21 senedir kalede tek başına!
Trelleborg'dan İstanbul'a Andreas Isaksson...

Messi’nin şutunu kalenin içinden röveşatayla çıkaran da o, İsveç’in son 5 yıldır “yılın kalecisi” dediği isim de. Şimdi Kasımpaşa’nın kalesi ona emanet... İşte 25 bin nüfuslu Trelleborg’dan İstanbul’a Andreas Isaksson
Elif KEY / HT PAZAR
Türk Dil Kurumu "yalnızlık" için; "Yalnız olma durumu, kimsesizlik" veya "Kimse bulunmama durumu, ıssızlık, tenhalık" demiş. Kasımpaşaspor'un Kemerburgaz tesislerine doğru yola çıkmış, gidiyoruz. Vladimir Nabokov'un lafı da aklımın bir köşesinde: "Kaleci yalnız kartal, gizemli adam, son savunucudur. Bir golü kurtarmaktan daha çok bir rüyayı yakalamanın peşindedir." Tesislere, antrenman için gelen futbolcularla beraber giriyorum. Arabalarından inip ellerindeki Louis Vuitton St. Paul clutch modelleriyle yanımdan geçiyorlar. Futbolcu olunca bu markadan bir şey edinmek şart herhalde; anahtarlık olur, bavul olur. Hakan Şükür de hacca giderken LV bavullarıyla gitmişti nihayetinde.
11 YAŞINDAN BERİ KALEDE
Odaya bir kaleci değil de kale giriyor. Transfermarkt sitesinden bakmıştım, göreceklerime hazırlanmıştım da bu kadar yakın mesafede 1 metre 99 santim ağır geliyor. Kalbi de beyni de benimkinden 35 santim yukarıda. Ne dese, ne anlatsa "Eyvallah" demem gerekir. Isaksson 3 Ekim 1981 doğumlu, milli takımdaki yakın arkadaşlarından İbrahimovich de aynı gün doğmuş. Besbelli gezegenler işi gücü bırakmış o gün, İsveç milli takımının ilk 11'ini şekillendirmişler. İsveç'in 25 bin nüfuslu Trelleborg şehrinde dünyaya gelmiş. "Küçük bir evde annem, babam ve kızkardeşimle yaşıyorduk" diye başlıyor anlatmaya. Futbol oynamaya başladığında 5 yaşında. O zamanlar orta sahada oynamayı tercih ediyor. Orta sahadan kaleye geçmeye karar verdiği yaş 11. "Arkadaşlarla futbol oynarken aslında gayet iyi bir orta saha oyuncusuydum. Ama kalede durmak daha mantıklı geldi. Herhalde çok da iyi bir orta saha oyuncusu olmadığıma inandım" diyor. Kaleci olmak karakteristik bir özellik mi? Şatonun kapısında durmak gibi... Belki de şatonun kapısında elinde tonla anahtarla, duran gardiyan gibidir.
EVLİ VE İKİ ÇOCUKLU
Isaksson evli, iki çocuk sahibi. Kızı 7 oğlu 3 yaşında. "Futbolu sevsinler diye baskı kurmuyorum, maçlara gelip gidiyorlar, seviyorlar da ama sevmeseler de olur, onlar nasıl mutlu olacaksa" diye konuşuyor. Takımda kaleyi koruyor, peki evde nasıl bir adam? "Evde de bazen defansın patronu gibi davrandığım oluyor. Çünkü çocuklar var, onları serbest bıraksak da bazen yol göstermemiz gerekiyor"
İsveç Milli Takımı'nın formasını 101 kez giymiş. FIFA Dünya Kupası, UEFA Avrupa Şampiyonası, UEFA Şampiyonlar Ligi, İngiltere Premier Ligi, İtalya Seria A gibi üst düzey organizasyonlarda mücadele etmiş. Şimdi neden Kasımpaşa? O hep bahsettiği Kasımpaşa projesi ne? "Kasımpaşa projesi bana anlatıldığında hiç tereddüt etmeden geldim" diye başlıyor. En yakın arkadaşlarından Elmander mi "Gel" demiş. Evet, etkisi var. Hatta İstanbul'a geldiklerinde de üç hafta Elmander'lerde kalmışlar çoluk çocuk. "Kasımpaşa'nın projesi bana anlatılınca buraya gelmek istedim. İkinci ligden birinci lige çıkmış, yükselen bir takım Kasımpaşa. Burada aradığım her şeyi buldum." Futbolcular da imzayı atıp bayrağı öperken der bunu: "Takımıma her şeyimi vereceğim." Nedir bu her şey? "Tesislerimiz yeni. Her şey baştan yapılanıyor. Bu kadar taze bir şeyin içinde olmak istedim. Belki bu ligin en büyük takımlarından biri değiliz, ama en iyi ekiplerinden biriyiz. Büyük takımlarda oynamak ne kadar muhteşemse böyle bir takımda olmak ve başa güreşmek de o kadar muhteşem. Ne kadar iyi olabileceğimizi kanıtlamak istiyoruz. Benim her şeyimi vermeme gelirsek, ben birçok kulüpte oynadım, tecrübemi ve sadakatimi ve profesyonelliğimi vermem lazım."
