Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ Yaşar Büyükanıt Mehmet Haberal

        Bülent CEYHAN-Ozan KÖSE-Hamdi EKİNCİ/AHT GAZETE HABERTÜRK

        “Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek”ten tutuklanan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, “İnternet Andıcı” için selefi Yaşar Büyükanıt’ı işaret ederek “Siteler benden önce kuruldu, ben kapattım” dedi.

        TUTUKLANAN eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un, sorgusunu yapan Ergenekon Savcısı Cihan Kansız’a ve tutuklama kararını verenmahkemede İnternet Andıcı’nın kendisinden önceki Genelkurmay Başkanı tarafından hazırlandığını söyleyerek, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı işaret ettiği ortaya çıktı. Başbuğ, ifadesinde, “Sayın K.’ya arz” şeklinde biten İnternet Andıcı belgesinde imzasının bulunmadığını belirterek, “Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir. Çünkü ben göreve geldiğimde bunları kapattıran kişiyim” dedi. Başbuğ’un,mahkemeye, soruşturmada adı geçmeyen, çoğu emekli bazı askerlerle ilgili belgeler verdiği ve soruşturmanın genişleyebileceği de ifade edildi.

        ‘DÖNEMİMDEN ÖNCE HAZIRLANDI’

        Sivilmahkemece “silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek” ve “cebir ve şiddet kullanarak TC hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlarından tutuklanan Başbuğ, 40 sayfa ifade verdi. 50 soru yönelttilen Başbuğ, süreci detaylı şekilde anlattı. Başbuğ savcılara verdiği ifadede, İnternet Andıcı’nın isimvermeden emekli Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt döneminde hazırlandığına işaret ederek, “Ben 30 Ağustos 2008’de Genelkurmay Başkanlığı görevime başladım. 4 Şubat 2009 tarihinde bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayınlandı. Bu haber üzerine yaptığımız ilk incelemede şekil ve teknik açıdan bu sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi bana verildiğinde bu siteleri kapattırdım. Bana teşekkür edilmesi gerekir. Bu sitelerin son güncelleme tarihlerine bakıldığında benimgörev süremöncesidir” diye konuştu. Başbuğ, “Dosyadan vakıf olduğumuz üzere benim dönemimle ilgili internet siteleriyle bir ilgimolmadığı da savunmalarımda mevcuttur” dedi.

        ‘SUÇLAMA TRAJİKOMİK’

        Başbuğ,mahkemede verdiği 4 sayfalık savunmasında da “Bu suçu reddediyorum. Bu suçla ithamedilen kişi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 26’ncı Genelkurmay Başkanı’dır. Bunu tarihe not olarak düşmekte yarar görüyorum. Ben Genelkurmay Başkanı olarak TSK’- nın komutanıyımki bu Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın sayılı en güçlü ordularından bir tanesidir. Böyle bir orduya komuta eden birisinin silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek ile suçlanması gerçekten trajikomik diyebiliriz” ifadesini kullandı.

        ‘ŞU ANKİ İKTİDARCA ATANDIM’

        Kendisinin 2002 yılı 30 Ağustos’unda orgeneralliğe terfi ettiğini, 2003 yılı Ağustos itibarıyla Genelkurmay 2’nci Başkanlığı görevine atandığını kaydeden Başbuğ, sözlerine şöyle devametti: “Bu görevi yaptığım2003-2005 yılları arasında çeşitli vesilelerle Sayın Cumhurbaşkanı ve gerekse Sayın Başbakan ile çalışmalarımız oldu. Yine bu siyasi iktidar tarafından 2006 yılında Kara Kuvvetleri Komutanı olarak atandım. Yine şu anki hükümetimiz tarafından 2008-2010 yılları arasında Genelkurmay Başkanlığı görevine atandım. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan,MGK üyesi olarak bu hükümetin bakanlarıyla birlikte çalıştık. Şimdi elbette devletimizin istihbarat olanak ve imkânları var. Bu kadar sene beraber çalışıyoruz ki siyasi otoritenin en büyük makamlarıyla o dönemlerde benimbir silahlı terör örgütü kurmamve yönetmem tespit edilememiştir ki bu üzerinde durulması gereken bir nokta. Tespit edilmiş ve bu görevde tutulmuşsam, bu da ayrı bir nokta.”

