Bu tarihe dikkat!
Palindrom gün: 1.10.2011... Özgür Uğur yazdı...
ÖZGÜR UĞUR / HABERTURK.COM
ozgurugur@haberturk.com
http://twitter.com/ozgurugur_ht
ABD’de bulunan Portland Üniversitesi’nde 22 yıldır Elektrik Mühendisliği profesörü olarak görev yapan Türk bilim insanı Aziz İnan aradı. Sayıları çok seven ve sayılarla, sayısal olarak ilginç özelliği olan tarihlerle ilgilenen İnan, yılın ikinci "PALİNDROM GÜN"ünü haber verdi.
Palindrom, tersten okunuşu da aynı olan cümle, kelime veya sayılara deniyor.
Türkiye'de kullanılan takvim sistemine göre bugün yarın 1.10.2011... Bu tarihi tersten yazarsak: 1102.01.1... Aradaki noktaları normal tarih sistemine uyarlarsak: 1.10.2011... Yani düz de baksanız ters de baksanız aynı tarih.
Palindrom günleri "özel" kılan ise bazı yıllarda hiç gerçekleşmiyor olması.
Bu yıl iki tane palindrom gün içeriyor. Birincisi 11 Şubat 2011 günüydü (11.02.2011), ikincisi de 1 Ekim 2011 olacak.
Çok ilginctir, gelecek yıl da (yani 2012) iki palindrom gün içeriyor. 21 Şubat 2012 (21.02.2012) ve 2 Ekim 2012 (2.10.2012).
2012 yılından sonra bu yüzyılda başka hiçbir yıl iki palindrom gün içermiyor. Bu yüzyılda sadece 2011 ve 2012 yıllarında ikişer tane palindrom gün yer alıyor. 21. yüzyılda toplam 38 tane palindrom gün var.
1 Ekim 2011 (1.10.2011) bu yüzyılın beşinci özel günü olacak.
21. yüzyıldaki ilk dört palindrom gün, 10 Şubat 2001 (10.02.2001), 20 Şubat 2002
(20.02.2002), 1 Şubat 2010 (01.02.2010) ve 11 Şubat 2011 (11.02.2011) tarihleri idi.
KADİR SÜTÇÜ: DEPREM OLABİLİR
Yarını; yani 1 Ekim 2011 günün "özel" kılan sadece sayıların tesadüfü değil... Aziz İnan'a göre palindrom günlerde "doğal afet, uçak düşmesi, savaş başlangıcı" vs. olayların olacağına yönelik herhangi bir söylemde bulunmak yanlış.
1 Ekim'e dikkat çekmemin asıl nedeni, Aziz Bey'in telefonundan 15 dakika sonra mail kutuma düşen; Kadir Sütçü'nün gönderdiği e-posta... Kadir Sütçü'yü tanımayanlar için kısa bir bilgi: Sütçü, karıncaların ve bulutların hareketlerini inceleyerek deprem tahmini yapıyor ve bu tahminlerini kendi web sitesinde yayınlıyor.
Sütçü, gönderdiği e-postada "Hava sıcaklığının aniden düşmesi, bir deprem işaretidir" diyor ve ekliyor:
"Neden mi? Elinize aldığınız bir yelpazeyi salladığınız zaman soğuk hava yayar.
Ve 5.0+ depremlerde yer yarılıp enerji çıktıktan sonra sallanma gerçekleştiğine göre:
Mevcut rüzgarın hızında artış meydana gelir. Rüzgarın hızı artınca
yeryüzündeki toz partikülleri, su buharı, gazlar vs. atmosferde yükseklere
taşınır. Yükselenler sıvı ve gaz halinden katı hale geçer (yoğuşur), küçük
buz kristallerini oluşturur, beyaz bulutları meydana getirir. Ve havayı
soğutur.
Hava sıcaklığı önceden tespit yapılabildiğine göre:
Hava sıcaklığında ani (+35 derece ise +25 dereceye, +25 derece ise +15
dereceye, 15 derce ise +5 derceye, +5 derece ise -5 dereceye) düşmeler
olur. Sıcaklıktaki ani düşmelerden dolayı depremlerin zamanı da tahmin edilmiş olur. Depremlerin merkez üssünü benim izlediğim karıncaların ölümü bildirir."
5-6 ŞİDDETİNDE DEPREM
Kadir Sütçü, birkaç gün içinde Türkiye'de deprem olacağından o kadar emin ki; olası yerini, şiddetini ve tarih aralığını da veriyor:
Depremin Şiddeti= 5.0 - 6.0 arasında bir tane ve artçıları ya da farklı enlem boylamlarda 4.0+ bir kaç tane.
