Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Sarıkeçili yörükler için dağlardan sahillere göç vakti

        Öznur KARSLI / GAZETE HABERTÜRK

        Anadolu’da bin yıla merdiven dayayan göç kültürünü sürdüren Sarıkeçili yörükleri, bıkmadan yorulmadan göçe devam ediyor. Habertürk, kış göçü için Konya yaylalarından sahildeki Mersin’in ilçelerine doğru yollara düşen Sarıkeçili konar-göçerlerin yolculuklarına 3 gün boyunca tanıklık etti. Sarıkeçililer bugün Burdur, Mersin, Konya, Karaman, Antalya, Adana, Osmaniye, İzmir, Aydın, Denizli gibi illerde 287 aile olarak varlıklarını sürdürüyor. Atalarından kalma yörük kültüründen her şeye rağmen vazgeçmeyen Sarıkeçililerden 15 aile, yaz mevsiminde konakladıkları Konya’nın Hadim, Bozkır, Seydişehir, Ahırlı ilçelerindeki yaylalardan, kışı geçirecekleri Mersin’in Gülnar, Silifke ve Aydıncık ilçelerinin sahil kesimlerine varmak için bir kez daha yollara düştü.

        5 METRELİK ÇADIRDA 7 KİŞİ

        Yılın 4 ayını yollarda (toplamda yaklaşık bin 200 kilometre), 3 ayını yaylalarda, kalan 5 ayını ise denize yakın obalarında geçiren Sarıkeçililerin zorlu göçüne eşlik etmek için Konya’dayız. Sarıkeçililer Yardımlaşma Derneği Başkanı Pervin Çoban Havran ile birlikte, yörüklerin konakladığı dağlara ve yaylalara çıkıyoruz. İlk durağımız birkaç hafta içinde göç etmeye hazırlanan Atar ailesi... Konya’nın Hadim İlçesi’nde 2 bin 300 metre rakımlı Gölbelen Yaylası’nın eteklerine “konan” 7 kişilik Atar ailesi 5 metrelik çadırda yaşıyor. Aile, nisan ayında yaylaya gelmiş. Bayramdan sonra Mersin Anamur’a göçecekler. Keçi kılından yaptıkları, ateş ve yağmur geçirmeme özelliğine sahip çadırları 20 yıl dayanabiliyor. İçeride odun ateşi yanıyor. Çay da bu ateşin üzerinde yapılıyor, yemek de... 30 yaşındaki baba Ali Atar, Karaman’da çadırda dünyaya gelmiş. Atar ailesinin obalarının bulunduğu yaylada bir başka yörük aile yok. Nedeni, hayvanların otlanma yerlerinin kısıtlanmaması. Bu yüzden yörükler dağınık yaşıyor. Zira tek geçim kaynakları hayvancılık. Ali Atar’ın da 200’den fazla keçisi var.

        EŞİNE, HAYVAN OTLATIRKEN ÂŞIK OLDU

        Ali Atar, yörük kızı Gülizar’la 9 yıl önce Mersin’deki obalarında hayvan otlatırken tanışmış. O anları şöyle anlatıyor: “Yaylada davar otlatırken Gülizar’ı gördüm, bir iki defa evlerinin oraya gittim. ‘Senden hoşlandım, bana var’ dedim. Gülizar eline taş aldı, sırtıma vuracaktı, çünkü beni istemedi önce. Birkaç defa gittim, bu kez ‘Bu işin başka yolu yok, kaçıyoruz’ dedim. Öylece evlendik.”

        ‘ÇOCUKLAR TABLET BILGISAYAR BİLMEZ’

        Onlar için yörük kültürünün nesilden nesile aktarılması, hayatlarının olmazsa olmazı. “Yörük kültürü sürsün istiyoruz. Her türlü lüksten uzağız. Çocuklarımız da ona göre büyüyor. Teknoloji nedir bilmezler. Tableti, bilgisayarı hiç merak etmiyorlar. Tek merak ettikleri şey bisiklet. Hayvanların bir sıkıntısı olduğunda hemen anlıyorlar. Her şeylerini biliyorlar. Şehir hayatından sıkılıyorlar, kalabalıktan hoşlanmıyorlar. Varsa yoksa keçiler ve çadırımız” diyor Ali Atar.

        OKUL ZAMANI ASFALT YAKINLARINA ‘KONUYOR’LAR

        Mülk edinmeye yanaşmayan yörüklerin göç serüvenini belirleyen etkenlerden biri de çocukların okulu. Yollarda yaşadıklarını şu cümlelerle özetliyor Ali Atar: “Her yıl yaklaşık bin 200 kilometre yol yürüyoruz. Akdeniz’den İç Anadolu’ya gelirken yol sorunumuz oluyor. Konya’da konaklayacağımız yerlerde muhtarlar para istiyor. Mersin’de ise çocuklar okula gideceği için asfalta yakın yerlere konmamız gerekiyor. Birkaç yıl öncesine kadar 10 bin TL’yi aşan cezalar ödüyorduk. Buna rağmen yerleşik hayata geçmiyoruz. Biz istesek de, çocuklar istemiyor. Yörüklerin içinde bir evi olan çok nadirdir.”

