Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SGK, Türkiye'de hiç yurtdışı borçlanması yapmadan normal yollarla emekli olanların, yurtdışına gidip iş bulmaları veya iş kurmaları halinde emekli aylıklarını kesip bir de ödediklerini faiziyle istemeye başlamış. Ancak yapılan yasal değil

        Ali Bey, 1992 yılında Türkiye'de emekli oldum. Sonra yurtdışına gidip Belçika'da bazen işçi bazen de iş sahibi olarak çalıştım. Şimdi SGK'dan yazı geldi ve benden zamanaşımını dikkate alarak 2002 yılından beri ödedikleri emekli aylıklarını faiziyle geri istedikleri gibi emekli aylığımı da kestiler. Sağlık sorunlarım da var ve doktora gidemiyorum, cebimde para yok. Ne yapacağımı şaşırdım. Bana ne tavsiye edersiniz? İsmi saklı

        SSK'dan emekli olup da yurtdışında iş bulanların emekli aylıklarının kesilmesiyle ilgili şikâyetlerde son zamanlarda büyük bir artış oldu. Üstelik ödenen emekli aylıkları da faiziyle birlikte geri isteniyormuş. Biraz araştırınca, işin altından SGK'ya devredilen SSK'nın "garabet" uygulamalarından biri çıktı. Konuyu araştırmak üzere mevzuata baktığımda, bu çerçevede yapılan bir düzenlemeye rastlamadım. Halihazırda SSK'nın, eski 506 sayılı kanununa göre emekli birinin yurtdışında işçi olması sebebiyle aylığının kesileceğine dair açık bir hüküm yok. Ancak 1.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı yasada var ama o da ilk defa 1.10.2008 gününden sonra işe girip de ileride 65 yaşına gelince emekli olacak çocuklarımızı ilgilendiriyor.

        Peki o halde SGK, yabancı ülkede çalışmaya başlayan emeklilerin aylıklarını neye dayanarak kesiyor? Kesenlere sordum, cevapları şöyle: Türkiye ile arasında sosyal güvenlik sözleşmesi bulunan ülkelerdeki çalışmalar sanki Türkiye'de geçmiş gibi değerlendiriliyor ve emeklilerin aylığı yasadışı şekilde kesiliyor. Benim tavsiyem, dava açın ve davanızda da aşağıda vereceğim Yargıtay kararını emsal gösterin.

        ÖRNEK YARGITAY KARARI

        Yargıtay, emekli maaşının devamına karar verdi

        Bu konuda Yargıtay'dan, çalışan lehine çıkmış hüküm de var. Daha önce dava edilen SSK, mahkemeyi kaybetmiş. İşte, Yargıtay 21 'inci Hukuk Dairesi'nden SGK'daki "işbilir"lere ders niteliğinde bir karar örneği:

        ■ YAŞLILIK AYLIĞININ KESİLMESİ

        ■ YURTDIŞINDA ÇALIŞMA

        Özet: 506 sayılı yasanın 60 ve devamı maddeleri gereğince, kendisine maaş bağlanan sigortalının, yurtdışında çalışmaya başlaması durumunda yaşlılık aylığının kesilmesi gerekmez. (506 s. SSK. m. 60/A-c, 63/A)

        KARAR

        "...Davacıya Türkiye'deki çalışmaların göz önünde tutularak 1.6.1987 tarihinden itibaren aylık bağlandığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, yurtdışındaki çalışmalar değerlendirmeye alınmaksızın salt Türkiye'deki çalışmalar göz önünde tutularak 506 sayılı yasanın 60 ve ardından gelen maddeleri gereğince sigortalıya maaş bağlandıktan sonra sigortalının yurtdışında çalışmaya başlaması durumunda yaşlılık aylığının kesilip kesilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

        Davacının 506 sayılı yasaya tabi olarak çalıştığı prim ödeme gün sayısının 7800 gün, sigortalılık başlangıcının da 25.8.1952 tarihi olduğu göz önünde tutularak SSK'nın 60/A-c maddesi gereğince yaşlılık aylığı bağlandığı, dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan, Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 63-A maddesine göre, bu kanuna göre, yaşlılık aylığı almakta iken, sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir. Madde ile; Türkiye'de 506 sayılı yasaya tabi sigortalı olarak çalışanların amaçlandığı açıktır. Başka bir anlatımla, yurtdışındaki çalışmaların, 506 sayılı yasaya tabi sigortalı olarak değerlendirilmesi olanağı olmadığı ortadadır. Nitekim bu yön aynı maddenin (B) bendinde, sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlayanların yazılı talepte bulunmaları halinde yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam olunacağı, ancak bunlardan % 24 (Ekim 1999 itibarıyla yüzde 30'a çıkarıldı - A.T.) oranında sosyal güvenlik destek priminin kesileceği, bu primin 1/4'ü sigortalı hissesi, 3/4'ü işveren hissesi olduğu açıkça vurgulanmıştır. Kuşkusuz sosyal güvenlik destek primini kesecek işverenin Türk işveren olduğu açık seçiktir. Bundan başka, Türkiye ile Federal Almanya arasında imzalanan sosyal güvenlik anlaşmasında da, yaşlılık aylığının kesileceğine ilişkin bir düzenlemenin mevcut olmadığı da söz götürmez.

        Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

        O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır."

        Diğer Yazılar