Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)
        Haberler Yaşam HT Pazar 88 yıldır sadık dost, 13 Şubat Cuma, UNESCO Dünya Radyo Günü..., 13 Şubat Cuma, UNESCO Dünya Radyo Günü..., radyo anonsları

        Ece ULUSUM - Melik DEMİREL / HT PAZAR

        13 Şubat Cuma, UNESCO Dünya Radyo Günü... Bu vesileyle, ilk yayınından günümüze, sadık dost radyonun tarihine göz attık, ünlü radyocularla konuştuk. Şimdi haberler...

        Radyo, bir kötü gün dostu adeta. Gösterişli teknolojik gereçlerin yanında şu sıralar nostaljik bir kutu gibi gözükse de hâlâ çok sayıda dinleyicisi var. Şöyle diyelim; Ulusal Radyo Araştırma Derneği’nin verilerine göre geçen yıl Türkiye’deki 14 milyon hanenin 6 milyonunda radyo dinlendi. Yani aslında radyo yine popüler! Akıllı cihaz kullanıcıları ilk olarak radyo uygulamalarını indiriyor. Bunun nedenini BBC Dünya Servisi’nden Michael Kaye ve Andrew Poperwell açıklıyor: “Radyo medya cinidir; bir şişeye sığacak kadar küçük, bütün kıtaları içine alabilecek kadar da büyük...” Radyonun önemini hatırlatmak adına 2011’de UNESCO 13 Şubat’ı Dünya Radyo Günü ilan etti. Biz de bir zamanlar dantel örtülerle süslediğimiz radyonun Türkiye’deki hikâyesine göz attık.

        ‘ALO ALO MUHTEREM SAMİİN!’

        Dünyadaki serüveni 1920’de başlayan radyonun Türkiye’ye gelişi diğer teknolojiler kadar uzun sürmedi. 6 Mayıs 1927’de İstanbul’daki Sirkeci Büyük Postane’den Eşref Şefik Bey’in “Alo alo, muhterem samiin. Burası İstanbul telsiz telefonu” sözleriyle tanıştık radyoyla. Kimisi konuşan kutunun içinde küçük insanların yaşadığına inandı, kimisi de sihirli olduğuna. İçindeki küçük insanları görme merakıyla kaç radyo heba edildi kim bilir...

        O zamanlar radyo programı yapmak da radyo dinleyicisi olmak da zor. Birkaç saat yayınlanan programlar kıraathanelerde ya da radyosu olan komşularda dinlenir, program bitmeden kimse yerinden kıpırdamazdı. Fakat radyonun önemi en çok da 2. Dünya Savaşı’nda anlaşıldı. Gelişmeleri sıcağı sıcağına aktaran haber bültenleri soluksuz dinleniyordu; bu nedenle de radyo ne derse doğru kabul edilirdi.

        Yıllar içinde radyolar evlerin baş köşesinde yerini aldı. Tabii kimisininki Cristal Grandin, kimisininki Philips, kimisininki de Century markaydı... Öyle ki bu bir prestij meselesiydi. Ama radyo herkese hitap ediyordu; belki de en çok okur yazar olmayanlara...

        CIZIRTIYI GÖLGEDE BIRAKAN SESLER

        Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Safiye Ayla, Münir Nurettin, Ziya Taşkent, Alâeddin Yavaşça ve daha nice sanatçı İstanbul Radyoevi’nden evlere konuk olduğunda, radyoda eksik olmayan cızırtıya rağmen ses yükseltilirdi. Kısa sürede radyonun ikonları ve hatta dergileri çıkmaya başladı. Radyo Haftası ve Radyo Âlemi dergilerinde radyo stüdyolarında neler yaşandığı, dinleyici mektupları, Zeki Müren’in köşe yazıları ve çeşitli söyleşiler yer alıyordu.