MESSİ'DEN GOL YEMEMEK
Gelelim Messi'ye. Her kaleciye nasip olabilir Messi'den gol yemek, burada yeni bir haber yok ama Messi'nin herhangi bir şutunu çıkarmak da her kalecinin harcı değil. Daha şunun şurasında bir ay olmadı, bütün dünya Isaksson'u konuşuyordu. İsveç Milli Takımı'nın 6 Şubat Çarşamba günü Arjantin ile karşılaştığı maçta bir pozisyonda Messi'nin aşırtma vuruşunda topu çizgi üzerinden röveşatayla kurtaran Isaksson'du. Herkesin kâbusu Messi'yken, Messi'nin kabusu o oldu. Anlatmaya başladı: "Pozisyonda Messi defansı geçerek benimle karşı karşıya kaldı ve üzerimden güzel bir aşırtma vuruş yaptı. Böyle bir kurtarışı planlamıyordum. Elimle yetişemeyeceğimi anladım, aklıma bundan daha iyi bir çözüm gelmedi. Tamamen içgüdüsel bir röveşataydı. Herkes o pozisyonu konuşsa da fark etmez, maçı kaybettik. Benim içinse sadece güzel bir anı"
En çok çekindiği golcü kim? "Christiano Ronaldo" diyor düşünmeden. Sık sık gülümsüyor. İsveç'te son 5 yıldır "yılın kalecisi" seçilen Isaksson'un ruhunun demirbaşları efendilik ve sükûnet gibi, zira başka bir sıfat aramak beyhude.
Peki gol yedikten sonra, hele bir de kalede bir başına kaldığında toparlanması ne kadar sürüyor? "Elbette çok üzülüyorum ama o anı düşünerek kalede durmaya devam edemem. Hemen toparlanmam gerekiyor. Çünkü oyun 90 dakika. 'Olan oldu' demek lazım." Yakın arkadaşı Elmander'den gol yediğinde ne hissetmiş? "Gol attı ama maçı kazanan biz olduk. Şakasını bile yapmadım." Bir vakitler kalecilik yapan Albert Camus'den el almış gibi. İki eldiven, bir kale, ruhunun demirbaşları efendilik ve sükûnet, zira başka bir sıfat aramak beyhude.
‘Taraftarımız Başbakan’
Kasımpaşa kalesinde nasıl böyle seri katil kadar soğukkanlı durduğunu soruyorum. Teşekkür ediyor. Ya İngilizcem zayıf ya da Isaksson çok kibar. Herhalde ikincisi. Yoga ya da tai-chi yapmıyor, kitap okumuyor, müzikle de hiç alakası yok. Yani bir meditasyon metodu yok. “Çok kontrollüyümdür, hem sahada hem özel hayatımda çok sakin bir yapım vardır” diyor. İstanbul’u çok seviyor ama trafiğine hayır. Bir de Kasımpaşa taraftarına hayran. “En büyük taraftarınız Başbakan Erdoğan” deyince, “Başbakan’ın bizim takımın taraftarı olmasından daha iyi bir şey olabilir mi?” diyor. Hayattaki en büyük amacı ne peki? Takımın şampiyon olmasından başka? “İyi bir baba olmak, başka hiçbir idealim yok. Çocuklar mutlu olsun bana yeter!” İsterse hiç gol kurtarmasın, sadece bu laf ailesine yeter.