Yeri: Türkiye'nin kara sınırları dışında; batısında ya da güneyinde.
Zamanı: 29.09.2011 saat 16:00'dan itibaren 72 saat içinde.
İstanbul'a yaklaştıkça küçülür, uzaklaştıkça büyür.
YILDIZLAR NE DİYOR?
Aziz İnan ve Kadir Sütçü'den aldığım bu iki bilgiden sonra "Yıldızlar ne diyor?" sorusuna cevap almak için HABERTURK.COM Blog'daki astroloji yazılarıyla tanıdığınız Öner Döşer'i aradım. Döşer de artan güneş aktivitelerine bağlı olarak yeryüzünde etkin doğal afetler, anormal hava koşulları, insan ilişkilerinde huzursuzluklar, psikolojik bozukluklarda ve sağlık sorunlarında artış görülebileceğini söyledi.
Döşer şu bilgileri verdi:
Gezegenlerin birbirlerine ve Güneş'e göre pozisyonları, Güneş'teki aktiviteleri ve-veya jeomanyetik aktiviteleri (Yer manyetik alanında meydana gelen fırtınalar) etkilemektedir. Son birkaç haftadır altını çizerek değindiğim gibi, artan güneş aktivitelerine ve kısa zaman içerisinde ardı ardına oluşacak gezegen dizilimlerine bakılırsa, önümüzdeki yakın süreçte yeni etkin güneş aktiviteleri olabilir, Dünya manyetik alanında önemli türbülanslar, Jeomanyetik fırtınalar yaşanabilir. Böyle zamanlarda etkin doğal afetler, anormal hava koşulları, insan ilişkilerinde huzursuzluklar, psikolojik bozukluklarda ve sağlık sorunlarında artış yaşanabiliyor. Güneş aktiviteleri (güneş manyetik alanında değişimler, güneş lekeleri alevlenme, patlama, CME: Koronal Kitle Fışkırmaları) Yer manyetik alanı üzerinde değişiklikler yaratıyor ve bu da şu jeofiziksel olaylara sebep oluyor:
· Okyanus jet akım değişimleri
· Aşırı iklim ve sıcaklık değişimleri
· Kuraklık, sel baskınları
· Kasırga ve tornadolar
· Depremler ve volkan patlamaları
· Tsunamiler
22 Eylül tarihindeki X1.4 sınıfı güneş alevlenmesinden sonra 24 Eylül sabahı
Güneş'te güçlü aktivite meydana geldi ve X1.9 kategorisinde güçlü güneş
alevlenmesi oluştu. NASA Güneş Dinamikleri Gözlemevi'nden bildirildiğine
göre bu patlamanın ardından oluşan Koronal Kütle Fışkırması (CME: Coronal
Mass Ejection) Dünya manyetik alanını 26 Eylül tarihinde son zamanlarda
görülen en güçlü jeomanyetik fırtınalardan birine sebep oldu. 22 Eylül ve 24
Eylül tarihlerinde iki X sınıfı güneş alevlenmesine sebep olan ve birkaç
gündür sakin görülen güneş lekesi AR1302'nin %30 ihtimalle bugün (30 Eylül)
X sınıfı patlama üretebileceği söyleniyor. Bu türde güçlü patlamalar Dünya
yönelimli olduğunda, doğal afetlere sebep olma riskleri oldukça fazla. Henüz
Dünya yönelimli bir CME (Koronal Kütle Fışkırması) mevcut değil. Güneş'in
Dünya tarafında böyle bir durum yaratacak büyük Koronal Delikler (Coronal
Holes) de yok. Güneş lekesi 1305'in M-sınıfı güneş alevlenmesi üretmesi
ihtimali üzerinde duruluyor. Bugün itibariyle Dünya manyetik alanında büyük
bir jeofiziksel aktivite yaratacak kadar aşırı türbülans görülmüyor. Ama
yine de kritik gezegen dizilimlerinin etki toleransındayız henüz ve
güneşteki bir aktivitenin dışında gezegen çekim güçlerinin Yer manyetik
alanını etkileme ve jeofiziksel aktiviteyi tetikleme ihtimalini hiçbir zaman
göz ardı etmiyorum...
***
Sayılar, karıncalar, bulutlar ve yıldızlar yarının "özel" bir gün olacağını söylüyor. Bakalım ve hep birlikte görelim...