        Ev hanımlarının, üzerinde göz nuru dantel örtülerini sergilediği radyoların altın çağı 60’lı yıllardı. Futbolseverler için naklen ama kesintili ve dönüşümlü maç anlatımları, meraklısına yurttan ve dünyadan haber veren yayınlar, gençlerin iple çektiği radyo tiyatrosu ve çocuklar için masallar yayınlanmaya başlandı. 24 saat kesintisiz yayına geçildi. Dinleyiciler, Atatürk’ün naaş nakli, 1960 Darbesi, 12 Mart Muhtırası, Deniz Gezmiş’lerin idamı, Kıbrıs Barış Harekâtı gibi Türkiye’ye damgasını vuran olayları yürekleri ağzında radyodan takip etti.

        Tabii, “sesli kutunun görüntülüsü” gelince dantel örtülerin yeri artık televizyondu. 80’li yıllarda radyonun sesi iyice kısıldı. Devlet radyocuları televizyona geçiş yaparken boşluğu özel radyolar doldurdu. Radyo her zaman bir çıkış yolu buldu...

        Haberleri dinlediniz, şimdi oyun havaları

        90’ların başında radyo kurmak, gerekli ekipmanı satın almak ve kullanmak; Anayasa’nın 133. Maddesi, TRT Kanunu ve Telsiz Kanunu’na göre suçtu! Dolayısıyla “korsan” radyolar kuruldu. İlk canlı korsan yayın, Levent Korukent’te bir öğrenci evinden yapıldı, Çamlıca’dan 250 watt’lık bir antenle iletildi. Vericiler, Batı Trakya’dan eşek sırtında parçalar halinde getirildi. Levent’teki evde yayın yapan gençlerin ev sahibi eski TRT Genel Müdürü Tunca Toskay’dı. Ankara’ya ilk yayın telefon hattı üzerinden, İzmir’e bir otelin 33. katından, Trabzon’a ise Boztepe’den aktarıldı.

        Özel radyoda ilk haber programı denemeleri, Fatih Altaylı’nın “Bab-ı Ali Yokuşu” ve Ümit Zileli’nin “Sesli Gazete”siydi. Kurulan Europe & Anatolia Ajansı fazla dayanamadı. Özel radyolar mizaha ve müziğe yöneldi. 12 Eylül 1992’de dönemin Başbakanı Süleyman Demirel ilk defa bir “korsan” yayına bağlandı. Fakat, 1 Nisan 1993’te özel, “korsan” radyolar kapandı, stüdyolar mühürlendi. Radyo “milli” olmalıydı. Bunun üzerine siyah kurdele eylemleri yapıldı. Yayına devam eden radyocularla yetkililer arasında araç kovalamaları yaşandı. Bu arada TRT FM kuruldu. Özel radyolar, Tansu Çiller döneminde açılacaktı. 1995’te çıkan kanunla RTÜK’ten frekans kiralayarak radyo kurmak mümkün oldu.

        ‘Radyo nostaljik bir araç değil’ Cem Temel TRT İstanbul Radyosu Müdürü “Dünya Radyo Günü bir doğum günü sayılır bizim için. Keşke daha önceden başlasaydı. Radyo ulusal sestir. Üstelik ulaşılması kolay bir dosttur. Radyo hiçbir zaman yok olmayacak. Görüntülü radyo yapmayı planlıyoruz. Konseri dinlerken görmek isteyen dinleyicilerimiz telefondan indirdiği programla sadece dinlemekle kalmayacak bir yandan da izleyebilecek.”

        ‘Hâlâ hayati bir rol oynuyor’ Ömer Madra - Açık Radyo’nun kurucusu Kitle iletişim araçlarının en önemli rolü olan haber verme ve eğitme işlevini sırtlanan Açık Radyo’nun bu sene 20. yılı. Kurucusu Ömer Madra radyonun önemini şöyle anlatıyor: “Kitle iletişim araçları tüketim dünyasının esiri olmuş durumda. Fakat radyo diğer araçlara göre özgür ve bağımsızlığın sesi olmaya daha yakın. Televizyon gibi hantal da değil. Medyadan beklediğimiz tek şey demokrasi. Radyo bir adım daha önde ve hâlâ hayati bir rol oynuyor. Biz gönüllülük esas, kâr amacı gütmeyen bir kuruluşuz, yani radyoyuz. 92 ortağı olduğu için kimsenin borusu ötmüyor.”

