Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dostlar soruyor, "Hep olumsuz konulara değiniyorsun... Aleyhine yazmadığın federasyon başkanı kalmadı.. Hiç mi güzel bir şey yok? Hiç mi iyi icraatlara imza atan birisi yok?" diye...

        Olmaz mı? Çok var... Birini yazayım.

        Adı Salim Kayıcı...

        * * *

        Salim Kayıcı'nın kim olduğuna ve görevinin ne olduğuna değinmeden önce...

        Geçmişe doğru şöyle uzun bir yolculuk yapalım.

        Yıl 1977... Henüz 12 yaşındadır o günlerde Salim Kayıcı...

        Yoksul bir ailenin çocuğudur... İş hayatına çabuk atılır... Hem okumak, hem de çalışmak zorundadır çünkü...

        Çalışma yeri neresidir, diye soracak olursanız eğer...

        Ankara Cebeci Asri Mezarlığı... Görevi mi.. Mezar sulamak, çiçek ekmek... Kırılan mezarları onarmak...

        Harçlığını çıkartmaya başlar...

        Mezar sahiplerinin gönlünden ne koparsa artık...

        Kimi anında verir Salim'in harçlığını, kimi de "Her gün sula, aybaşında gel al" der.

        Çok mutludur Salim...

        Her sabah 7'de işbaşı yapar... Öğlene kadar... Sonra okul...

        Çalışkanlığı sayesinde kısa sürede dikkati çeker... Mezar sahipleri çok sever Salim'i...

        Yani nasıl yazmak gerekir, bilemiyorum ama... Salim'in müşteri sayısında patlama olur... 50 daimi müşterisi olmuştur artık... Günübirlik iş yaptığı müşterileri de cabası...

        Allah bereket versin, çok iyi kazanmaktadır Salim...

        Kazanmaktadır ama... Mezarlıkta yaşamanın kolay olduğunu mu sanıyorsunuz siz...

        * * *

        Bir gün... Mezarlıkta iş başındayken... 4 bıçkın genç çıkar Salim'in karşısına... Aleni bir şekilde, "Defol git... Artık burada sana yer yok... Burası bizden sorulur" derler.

        Salim, efendice şöyle bir diklenmeye çalışır... Yer misin, yemez misin...

        Eşek sudan gelene kadar dayak yer...

        Kırılmadık yeri kalmaz...

        Ama bu iş de böyle kalmaz... Der ve... Hayatını değiştirecek kararı alır...

        Tekvandoya başlar...

        Kendisini savunması gerekmektedir çünkü...

        Mezarlıkta çalışabilmesi için başka çaresi yoktur.

        Ara verir mezarlık işine... Tekvando salonunun yolunu tutar...

        iş hayatına ise çekirdek ve su satarak devam eder.

        * * *

        Ankara Çinçinbağları'nda bulunan tekvando salonunda antrenmanlarını hiç aksatmaz Salim...

        Çinçinbağları dedim de... Bilir misiniz siz Çinçinbağları'nı... Ya da Yenidoğan'ı, Çalışkanlar'ı, Gülveren'i, Atıfbey'i...

        İçice aynı bölgede bulunur hepsi... Ve bu bölgeden... Yüreği ve bileği güçlü insanlar yetişir hep...

        Bu arada... Salim'in antrenörü de kimdir, biliyor musunuz... İsmet Iraz...

        Tekvandoyu Türkiye'ye getiren, tekvandonun anası, babası, her şeyi olan İsmet Iraz...

        Haliyle az zamanda çok yol alır Salim...

        Şöyle 1 yıllık çalışmanın ardından...

        Ver elini Cebeci Asri Mezarlığı....

        Ne olduğunu... Salim'in ne yaptığını hiç anlatmayayım isterseniz...

        O 4 bıçkın genç ile ayrı ayrı hesaplaşır...

        4'ünün de özel ifadesini alır...

        Sonuç... Salim artık mezarlıkta söz sahibidir.

        * * *

        Sonra... Madem başladım, der... Devam eder...

        Bu arada... Yine bir Uzak Doğu sporu olan Kick Boks'a da el atar...

        Tekvandoda siyah kuşak 5. dan'a, Kick Boks'ta ise siyah kuşak 7. dan'a kadar yükselir.

        Bilmeyenler için söyleyeyim, her iki . mertebe, her babayiğidin geleceği k mertebeler değildir.

        Üniversiteyi de aradan çıkartır bu arada... İşletme tahsili yapar.

        İngilizcesini ilerletir... Çatır çatır konuşur hale gelir.

        Babası erken yaşta vefat ettiği için de... Ailesine gözü gibi bakar... Kardeşlerini de gayet güzel okutur.

        * * *

        Tekvandoda ve Kick Boks'ta çok sayıda şampiyonluk kazanır.

        Sporculuğu bıraktıktan sonra hakemliğe ve antrenörlüğe başlar...

        Yaşamı sporun içinde geçer...

        2007 Nisan ayına gelindiğinde ise... Ne olur bizim Salim biliyor musunuz? Kick Boks Federasyonu Başkanı...

        * * *

        Aynı hızla devam eder... 3 yıl önce de Dünya Kick Boks Organizasyonları Birliği (WAKO) yönetimine seçilir.

        Ekmeğini kazanabilmek... Kendisini savunabilmek... Ve mezarlıkta çalışabilmek için tekvandoya başlayan Salim Kayıcı, Dünya Kick Boks yönetiminde söz sahibidir artık.

        * * *

        6 yıldır Kick Boks Federasyonu Başkanlık koltuğunda oturan Salim Kayıcı, büyük ve anlamlı başarılara devam eder... İyi bir liderdir artık... Yılların bilgisini ve tecrübesini Kick Boks Ailesi'ne çok iyi aktarır...

        Hayat mücadelesinde kazandığı o büyük birikimi en iyi şekilde değerlendirir...

        * * *

        Bazı örnekler vermem gerekir mi bilemiyorum ama... Salim Kayıcı'nın 6 yıllık başkanlığı döneminde Kick Boks'ta sporcularımız uluslararası arenada 90 altın, 106 gümüş, 138 bronz olmak üzere 334 madalya kazandı...

        Dile kolay, uluslar arası arenada 334 madalya...

        Göreve geldiğinde lisanslı sporcu sayısı 16 bin 800 idi, halen 106 bin 100...

        Antrenör sayısı 499 idi, halen 2 bin 520... Hakem sayısı 1455 idi, halen 2 bin 830...

        * * *

        Demem o ki... Sıradan bir başarı öyküsü değildir bu...

        Birileri gibi sırtını bir yere dayamadan, tırnakları ile kazıya kazıya...

        Gece gündüz çalışarak, tüm engelleri aşarak...

        Örnek alınması gereken çok güzel bir serüvendir bu...

        * * *

        Mezarlıkta hayata teslim olmadan...

        Yaşam savaşının kazanılmasıdır bu...

        Diğer Yazılar