        400 KEÇİYLE 7 SAATLİK YÜRÜYÜŞ

        6 kişilik Canbaz ailesinin göç yolculuğu sabah 05.00’te başlıyor. Hava aydınlandığında önce çadır ve yükler toplanıyor, ardından odun ateşinde demlenen çay içiliyor. 400 keçi ile birlikte sabahın ayazında yola çıkan Canbaz ailesi, tam 7 saat durmadan yürüyor. Önce yayladan asfalta ulaşıp, ardından tekrar dağ yoluna geçerek devam ediyorlar. Ermenek üzerinden Mersin’e göçecek olan Canbaz ailesinin daha gidecek yüzlerce kilometreleri var.

        BEBEKLER BUZ GİBİ SU İLE ‘ÇELİK’LENİYOR

        Yörükler, yeni doğan bebeklerini, hem çelik gibi dayanıklı olsun hem de topraktan gelip toprağa gideceklerini unutmasınlar diye önce toprağa, ardından buz gibi suya batırıp çıkarıyor. Ali-Gülizar Atar çiftinin Emirhan (6), İbrahim (8), Emine (4) adlı çocuklarına 26 Ağustos’ta ikiz bebekleri Batuhan ve Alihan da eklenmiş. Atar ailesi 12 Eylül’de Hadim Kaymakamı Ömer Büyükergene’nin ve konukların katılımıyla, ikiz bebekleri için ‘çelikleme’ kutlaması yapmış. Henüz kundaktaki Alihan ile Batuhan, Türk bayraklarına sarılı şekilde çeliklenmiş.

        HAYVAN İÇMEZSE ONLAR DA İÇMİYOR

        Binlerce metre yükseklikteki Gölbelen Yaylası’nın eteklerinde yaşayan Atar ailesinin her şeyi doğadan. Elektrikleri güneşten, içtikleri su dağdan geliyor. Hayvanları için, su başlarının yakınlarına konuyorlar. Çocuklar da göç zamanı duracakları noktaları ezbere biliyor. Hayvanların su içmedikleri yerden onlar da su içmiyor. Suyun sağlıklı olup olmadığını böyle anlıyorlar. Yörüklerin kaldığı çadırlar 5 kanattan oluşuyor. Keçi kılından yumaklar, ip haline getiriliyor. Sonra dokunup çadır yapılıyor. Çadırın içinden dışarısı görünüyor ama dışardan içerisi görünmüyor.

        TEK KÜSLÜK NEDENİ KIZ KAÇIRMA

        Sayıları bini aşan Sarıkeçililerin evlilikleri akrabalar arasında gerçekleşiyor. Ancak yörükler, akraba evliliklerine rağmen, doğan çocuklarda herhangi bir sağlık sorunu görülmediğini belirtiyor. Kız kaçırma, yörüklerin tek küslük nedeni. Bunun dışında aralarında pek sorun çıkmıyor. Ancak kız kaçırma kaynaklı küslükler de en fazla 2 yıl sürüyor.

        DOĞAL OLMAYAN HİÇBİR ŞEY YEMİYORLAR

        Konya’daki ikinci günümüzü göç yolundaki Canbaz ailesinin yanında geçiriyoruz. Mayıs ayından bu yana Bozkır’da konaklayan 6 kişilik Canbaz ailesi henüz göçün ikinci gününde. Seydişehir Ortakareveren Yaylası’na akşam saatlerinde ulaşan Canbaz ailesi geceyi burada geçiriyor. Odun ateşinin yanındaki çadırlarında hikâyelerini dinlediğimiz Canbaz ailesinin Kadir (16), Özlem (14), Nazlı (11), Mehmet (10) adında 4 çocukları var. Çocukların hepsi çobanlık yapıyor. Kışın göç ettiklerinde ise Mersin’in Aydıncık İlçesi’nde okuyorlar. Baba Ali Canbaz traktörü kullanıyor, anne Rukiye Canbaz’la çocuklar ise keçileriyle birlikte yol alıyor. 47 yaşındaki Ali Canbaz ile 45 yaşındaki Rukiye Canbaz, yedi göbekten yörükler. Onlar da davar güderken tanışmış. 8 metrelik çadırda 6 kişi yaşıyorlar. Güne her sabah 05.00’te başlıyorlar. Doğal olmayan hiçbir şeyi yemiyorlar. Sarıkeçililer yıl boyunca iki defa göç ediyor. Bu yolculukların sonunda ortalama 2 kilo veriyorlar.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