        ‘Yayıncıların tümü dijitale dönecek’ Jerfi Benveniste (Bay J) - DJ “25 yıl önce tesadüfen başladım. Zamanla radyo ben, ben de radyo oldum. İlk zamanlar küçük yaştaki dinleyicilerimiz büyüdü, evlendi. Çocuğunu evlendiren bile var! Artık sosyal medya hesaplarımız var. Teknoloji gelişiyor ve buna yatırım yapılıyor. Bütün yayıncılar zamanla dijitale dönecek ama ‘connected car’ denen interaktif arabaların yaygınlaşması lazım.”

        ‘Zeki Müren’le Başbaşa’ TRT Radyo’nun neredeyse gelmiş geçmiş en popüler radyo programlarından biri de “Zeki Müren’le Başbaşa”ydı. 1960- 1975 arası cumartesi akşamları, herkes radyo başındaydı. Sanat Güneşi, radyoda hem şarkı söyler hem de dinleyicileriyle sohbet ederdi. Marilyn Monroe’nun ölümünden sonra Müren radyoda “çok sevgili” dinleyicilerine içini şu sözleriyle dökmüştü: “Bilmediğimiz, duymadığımız ayrılıkların yanında, işte bakınız güzelliği dünyayı tutmuş genç bir artist ömrünün en parlak devrinde sade sevdiklerinden değil, kendi eliyle kıydığı hayattan da ayrıldı gitti. Evet, Marilyn Monroe, Marilyn Monroe’yu kastediyorum. Toprağı bol olsun Marilyn’cik.”

        İster dinle, ister izle İnternette herkesin radyo programı yapabilmesi artık mümkün. Hatta Emre Şan ve Can Yücel Metin görüntülü radyo yapıyor. Geyik Çiftliği adını verdikleri radyo istasyonlarında haftada iki saatlik yayın yapan ikili, dinleyicileri Skype üzerinden konuk alıyor. Sunuculardan Metin “Görüntülü radyo yayını yapmaya Emre Şan’ın fikriyle 2012’de başladık. Sadece bir masa, iki sandalye ve bir bilgisayar kullanarak tıpkı bir televizyon stüdyosu gibi yayın yapabiliyoruz” diyor.

        Unutulmayan anonslar

        - Bugün 16 Aralık Pazartesi saat 9.00 Demirbank hayırlı işler diler.

        - Şimdi akşam neşriyatımıza başlıyoruz.

        - Dikkat kan aranıyor. Kanı değiştirilecek bir hasta için ... grubu kana ihtiyaç vardır. Kan verecek vatandaşların ... hastanesine başvurması rica olunur

        - Burası TRT orta dalga Türkiye’nin Sesi Radyosu...

        - Haberleri dinlediniz, şimdi oyun havaları.

        Dünya Radyo Günü etkinlikleri

        - TRT Genel Müdürlüğü ve UNESCO Türkiye Millî Komisyonu ortak girişimi ve TRT Radyo Dairesi Başkanlığı’nın organizasyonunda İstanbul Radyosu’nda bir kutlama yapılacak.

        - İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi radyosu gün boyu UNESCO destekli yayın yapacak. Radyo âleminin önemli isimlerini stüdyolarında ağırlayacaklar.

        - TRT İstanbul Radyosu gün boyunca konser, panel ve radyo dağıtımı gibi çeşitli etkinlikler düzenleyecek.

        - Fatih Belediyesi salı günü 3. Sihirli Mikrofon ödüllerini dağıtacak. Zorlu Center’da düzenlenecek etkinlikte Mustafa Ceceli sahne alacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.