Petrol fiyatları, Rusya ve sistemik risk
Geçen yazımda “Petrol fiyatları düşüyor, ya daha fazla düşerse?” diye başlık atmıştım. O yazıdan bugüne -yani 3 gün içinde- petrol fiyatları düşmeye devam etti. Bugün itibarıyla Amerikan tipi ham petrol fiyatları son 3 yılın en düşük fiyatı olan 77 dolara geriledi. Bu, yılbaşından beri yüzde 22 düşüş demek. Bunun sadece yüzde 14’ü son bir ay içinde oldu. Bizim bulunduğumuz coğrafyayı da etkileyen Brent petrol fiyatları da hızla düşüyor. Brent petrol 2014 yılında yüzde 25 düşüşle 82 dolara kadar düşmüş vaziyette.
Geçen haftaki yazımda düşüşün sebepleri üzerinde durmuştum. Anlaşılıyor ki şimdi “Ya daha fazla düşerse?” kısmıyla ilgilenmek gerekiyor.
DÜNYANIN 9. BÜYÜK EKONOMİSİNİN PETROLLE İMTİHANI
2 trilyon dolarlık büyüklüğüyle dünyanın 9. büyüğü olan Rusya’dan bahsediyoruz. Bütçe gelirlerinin yüzde 45’ini, ihracat gelirlerinin ise 2/3’ünü petrol satışından sağlayan Rusya, çakılan petrol fiyatlarının ekonomisine verdiği tahribatı anlamaya çalışıyor.
Aslında Rusya ekonomisi, genel geçer verilere bakıldığında gayet sağlıklı gözüküyor.
Kamu borcunun toplam GSMH’nin yüzde 10’unu aşmadığı ülkede, bütçe açığı sadece - % 0.9. Rusya son yıllarda oranı azalmış olsa da hâlâ cari fazla veriyor, + yüzde 2.7. Resmi rakamlara göre işsizlik yüzde 4.4, enflasyon da yüzde 8 seviyesinde. Bunun yanında Rusya’nın 430 milyar dolar seviyesinde döviz rezervi var.
Ama sorun büyüme tarafında. Bir yandan AB ve ABD’nin uyguladığı yaptırımlar, diğer yandan düşen petrol fiyatlarının Rus şirketlerini yatırım yapmaktan alıkoyuyor olması, bu sene ancak yüzde 0.2 büyüyebilecek olan ülkenin, seneye büyük ihtimalle resesyona girmesine neden olacak.
Rusya bütçesinde 2014-2015 yıllarının gelirleri hesaplanırken referans alınan petrol fiyatı 100 dolar. Eğer petrol şu an olduğu gibi 80 dolarlar seviyesinde dolaşacak olursa Rusya’nın yapacağı 2 ihtimal var. İlk şık, bütçe giderlerinde kesintiye gitmek. Diğer ihtimal ise daha önce petrol gelirlerinden ayrılan parayla oluşturulmuş olan 75 milyar dolar büyüklüğündeki Rusya Rezerv Fonu’ndan harcama yapmak. İlk açıklamalara göre ülkesinde popülaritesi yüksek olan Putin, rezervlerden 35 milyar dolara kadar harcama yapmak suretiyle düşük petrol fiyatlarının halka negatif yansımasını engellemeye çalışacak.
Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş Rusya’ya yaklaşık 14 milyar dolarlık gelir kaybına yol açıyor. Diğer yandan yine düşen petrol fiyatları, yaptırımların yarattığı tahribatın da etkisiyle Rus Rublesi üzerinde satış baskısı yaratıyor. Bu sene ABD Doları’na % 25 değer kaybeden rublenin daha fazla değer kaybetmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Rus Alfa Bank’ın araştırmasına göre rublenin değer kaybını engellemek için sadece ekim ayında 13 milyar dolar rezerv eriten Rusya’nın daha fazla rezerv kaybına hazırlıklı olması lazım. Alfa Bank’ın hesaplarına göre, eğer petrol fiyatları 75-80 dolar seviyesinde kalırsa Rusya’nın rezervleri 2 sene idare eder. Ancak hem yaptırımlar devam eder hem de petrol 60 dolar seviyesine gerilerse 430 milyar dolarlık rezerv ancak 1 yıl dayanabilir.
Putin bu sürece müdahale eder mi? İşte en kritik soru bu. 1991 yılında Rusya’da yaşanan ihtilalin altyapısının 80’lerde yaşanan düşük petrol fiyatlarının yarattığı ekonomik kriz olduğunu bilen Putin, muhtemelen yaşananları gayet yakından takip ediyor. Bu yüzden geçenlerde “Rus savaş uçaklarının 2. Dünya Savaşı’ndan bugüne en büyük ve en uzun süreli hava sahası ihlali yaptığı” haberleri geçmişi iyi takip eden ve olup biteni iyi okuyanların yüreğini hoplatıyor.