Nasreddin Hoca fıkrası gibi!
Üstüne ev yapınca uyku haram oldu!
BURSA'da dört medeniyetin izlerini taşıyan ve Hıristiyanlar için önemli olan 2'nci Konsülün toplandığı İznik İlçesi'nde başlattığı inşaat çalışması sırasında tarihi esere rastlanınca, gerekli izinleri alarak eserin üzerine ev yapan 75 yaşındaki Tekin Temel, ;pişman olduğunu söyledi. Tekin Temel, "Tarihi eseri görmek için olur olmaz zamanda akademisyenler ve üniversite öğrencileri geliyor. Huzurum kalmadı. Bu kadar rahatsız edileceğimi bilsem, binayı kaçak yapar, cezamı öder bu işkenceden kurtulurdum" dedi.
İznik İlçesi'nde altı depo olan evinin bodrum katında tarihi eser bulunan Tekin Temel, bu eseri görmek için zamansız gelenlerden dertli. 6 yıl önce yaptığı evinin daha önceden iş atölyesi olduğunu belirten Tekin, "Burnumdan getirdiler" dediği binanın inşaat sürecini şöyle anlattı:
"Ev yapmak üzere atölyeyi satın aldım. İznik ;Belediyesi'nden gerekli izinler tarafıma verildi. Kısa bir süre sonra bana, 'Bursa Müze Müdürlüğü'ne gelmeniz gerekiyor' diye tebligat yapıldı. Gittiğim Bursa Müze Müdürlüğü'ndeki yetkililer bana evin temelinde inceleme yapacaklarını söyledi. ;İnceleme ardından, bana, 'Bu binayı yıkıp, zemini kazmadan bizi çağıracaksın' dediler. Biz de atölye olan binayı bir haftada yıktık ve Müze Müdürlüğü'ne haber verdik. Yetkililer gelip tekrar incelemede bulundu. Sonra da bana, '6 işçi bul ve işaretlediğimiz yerleri kazın' dediler. Yapılan kazı sonrası ortaya Henistik Döneme ait tarihi eserin bir bölümü ortaya çıktı. Bunun üzerine devreye giren Anıtlar Kurulu, 'Bu kalıntının tamamı ortaya çıkacak' dedi. Yine işçi tuttum. Tam 3 gün boyunca alanı ellerimizle kazınca kalıntının tamamını bulduk."
"BÖYLE OLACAĞINI BİLSEYDİM, KAÇAK YAPARDIM"
Evin kendisine ;150 bin liraya mal olduğunu, ;Helenistik Döneme ait ;M.Ö. 316 yılında yapıldığı sanılan mermer sütun altı ve mermer blokların ortaya çıkarılması için 50 bin lira daha para harcadığını ifade eden Tekin, binayı yaptıktan sonra rahatsızlığının sürdüğünü söyledi. Tekin Temel, şöyle yakındı:
"Evimin altında bu kalıntının bulunması artık beni ciddi ölçüde rahatsız ediyor. Nedeni ise tarihi eseri görmek için gelen üniversite öğrencileri ve akadenmisyenler. Olur olmaz zamanda zili çalıp, 'Kapıyı açın biz tarihi eseri görmeye ve incelemeye geldik' diyorlar. Kimi fotoğraf çekiyor, kimisi ;ölçüp biçiyor. Devamlı olarak beni rahatsız ediyorlar. Altı yıldır burnumdan getirdiler. Bana dünyanın masrafını da yaptırdılar. Şimdiki aklım olsa; bunun böyle olacağını bilsem, hiç kimseye haber vermeden kaçak olarak başlardım binayı yapmaya. Gelip mühürlerlerdi. Mühürleseler de ben devam ederdim. Ayrıca, tarihi eser için 50 bin liralık ek masraf yapmazdım. En fazla kaçak yaptığım için 10 bin lira ceza verirdim. Bu kadar çile çekmezdim."
"NASREDDİN HOCA FIKRASI GİBİ"
Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin ise bu yılın başından itibaren İznik İlçesi'nde yüzey araştırması yaptıklarını, belli bir antik kentin planını ortaya çıkarmaya çalıştıklarını söyledi. İznik'te hem antik hem de modern kentin iç içe olduğuna değinen Prof.Dr. Şahin, şunları söyledi:
"Amacımız antik kentin planını ortaya çıkarmak. Bu araştırmalar sırasında Müze Müdürlüğü tarafından yapılan bir takım sondaj kazıları sonucunda Bursa Kültür Varlıkları Koruma Kurulu'nun vermiş olduğu bir kararla yapılan bir takım binaların zemin katlarında da incelemelerde bulunuldu. Burada hayretle gözlemlediğimiz konu, yerinde hiç doknulmamış bazı tarihi kalıntıların üzerine binanın yapılması için izin verilmiş olması. Bunu anlayabilmek mümkün değil. Eve giriyorsunuz, bodrum katında bir yapı kalıntısı var. 'Biz burayı koruma altına aldık, üzerine de kendi yapımızı yaptık' diyorlar. Bu tür bir uygulamanın çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Buna mutlaka bir 'dur' demek lazım. Anıtsal yapıların üzerinde inşaat izni vermek, pek mantığa uymuyor ve Nasreddin Hoca fıkralarına dönüyor."