Eziyet de bilete dahil
Paraya kıyıp en sevdiğiniz sanatçının konserine bilet aldınız. Biletin arkasında "Fotoğraf makinesi getirmeyin, içeri yiyecek-içecek sokmak yasaktır, iade edilemez" gibi uyarılar yazıyor. Peki ya yazılmayanlar: Dikkat tuvalet sırasında konserin bir kısmını kaçırabilirsiniz, giriş ve çıkışlarda ezilebilirsiniz, yanınızdakilerden dolayı konseri hiç izleyemeyebilirsiniz ve yapabileceğimiz hiçbir şey yok. İyi eğlenceler!

Ece ULUSUM / HT CUMARTESİ
Bir ay oluyor. Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde Jools Holland konserindeyim. İnsanlar ne dans ediyor ne de şarkılara eşlik ediyor. Önümdeki kadın dans etmek isteyince “Göremiyoruz kadın otursana!” diye diye kadını zorla oturttular. Oysa önümde dans edendense yanımda yarın arkadaşının nişanında ne giyeceğini yüksek sesle anlatan genç kız daha büyük problem teşkil ediyordu. Sonunda dayanamadım, konserden çıktım. Tam söylenerek evime doğru yola koyulmuşken birtakım sesler duydum. Merak edip takip ettim. Konser alanından Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin önüne çıkan merdivenlerin olduğu alanda bir grup içkilerini yudumluyor, açık havada sigaralarını tellendiriyor yani konserin tadını çıkarıyordu, üstelik biletsiz! Kimi konuşuyor, kimi yanında getirdiği küçük taburede oturuyor, kimisi de dans ediyor. 60 yaşlarında bir teyze “Biz buraya ‘beleş tepe’ deriz. Bilet alamamaktan değil bu rahatlığı sevdiğimizden buradayız” dedi ve evden getirdiği kadehe şarap koyup bana ikram etti. Uzun zamandır bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum.
Türkiye’de en çok konser düzenlenen şehir İstanbul. Buna rağmen yeterli konser mekânı olmayan şehir... Sadece İstanbul’da geçen yılın yazında 200’den fazla konser gerçekleştirilmiş. Bilet fiyatları da epey değişken ama ortalamaya vurduğunuz zaman 57 TL’yi buluyor. Bilet fiyatlarının yüksek olmasının nedeni sanatçı kaşeleri. Ona diyecek bir şey yok. Kimisi biletler çok pahalı diye konserlere gidemiyor, kimisi de konsere gitmenin zahmetini çekmek istemiyor. İpsos’un 2010’da yaptığı bir araştırmaya göre Türkiye’de hiç konsere gitmeyenlerin oranı yüzde 73. Şimdi gittiğim onca konseri düşünüyorum da gitmeyenlerin bildiği bir şey olabilir mi?
3’TE 1’İ SIRALARDA GEÇİYOR
Kime konserle ilgili sıkıntılarını sorsam “Sıra beklemek” diyor. Haksız sayılmazlar. Bazı konser alanına sıra beklemeden girmek için neredeyse 1 saat önceden gitmek gerek. Konser çıkışı da ayrı bir mesele. O kalabalığa karışmamak için konserin bitmesine yakın kalkıyorsunuz. Fakat artık bu durumun herkes bilincinde, pek işe yaramıyor.
Bir diğer bitmek bilmeyen konser sırası; tuvalet. En son mayıstaki Harvest Festivali’ndeki performansların 3’te 1’ini tuvalet sırasında kaçırdım. Ve daha birçok festivalde aynısını yaşadım. Müzik yazarı Zülal Kalkandelen de aynı durumdan mustarip olduğunu anlatmıştı. O da tuvalete gitmemek için az sıvı tüketenlerdenmiş mesela... Tuvaletlerin hijyeninden çok, karanlık olması da bir sorun. Life Park’ta hava kararınca bir tuvalete değil, bir karanlık kutuya giriyorsunuz. Telefonun ışığını kullanmak isteyenlerden bazıları telefonundan da oluyor...
Etkinliklerde sıra çilesi bitmez! Bir de büfe sırası var. Dışarıdan yiyecek-içecek getirmeme yasağı anlaşılabilir. Upuzun sıra beklendikten sonra fiyat listesini görünce insanın birden keyfi kaçmıyor değil. Su 4, kola 7 ya da bira 14 lira. Bazen etkinliğe göre fiyatlar daha da artabiliyor.
Etkinlikleri herkesten iyi takip eden seyyar satıcılar, yarattıkları köfte ekmek dumanına rağmen iyi ki var!
KONSER DEĞİL 500T!
