Yetimhane'nin tapusu resmen Patrikhane'de
Vakıflar Genel Müdürlüğü Meclisi, AİHM kararına uydu
Sultan UÇAR/AHT
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Büyükada’daki Rum Yetimhanesi’nin Ortodoks Rum Patrikhanesi’ne devri için tanıdığı 3 aylık süre doldu. AİHM’nin kararının Türkiye’ye ulaşmasıyla toplanan Vakıflar Genel Müdürlüğü Meclisi, Büyükada Rum Yetimhanesi’nin AİHM kararına uygun olarak Patrikhane’ye devri için oybirliğiyle karar aldı.
Meclis, AİHM’nin Türkiye aleyhinde kararını açıklamasının ardından, devrin Patrikhane’ye değil de Büyükada Rum Erkek Yetimhanesi’nin vakfına yapılması için direnmişti. Ancak Meclis, kesinleşen kararın uygulanması ve devrin Patrikhane’ye yapılması için Dışişleri Bakanlığı’na bu yönde yazı gönderdi. AİHM’den kazanılan davalarda böylece ilk kez vakıf yerine, dini bir cemaate tapu devri yapılması için karar alınmış oldu. Tapunun, önümüzdeki hafta Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nde Patrikhane tüzel kişiliği üzerine yapılması bekleniyor.
MASRAFLAR ÖDENECEK
Türkiye, 45 yıl süren davalar sonunda AİHM kararına uygun olarak devir yapmaya hazırlanmasına rağmen yine de Patrikhane’ye mahkeme masrafları için 20 bin ve 6 bin de manevi bedel olmak üzere, 26 bin Euro tazminat ödemek zorunda kalacak. Büyükada Rum Yetimhanesi’nin devri Heybeliada, Kınalıada, Büyükada, Burgazada ile Gökçeada’da paha biçilemeyen mülklere sahip 23 vakfın gayrimenkullerinin de önünü açtı.
Avrupa’nın en büyük ahşap yapısı olma özelliğini taşıyan Büyükada Rum Yetimhanesi binası bundan sonra “Dinlerarası Diyalog ve Barış Merkezi” olarak hizmet verecek.
KIBRIS KRİZİNDE BOŞALTILMIŞTI
Patrikhane, Büyükada Hristos Tepesi’nde bulunan 23 bin 255 metrekare arazi üzerindeki yapıyı, 1902’de parasını ödeyerek satın aldı. 1898’de bir Fransız şirketin otel olarak inşa ettiği, dünyanın ikinci Avrupa’nın en büyük ahşap yapısı olma özelliğini taşıyan binanın kullanım hakkı, 1903’te cemaate ait Büyükada Rum Erkek Yetimhanesi Vakfı’na devredildi. 1935’te Vakıflar Kanunu’yla, yetimhanenin tüzel kişiliği tanındı. 1936’da Vakıflar’a devredilen bina, 1964’te Kıbrıs krizinde devlet tarafından boşaltıldı ve o tarihten sonra kullanılmadı.