Atiba'nın direnişi
Bu maçın gollerini çıkartıp, tüm görüntülerini futbolseverlere izlettikten sonra bu müsabakanın kaç kaç bittiğini sorsanız, büyük çoğunluğu "Berabere bitti" diye cevap verir. Yanılmazlar da.
İki takım adına da beraberliği bozacak iki pozisyon var. Malouda'nın Trabzon adına kaçırdığı ve Almeida'nın son dakikalarda değerlendiremediği kafa vuruşu. Bunları yapabilseler maç kendi takımlarında olurdu.
Beşiktaş, maçın ilk yarısına baktığımızda devre arası sıkıntılarını üzerinden atamamış, güveni olmayan bir takım portresi çizdi. Özellikle maçın başında Trabzon'un yakaladığı çok net pozisyonları değerlendirememesi Beşiktaş'ın şansı oldu. Trabzonspor'un elinde Emre, Olcan, Yusuf ve Adrian gibi oyuncular var. Bu futbolcuların yeteneklerini tecrübe ile birleştirilmesine ihtiyaç duyuluyor. Bir de bunlara ilaveten Abdülkadir gibi tecrübesiz bir oyuncuyu eklediğimizde çoşkusu olan ama oyunu yorumlamakta ve kontrol etmekte zorlanan bir Trabzon ortaya çıkıyor ki maçın son bölümünde bu sıkıntıyı yaşadılar.
Beşiktaş ise sıkıntıları olmasına rağmen geride olduğu birçok maçı çevirebilecek birikime sahip bir takım. Özellikle ikinci yarıda Oğuzhan'ın, Fernandes'in, Almeida'nın, Atiba'nın ve Motta'nın daha çok inisiyatif almalarıyla Beşiktaş, oyun anlamında maça ortak oldu. Yarattığı baskı en etkili olduğu silahlarından biri olan ölü topları üst üste kazanmasını sağladı. Bu da golü ve pozisyonları getirdi. Oğuzhan'ın organizatörlüğünde Beşiktaş, kopmadan maçın içerisinde kaldı.
Maçın genelinde Atiba, takımının en etkili oyuncusuydu. Nerede oynarsa oynasın çok iyi. Ama orta alandan uzaklaştırdığınızda Beşiktaş etkili bir silahından mahrum kalıyor. Bu yüzden kendi bölgesinde oynatmakta ısrar edilmeli.
Atiba, Beşiktaş'ın bulduğu golde de gördüğümüz gibi hem ölü toplarda hem de atağa çıkılan pozisyonlarda çok etkili bir oyuncu. Beşiktaş adına maçın adamı dersek de hata etmiş olmayız.