Kimi konserlerde paranızla da eğlenemezsiniz. En önde oturmak için bir bilete neredeyse 4 katı (200350 TL arası) ödeyenler kendisini müzikli bir işkence beklediğini bilse belki de en arkada oturmayı tercih eder. Protokol denen yerlere davetlilerin de gönlü olsun diye 4 sıra sandalye diziliyor. Zaten her etkinlikte 4 kişiden 1’i davetli; bunu laf olsun diye söylemiyorum, istatistikler öyle diyor. Yani en önde konser mi izliyorsunuz yoksa 500T otobüsünde yolculuk mu ediyorsunuz belli değil! Sandalye araları öyle sıkışık ki hareket etmek çok güç. Diyelim ki protokolde orta sıradasınız, tuvaletiniz geldi. Kuyrukta da konserin bir bölümünü kaçırmayı göze aldınız. Çıkmak için arkanızdaki ve yanınızdakilerin de kalkıp sandalyesini katlaması ve size yol vermesi gerek. Salı günü Zaz konserinde yanımda oturan adam kalkmak istedi de arkasındaki kadın “Üzgünüm, kalkamam” dediğinde oturmak zorunda kaldı.
Bir diğer sorun da alanların engelli vatandaşlara göre olmaması. Olanı da çok kalabalık olduğu için eziyete dönüşüyor. Geçen yılki %100FEST’e gelen tekerlekli sandalyeli bir müziksevere saatlerce yer aranmıştı. Tam eve dönmeye karar vermişti ki sahnenin en önüne girmesine izin verilmişti. Bizzat mağdur olduğumuz bir diğer olayı da şeker hastası bir arkadaşımla Rock’n Coke festivalinde yaşadık. Ensülin iğnelerini koyacak buzdolabı bulamadık! İşin içine ya prosedürler ya da yetkili izinleri giriyordu ama bir türlü çözüm bulunamadı. Yalvar yakar bir markanın standındaki bir dolaba yerleştirebilmiştik. Daha da kötüsü o arkadaşım bir daha kamplı hiçbir etkinliğe gitmeme kararı aldı. Acaba daha kaç kişi bu gibi çözümü kolay sorunlar yüzünden küstürüldü?
SEYİRCİ MASUM DEĞİL
Tüm günahı konser alanlarında ve yetkililerde aramak büyük haksızlık olur. Dinleyici ne kadar bilinçli? Yıllardır beklediğim müzik grubu Alt J sahneye çıktığında, elindeki içeceği üstüme döken kız, “Özür dileyeceğim” diye sarılmaya kalkınca sigarasıyla beni yaktı. Daha bitmedi! Geçen yıl bileti elime aldığımda gözlerimin dolduğu Neil Young konserinin kâbusa dönüşmesinin en büyük sebebi önümde ve arkamda duranlardı. Bırakın konseri dinlemeyi, sahneye sırtını dönüp yüksek sesle konuşup durdular. Hemen sağımda da ünlü bir isim ve ona saran gençler, konseri burnumdan getirdi.
Bir de fanlar var tabii... Sevgisini dile getirmek için sanatçıya elinde ne varsa fırlatan mı ararsınız, kalabalığı omuz ata ata yaranı mı, her türlüsü var. Bir konser sonrası tanınan bir müzik yazarı “Bu izleyiciye müstahak her şey, siz konser falan hak etmiyorsunuz” diyordu. Seyirci de ayrı bir problem yani...
Sorunlar arttıkça müzikseverler de küstürülüyor. Bazen elimde fazla bilet oluyor da gidecek birini bulamıyorum. Hemen başlıyorlar şikâyete... Yine de müzik başlayınca insan unutuyor her şeyi, derin bir nefes alıp “Müzik uğruna” diyor. Aksi halde beleş tepelerde yer ayırtmaya başlayacağız...
KONSERDE CAN KURTARAN BİLGİLER;
* Tuvalet sırası beklememek için çay ve bira gibi içeceklerden uzak durun.
* Kalabalığı yaranlardan nasibinizi almamak ve arkanızdakiyle mesafeyi ayarlayabilmeniz için sırt çantası kullanın.
* Terlemenin yanı sıra etkinlik sırasında üzerinize bir şey dökülecektir, yedek tişört...
* En önlerde durup harika video ve fotoğraflar çekebilirsiniz. Ama asla oradan çıkıp yerinize dönemezsiniz. Mümkünse çıkışa yakın havadar bir nokta belirleyin. Mesela Küçükçiftlik Park’ta lounge’un merdivenleri, Life Park’ta da ana sahnenin sol tarafı ideal.
* Konser başlamaya yakın bir yer bulamadıysanız kalabalık gruplardan uzaklaşın. Mutlaka sohbet edecekler ya da selfie çubukları gözünüze girecek.