. Her durumda öncelik kişinin astımının yani havayolu hastalığının tedavi edilmesidir.
Yanlış: Kortizon çok zararlıdır ve ne olursa olsun kullanılmamalıdır.
Doğru: 2009 yılında astımı, nefes yoluyla alınan kortizon kullanmadan, sadece bronş açıcı ilaçlarla tedavi etmenin tıbben yanlış olduğu ispatlanmıştır. Ancak toplum içinde ‘kortikofobi’ olarak nitelendirilen kortizon fobisi çok yaygındır. Oysa astım tedavisinde bu ilacın sistemik olarak, yani damar yoluyla ya da hap olarak kullanılması son derece nadirdir. Burun spreyi şeklinde veya nefes yoluyla kullanılan kortizonlar ise çok düşük dozlarda ve sistemik yan etkilerden çok uzaktır. Şiddetli ataklarda damar yolundan veya ağızdan kısa süreli kortizon kullanımı hayat kurtarıcıdır ve kısa süreli kullanımlarda önemli yan etkileri yoktur.