Sosyal medyayı sallayan piyanist: Lola Astanova
Piyano çalmadaki başarısının yanı sıra güzelliğiyle de dikkatleri üzerine çeken Özbek piyanist Lola Astanova, Türkiye’den de hayranları olduğunu belirtirken, kariyeri ve gelecek planlarını anlattı.
Çocukluğundan beri piyano çalan Lola Astanova, ABD ve Avrupa'da konserler veriyor. Ünlü müzisyenlerle de çeşitli projeler gerçekleştiren güzel piyanist, popüler moda dergileri için de zaman zaman poz veriyor.
Sputnik'e konuşan Astanova, "Küçük yaşlardan beri piyano çalıyorum. Ancak müzikle ciddi bir şekilde uğraşmaya annemin beni ünlü piyanist Tamara Popoviç'in stüdyosuna götürmesiyle başladım. O kadar küçüktüm ki, ayaklarım piyanonun pedalına yetişmiyordu, bu nedenle ayaklarımın altına iki tane kocaman telefon defteri koymuşlardı" ifadelerini kullandı.
Astanova, piyano çalmadaki başarısının kilit noktasının da yoğun bir şekilde konsantre olup yaptığı işi sonuna kadar götürmesi olduğunu ifade etti.
Hayran kitlesinin oldukça geniş bir yelpazeye yayıldığını belirten Astanova "ABD, Kanada, Avrupa ve Rusya'nın yanı sıra sosyal medyadaki gönderilerim Türkiye, İran, Asya ülkeleri ve Latin Amerika'daki kullanıcılar tarafından da ilgi görüyor. Sosyal medyadaki ilgiyi her zaman takip ediyorum zira dinleyicilerim arasındaki kültür, dil, din, toplumsal ve siyasi bakış farklılıkları beni her zaman şaşırtıyor. Benim için bu, müziğin evrensel dilinin herkesi birleştirdiğinin bir kanıtı daha niteliğinde" ifadelerini kullandı.
Birçok ödül alan Astanova, bir keresinde konserden sonra kendisine ‘ödül' olarak piyano şeklinde çikolatalı bir pasta verildiğini söyledi. Astanova "Bu hem tatlı hem de farklı bir ödüldü. En son aldığım ödül de (George) Gershwin'in ‘Rhapshody in Blue'sunu çaldığım filmle (Visions of New York belgeseli) gelen EMMY ödülü oldu" şeklinde konuştu.
"KIYAFETLERİMİ ÖZENLE SEÇİYORUM"
Astanova, müzik dışındaki ilgi alanlarını, "Kozmetik ürünlerine büyük ilgi duyuyor ve makyajımı her zaman kendim yapıyorum. Modayla çok ilgiliyim. Moda tasarımcıları çağımızın en büyük sanatçılarından, moda kültürümüz ve dünyayı algılayış biçimimizin büyük bir parçası" sözleriyle açıkladı.
Konserleri öncesinde kullanacağı kıyafetleri de özenle seçtiğini dile getiren ünlü piayanist, "Kıyafetlerimi seçerken repertuarı, konser yeri ve seyircileri göz önünde bulunduruyorum. Giydiklerimin göz alıcı ve konserin bir parçası olarak görünmesini istiyorum. Salondaki dinleyiciler için konserler çok para ödeyip dört gözle bekledikleri etkinlikler. Zira Sahnede yataktan yeni çıkmış gibi darmadağınık bir görüntü ile karşılaşmak istemezler" dedi.
"SADECE VÜCUDUMLA İLGİLENEN VARSA..."
Astanova, güzelliği ile dikkati çeken bir sanatçı olarak, dinleyicilerin müziğinden çok görüntüsü ile ilgilenmesinden rahatsızlık duymadığını söyledi:
Kimileri müziğe daha çok kulak verir, kimileri de görüntüye dikkat eder, kimileri için de konser sadece dışarı çıkmaktır. Vücudum benim bir parçam. Dinleyicilerim arasında sadece vücudumla ilgilenenler varsa, bu beni rahatsız etmez.
Ancak sadece vücudumla ilgilenenleri hayal kırıklığına uğratabilirim. Çünkü sosyal medyada onların işine gelecek birçok kadın görüntüsü var ve bu insanlar için piyanonun hiçbir gerekliliği yok. Ayrıca takipçilerimin neredeyse yarısı kadın, onlar vücudumla ilgilenmiyor. Nitekim aldığım mesajların çoğu da müziğimle ilgili.
Astanova, üzerinde çalıştığı projeler ve gelecek planları ile ilgili de şunları söyledi:
Gelecek yıl benim için çok farklı olacak. Andrea Bocelli ile verdiğimiz konserle ilgili ‘Sessizlik Tiyatrosu' filmi çıkacak.
Yönetmen Alina Dianova Siciliano, belgeselin bilgi vericiliğinin yanı sıra görselliği açısından da heyecan verici olmasını sağladı.
Ayrıca 2CELLOS müzik grubundan Stepan Hauser'la düet ve konser programlarına hazırlanıyoruz, bunlar muhtemelen klasik müzik icra edenlerle ilgili basmakalıpları yıkacak.
Şimdiye kadar gizli tutulan bestelerim gün yüzüne çıkacak. Umarım bu besteler hayranlarımın hoşuna gideceği gibi yeni kalpleri de fetheder.