'Bursa'nın orkestrası olmayı başardık'
Bursa'da her perşembe Merinos Kültür Merkezi'nde sahneye çıkan Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası'nın sadece konserlerine değil provalarına dahi ilgi büyük. Biz de Bursa'ya gittik ve konserin havasını kokladık...
HT CUMARTESİ/ECE ULUSUM
Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası hazırlıklarını bitirdi. Saat 19.30, konser neredeyse başlamak üzere. İzleyicilerden biri sahnedeki el yapımı kuyruklu Steinway & Sons piyanoya yaklaşıp ayağındaki tozu koluyla siliyor. Yanındakine “Bunu biz aldık” diyor. Hemen ardından önümüzde oturan bir beyefendi bize dönüp “Sanırım siz yenisiniz. Piyano nasıl?” diye soruyor. Konser başlamadan önce piyona aşağı, piyano yukarı... Açıklamayı Bursa Filarmoni Derneği Başkanı Ömer Kızıl yapıyor: “Geçen yıllarda bir kampanya yaptık. Orkestranın piyanosu yoktu biz de yerel gazeteye ilan verdik ve Bursa halkından destek istedik. O kadar kısa sürede toplandı ki para, bu desteği bir de İdil Biret dinletisiyle taçlandırdık”. Bağış yapanlar arasında sağımızda oturan emekli Fahriye Hanım da var, 2 sıra önümüzde oturan resepsiyon görevlisi Ahmet Bey de... Konser başlayınca derin bir sessizlik. Kimisi kitap okuyor dinlerken, kimisi de gözlerini sanatçılardan bir an olsun ayırmıyor.
16 yıldır Bursa’ya ve civarına hizmet veren Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nın perşembe konserleri tıklım tıklım. Hatta gördüğümüz kadarıyla provaları bile boş geçmiyor! Benim bu şaşkınlığıma şaşıran orkestranın şefi Oğuzhan Balcı, “Klasik müzik benim için öncelikle disiplin ve saygıdır. ‘Zaten bu insanlar bu müzikten anlamaz’ diyenin de, ‘Ben bu müzikten anlamam’ diyenin de büyük hatası var” diyor. “Biz burada bunu kırabiliyoruz.” Tam sohbet ederken Oğuzhan Bey’i gören bir hayranı selam veriyor, kırmıyor onunla da konuşuyor ve kaldığı yerden devam ediyor: “Kimi izleyiciler akşama kadar bekleyemiyor, provalarda da bizi dinlemeye geliyor. Üstelik birçok sanatçı arkadaşımızın hayranı var burada. Kentin orkestrası olmayı başardık. Biri çıkıp da ‘Sizden daha iyi çalanlar var’ diyebilir. Ama bu denli tutku ve özveriyle çalışanı zor bulursunuz.
BURSA’NIN SANAT POTANSİYELİ
Bursa Filarmoni Derneği Başkanı Ömer Kızıl, Uludağ Premium olarak, sponsorluğu üstlenmiş ve konserlerin her perşembe günü yapılmasını sağlamış. Kızıl, “Destek olmaktan dolayı elbette çok mutluyuz. Bursa’yı bir sanat merkezi haline getirme potansiyelimiz gün be gün artıyor. Buraya dünyanın dört bir yanından misafirlerimiz geliyor. Ben de hemen onları akşamki konserlerden birine götürüyorum. Nasıl mutlu oluyorlar anlatamam” diyor. Ayaküstü sohbetimize orkestranın sanatçıları da dahil oluyor...
‘Büyük hayallerimiz yok tutkumuz var’
Özlem Pastırmacıoğlu (38), flüt “1997’den beri bu ekiple çalışıyorum. İstanbul’da olmayı tercih etmezdim. Buraya daha gençken bir işe baş koymak için geldik. Ve başardık sayılır. Bursa da bizi seviyor. Seyircimiz kemikleşti. Giderek çoğalıyoruz. Çok büyük hayallerimiz yok ama çok büyük tutkumuz var. Üstelik sanıldığının aksine hiç de sıkıcı değiliz. Sürekli iletişim kuramayacağımızı düşünenler oluyor. Bizim tek farkımız sanat yapıyor olmamız.”
‘Bizi bir de konser sonrası görün’ Umut Çanakçı (39), keman
“Ekipte herkes çok iyi anlaşıyor. Genel olarak Ankara mezunları burada toplandık. Enerjimiz yüksek olduğumuz için Bursa seyircisine de yansıyor. İstanbul da iyi hoş ama burası bizim için daha özel ve güzel. Burada kaynaşıyoruz. Bizi dışarıdan ciddi görüyor olabilirler ama bir de konser sonrası görsünler!”
‘Burada bir misyonerlik yürütüyoruz’
Burç Balcı (40), viyolonsel “İstanbul’da olsaydık daha farklı olurdu ama buradaki kadar güzel olmazdı. Burada bir misyonerlik yürütüyoruz. Her şey İstanbul’da yapılmaya çalışılıyor. Oysa şehirler bu tür etkinliklere kazandırılmalı.”