        ‘700 BİN KİŞİLİK GÜÇ ELİMDEYDİ’

        “Görevimesnasında böyle bir şey varsa gereken yapılmalıydı. Bu kanaate nasıl ulaşılmıştır, basın açıklamalarımdan” diye konuşan Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir-iki basın açıklaması ve internet sitesi haberiyle hükümeti yıkmakla itham ediliyorsambu çok acıdır. Benimböyle kötü bir amacımolsa 700 bin kişilik gücü elinde tutan bir komutan olarak bunu yapmanın başka yolları da olabilirdi. Ben görev hayatım boyunca her zaman kanunların ve Anayasa’nın çizgisinde oldum. Ancak bugün iddia edilen suçlar ve bu suçlamaya giden değerlendirmeler dosyadan vakıf olduğunuz üzere benimdönemimle ilgili internet siteleriyle bir ilgimolmadığı da savunmalarımda mevcuttur.” Başbuğ, ifadelerinde özellikle “terör örgütü yöneticisi” olduğu yönündeki iddiaların kendisini çok üzdüğünü birkaç kez vurguladı. Emekli olduktan 1.5 yıl sonra böyle bir iddiayla karşılaştığını belirten Başbuğ, “Netice olarak böyle bir iddiayı duymak, Silahlı Kuvvetler’e, ülkeye, şerefiyle, onuruyla görev vermiş birisi için çok ağır bir iddia. Bu iddianın bu şekilde dile getirilmesi bile benimiçin en ağır cezadır. Bundan daha büyük cezanın olabileceğini ben düşünmüyorum. Takdirmahkemenizindir, bizler gelip geçiciyiz ancak sizler tarihe not düşeceksiniz. Bundan sonra ne ceza verilirse bu beni daha fazla üzmez. Bu kanaate nasıl ulaşılmıştır? Savcılık sorgumesnasında ciddi bir soru ilemuhatap olmadım. Eğer bunlarla bu sonuca varılarak suçlanıyorsam bu gerçekten çok acıdır” dedi. Başbuğ, “Andıç, bir karargâhtaki faaliyetleri başlatan bir eylemdir. Bu andıç ile 4 sitenin kurulması işlemi başlamıştır. Ancak bu sitelerin aktif hale gelmesi için andıç yeterli olmaz. Bunun olması için uygulama emri yayınlanması gerekir. Bu konuda öyle bir şey de söz konusu olmamıştır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum” diyerek serbest bırakılmasını talep etti.

        MAHKEMEYE BELGE GETİRDİ

        Başbuğ’un, kendisinden önceki döneme ait bazı belgelerimahkemeye sunduğu öğrenildi. Kırmızı klasör içinde belgeleri getiren Başbuğ’un, soruşturmada adı daha önce hiç geçmeyen, çoğu emekli bazı askerlerin adını verdiği, bu bilgi ve belgelerin ışığında soruşturmanın genişleyebileceği belirtildi.

        HABERAL'IN YANINDA KALMAK İSTEDİ

        Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, tutuklanmasının ardından dün saat 03.02’de Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’ne konuldu. İnternet Andıcı davasının sanıklarından Dursun Çiçek, Fuat Selvi gibi isimlerin bulunduğu bölümde tek kişilik bir koğuşa alınan Başbuğ, yasal prosedür gereği karantina altına alındı. Başbuğ’un cezaevi yönetimine tek başına kalmak istemediğini belirterek Ergenekon tutuklusu Prof. Dr. Mehmet Haberal ile kalmak istediğini bildirdiği öğrenildi.

