Devlet onaylı Ateizm Derneği

Bu demek oluyor ki, Ateizm’i ve dinsizliği kurumsallaştırmak adına ilk büyük adımı attılar.

İsimleriyle, cisimleriyle, adresleriyle, saklanmadan karşınızdalar.

Dertleri dinle, inananlarla değil.

Dertleri dini baskıyla…

Kendi hayatlarını kısıtlayan,

çocuklarının geleceğini doğuştan sahiplenen,

kimliklerine doğar doğmaz Müslüman yazan,

Kendilerini açık ettiklerinde onları “suçlu, terörist” olarak fişleyen,

ölülerini zorla cami avlusundan kaldıran,

inançsızlıklarını kendine hakaret sayan zihniyetle.

Dertleri Madımak’la, Aziz Nesin’e yaşatılanlarla, Turan Dursun’un öldürülmesiyle, İlhan Arsel’in yurt dışında yaşamaya mecbur edilmesiyle...

Elbette, halen Hayyam rubaisi paylaşmanın hapis cezası gerektirdiği bir ülkede işleri kolay değil.

Ama kendilerinden, kendi bireysel özgürlük alanlarından başka bir meseleleri yok.

Bu yüzden inananların kızacağı, onlara karşı cihada çıkacağı bir durum da yok.

Çünkü inancın kendisine değil, ama herkesin inanma hakkına saygılılar.

Sadece kendi inançsızlıklarına, inanmama haklarına eşit saygı gösterilmesini talep ediyorlar.

Zira inanca (kişinin inandığı şeye) saygı duymak ve inanma hakkına saygı duymak farklı kavramlardır. Büyük sorun da bunların birbirine karıştırılmasından ortaya çıkar.

Amaçları kimseyi dinsizleştirmek, Ateizm’i yaymak değil.

Amaçları şunlar:

- Ateist ve dinsiz kişilerin bir araya gelip dayanışma kurmasını sağlamak,

- Ateizm fikrinin tanıtılmasını, toplumda doğru bilinmesini sağlamak,

- Bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek,

- Dinin, felsefi ya da ideolojik görüşlerin, ateistlere ve/veya dinsizlere bir baskı aracı olarak kullanılmasıyla kurumsal olarak mücadele etmek,

- Türkiye ateistlerinin ve dinsizlerinin kendi görüşlerini yasal zeminde özgürce ifade edebilmesini teşvik etmek

Dernek olarak apolitikler. Hatta en büyük yasakları, derneğe siyaset karıştırmak.

Sağcı da, solcu da, apolitik de, hatta isterse ne düşündüklerini merak eden muhafazakarlar da onlara katılabilir.

Yeter ki gerçek kimliğini gizlememe cesaretini göstersin ve siyasi bir kaygı taşımasın.

Bazı kesimlerden ciddi tepkiler hatta belki tehditler alabileceklerinin farkındalar. Fakat bu toplumda birlikte yaşamak zorunda olduğumuzu hatırlatmak ve kanıtlamak için bu riski göze alıyorlar.

Hepsi kendi işlerinde veya kurumsal kimliği olan şirketlerde çalışan, yönetici, öğrenci, personel ve aile sahibi insanlar.

Kiminin eşi inançlı, kiminin annesi başörtülü.

Onları anlamak bu yüzden çok önemli.

Uzaylı değiller; herkes kadar kötü, herkes kadar iyi, herkes gibi insanlar.

Onları tanımanızı, dışlamamanızı istiyorlar.

Yarın Ateizm Derneği kurucularından Tolga İnci ve Esra Taşdemir’in HABERTURK.COM’a verdiği röportajı okuyun. İnansanız da, inanmasanız da...