Ev kadınları büyük risk altında!
Tularemi mücadelesi için doktorlara uyarı
Sağlık Bakanlığı, son yıllarda Anadolu'daki kentlerin yanı sıra Ankara gibi megakentlerde de görülme sıklığı artmaya başlayan ve halk arasında Tavşan Ateşi- Avcı hastalığı olarak bilinen Tularemi için alarmda. Hastalığın teşhis ve tedavisiyle mücadele edebilmek için sağlık çalışanlarına yönelik bir saha rehberi yayınlandı. Rehberde, hastalığın bulaşma yolları, belirtileri, tedavisi ve korunma yöntemleri anlatılıyor.
Bu hastalığın dünyada en yaygın bulaşma yolu hasta hayvan ve kene ile temas sonucu oluyor. Ülkemizde ise daha çok klorlanmamış içme suyu veya kaynak suyu tüketilmesi ana bulaşma sebebi oluyor. Bakanlık tarafından hazırlanan rehberde, tulareminin son yıllarda artmasında bazı ekolojik dengelerin değişmesinin etkili olduğu belirtiliyor.
EV KADINLARI VE AVCILAR RİSK ALTINDA
Özellikle yağışlı sezonlardan sonra kemirici hayvanların sayısının artması bu hastalığın da artmasına sebep oldu. Bir tek kemirgenler değil, hastalığın bulaşmasına neden olan diğer faktörler ise rehberde şöyle sıralandı: Kaynak suyu tüketimi, avcılık ve vahşi tavşan etinin yenmesi, hijyenik olmayan gıda tüketilmesi, ev ve çevresinde kemirici sayısında belirgin artış gözlenmesi ve doğayla ilişkili aktiviteler. Bu nedenle hastalık kırsal bölgelerde çoğunlukla çiftçi aileleri, ev hanımları, çocuklar, avcılar ve orman işçileri arasında görülüyor.
BİLDİRİMİ ZORUNLU HASTALIK
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, hastalıkla ilgili hazırlanan rehberde 2005 yılından bu yana Bildirimi Zorunlu Hastalıklar listesinde yer alan tulareminin Karadeniz ve Marmara başta olmak üzere tüm bölgelerde görülebildiğini açıkladı. "Son zamanlarda bazı illerimizde yeniden önem kazanan zoonotik hastalıklardan biri ve önemli bir halk sağlığı problemi olarak dikkat çekmektedir" diyen Çom, "Tularemi insanlara enfekte hayvanlarla doğrudan temasla, klorlanmamış sularla veya laboratuvar kazaları ile bulaşmaktadır. Nüfus hareketleri, çeşitli felaketler, yoksulluk, savaş ve göçler özellikle modern şehirleşmenin olmadığı alanlarda tularemi enfeksiyonunun yayılımını kolaylaştırmaktadır" diye yazdı.
6 YIL ÖNCE HORTLADI
Saha rehberinde tularemi hastalığıyla ilgili yıllara göre vaka sayılarına da yer verildi. Bu hastalığa ilişkin tarihteki en yüksek veri 1936 yılında 150 ve 1953 yılında 200 hasta olarak kaydedildi. Yakın tarihte ise 1988 yılında Bursa'da 205 tularemi hastası olduğu, sonraki tarihlerde ise vaka sayısı dramatik oranda düşüş gösteriyor. Ancak 2004-2005 kışında hastalık yeniden ivme kazanıyor. Öyleki iki yılda bildirilen vaka sayısı 400'ü buluyor.
İNSANDAN İNSANA BULAŞMIYOR
Rehberde boğaz ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, sırt ağrısı, baş ağrısı, titreme ile yükselen ateş ve terleme ile belirtileri ile başlayan hastalığa karşı antibiyotik tedavilerinin sonuç verdiği belirtilirken, hastalığın insandan insana bulaşmadığına dikkat çekildi.
*1936-2005 yılları arasında ülkemizde bildirilen tularemi salgınları
Yıl - Bölge - Vaka - Mevsim - Bulaşma
1936 Lüleburgaz 150 Yaz Su kaynaklı
1937 Tatvan 6 Gıda
1945 Lüleburgaz 18 İlkbahar Su kaynaklı
1953 Antalya 200 Sonbahar Su kaynaklı
1988 - 2002 Bursa 205 Kış Su kaynaklı
1997 Ankara 16 Kış Su kaynaklı
2000 Düzce 21 Sonbahar Su kaynaklı
2001 Bolu 14 Sonbahar Su kaynaklı
2002 Balıkesir 115 Kış Su kaynaklı
2004 Suluova 43 Sonbahar Su kaynaklı
2004 - 2005 Zonguldak 61 Kış Su kaynaklı
2004 - 2005 Kocaeli 145 Kış-ilkbahar Su kaynaklı
2004 - 2005 Kars 56 Kış-ilkbahar Sonbahar Su kaynaklı
2005 Kocaeli 129 Kış Su kaynaklı
2005 Tokat 8 Kış Su kaynaklı
2005 Edirne 10 Kış Su kaynaklı
2005 Düzce 11 Kış Su kaynaklı
Tülay ŞUBATLI/AHT