        GÜL: HERKES HUKUK KARŞISINDA EŞİTTİR

        Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, temas ve incelemelerde bulunduğu Düzce’de gazetecilerin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanmasına ilişkin sorularını yanıtladı. Türkiye’de Anayasa, kanunlar ve bir hukuk düzeni olduğunu ifade eden Gül, “Bu hukuk düzeni içinde bir yargılama sürecine şahit oluyoruz. Daha fazla söyleyecek bir şeyim yok. Çünkü bağımsız yargının devam ettirdiği bir yargılama süreci vardır’’ dedi. İlk kez bir Genelkurmay Başkanı’nın tutuklandığının belirtilmesi üzerine de Gül “Kimse mahkeme kararı ortaya çıkmadan suçlu ilan edilemez. Bunun önce herkes tarafından bilinmesini isteriz. Sonra da tabii ki herkesin yargı karşısında, hukuk sistemi içerisinde sorumluluğu vardır. Dolayısıyla herkes hukuk karşısında eşittir. O bakımdan gayet soğukkanlılıkla takip etmek gerekir’’ diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu üyeliğine seçtiği Mümtaz’er Türköne’nin istifasının sorulması üzerine ise Türköne’nin bu konuda bir açıklama yaptığını ve bunun üzerine söylenecek bir şey olmadığını ifade etti

        KILIÇDAROĞLU: BU SÜRECİN NEREDE BİTECEĞİ BELLİ DEĞİL

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Meclis’te eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanmasına ilişkin soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları özetle şöyle:

        İKTİDARIN SOPASI: Yargılama sürecine hepimizin saygı duyması gerekir. Ama özel yetkilimahkemeler bizim anladığımız anlamda hukukun üstünlüğüne dayanmıyor. Bu mahkemeler, siyasi iktidarın sopası gibi kullanılanmahkemeler. Bumahkemeler adalet dağıtmıyor. Bumahkemelerde adalet söz konusu değil.

        HÜKÜM ÇOK AÇIK: Anayasa’nın bir maddesi var, Genelkurmay Başkanlarının Yüce Divan’da yargılanacağına ilişkin... Düşünün bu bile atlanıyor. Yani burada katledilen bir hukuk var, öyle bakmamız lazım. Hükümçok açık. Anayasa uygulanmıyor. Burada konuşması gereken Sayın Başbakan ve Adalet Bakanı’dır.

        YARGILANABİLİR: Genelkurmay Başkanları, başkaları yargılanmaz diye düşünmüyoruz. Herkes yargılanabilir. Herkesin ifadesi alınabilir. Ama gerçek anlamda hukukun olduğu yerlerde bu kavramlar, bu hareketler bir anlamtaşır.

        DGM’LER DAHA SİVİLDİ: Gazetelerin bir kısmı; ‘Sivil bir savcı tarafından tutuklandı’ diyor. Eski DGM mahkemeleri bile bumahkemelerden daha sivildi. ‘Sivil’ emir komuta zinciri dışında bir anlamiçeriyorsa, bunlar zaten emir komuta zinciri içinde çalışan mahkemeler. Sivilmahkeme demek mümkün değil. Bunlar siyasi iktidarın istediği zaman istediği şekilde yönlendirebileceği, istediği kararı aldırabileceğimahkemeler.

        MUHTIRA VEREN KİŞİ: Bugüne kadar, ne zaman AKP’nin aleyhine bir olay olduysa, arkasından buna benzer operasyonlar gelişti. Bu bir tek örnek değil ki, onlarca örnek var. Uludere’nin perdelenmesi için bunun yapıldığı belli. Kaldı ki, Allah aşkına ben şunu damerak ediyorum, bu hükümete ‘Benmuhtıra verdim’ diyen kişiye hiçbir şey olmuyor. Çıkmış ‘Benmuhtıra verdim’ diyor, ona hiç dokunan yok, niye dokunan yok?

        ZAMANLAMA: (Sürecin Büyükanıt’a doğru genişleyebileceğine yönelik bir düşünceniz varmı sorusu üzerine) Bu sürecin nerede biteceği belli değil zaten. Bu süreci belirleyen iktidar. Hatırlarsınız Sayın Başbakan, ‘Ben bu davaların savcısıyım’ demişti. Dolayısıyla bu süreç nerede biter, kimi kapsar, ne zaman kapsar, onlar AKP’ye yönelik ya da AKP’yi sıkıştıran ya da AKP’nin aleyhine olaylar olduğu zaman, AKP belli noktalarda köşeye sıkıştığı zaman, yine savcılar harekete geçecek, birilerini daha içeriye alacaktır. Zamanlamaya öyle bakmamız gerekiyor.

        'ERDOĞAN TANIK OLARAK DİNLENSİN'

        ’ CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbuğ’un “andıç” davası kapsamında tutuklanması konusunda, “İlker Başbuğ, hangi hükümet döneminde görev aldı, kendisini o göreve kim atadı, kiminle birlikte çalıştı? İdari olarak Başbakan sorumludur. Çünkü Genelkurmay Başkanı, Başbakan’a bağlı. Bu 2 senedir süren davada Sayın Başbakan da gitsin, tanık olarak ifadesini versin o zaman” diye konuştu.

        'BAKANIN KAÇMA ŞANSI YOK'

        Kılıçdaroğlu, (Dönemin Milli Savunma Bakanı’nın da İnternet Andıcı’nda onayı olduğu iddiası) “Bir bakan imza atmışsa, onay alınmışsa bakan, o sorumluluktan kaçınamaz. Çünkü bürokraside bir olayın gerçekleşmesi bakan makamının onayına bağlıysa bakan onaylamadığı sürece o olayı bürokrasi gerçekleştiremez. Bakan onaylayıp ‘Evet, bunu yapabilirsiniz’ dedikten sonra bürokrasi harekete geçer” dedi.

        'ÖNÜ ALINAMAYACAK KRİZ VE KAOSLAR'

        MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanmasını “Türkiye’nin karşılaştığı en önemli sorunlardan biri” olarak yorumladı. “TSK komuta kademesinin zirvesinde iki yıl görev yapan bir şahsiyetin, terör örgütü kurmaktan ve yönetmekten dolayı böylesi bir yaptırımamaruz kalması çok vahimbir hadise olarak gündeme damgasını vurmuştur” diyen Bahçeli açıklamasında özetle şu ifadeleri kullandı:

        ŞAİBE: Artık iyice şirazesinden çıkan darbe soruşturma ve iddialarının nerede duracağı ve kimleri kapsamına alacağı belirsiz ve şaibeli bir duruma gelmiştir. Bu sarsıcı gelişmeyle birliktemillet ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri büyük bir zan ve töhmet altına alınmıştır.

        KARGAŞA: Uzayanmahkeme safahatlarının hâlâ bir sonuca ulaşamaması gerçek anlamda darbeci ya da darbe niyetli kişilerin sağlıklı ve tarafsız şekilde ayıklanamaması büyük bir karamsarlık ve kargaşa ortamına davetiye çıkarmaktadır.

        KAOS: Bölücü terörlemücadelede eşsiz kahramanlıklar sergileyen TSK’nın en üstmevkilerinde bulunmuş komutanları terör ve örgüt kavramlarıyla ilişkilendirmek ve asıl fail gibi sunmak ayıp ve vebal olarak AKP’nin lekeli siciline eklenecektir. TSK’nın ve mensuplarının terör örgütü kurmanın üssü olarak takdim edilmesi önü alınamayacak kriz ve kaoslarameydan verecektir. Türkiye bu sancılı, sisli ve puslu süreçten süratle çıkmalı ve gerçek anlamda bir normalleşmeye kavuşmalıdır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