SEÇİMİN GALİBİ AKP VE MHP; KABUL EDİYORUM BEN KAYBETTİM...
Seçim öncesi yapılan tahminlerde bana sorulduğunda en fazla yüzde 37-38 olacağını tahmin etmiştim. Oysa Habertürk ekranında Sonar’ın yönetim kurulu başkanı Hakan Bayrakçı neredeyse üç aydır bu sonuçla karşılaşacağımızı anlatıyordu. Ama ben de CHP kadroları gibi kendisini görmezden geldim. Seçim sonucuna göre AKP ve MHP zafer kazandı. CHP ve DTP kayıpla bir seçim geçirdi. Tabii kaybedenlerde içinde ben de varım.
Önce seçim sonucunun ne anlattığına bakalım:
1.Türk halkı her seçimde olduğu gibi tercihini sağ görüşten yana kullandı.
2.AKP’nin zaferinin meşruiyeti artık tartışılamaz. 2002 seçim sonucunda meşruiyeti tartışılmıştı ve bunun böyle olduğunu da ilk söyleyen kişilerden birisiydim.
3.2002 seçim sonucuna göre bu kez, Meclis’te temsiliyet gerçekleşmiştir.
4.Askerin her müdahalesi sonrası olduğu gibi, yine karşı duruş sergilenen görüşün temsilcisi olan siyasi parti seçim kazanmıştır. Bu, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat sonrası yine genelkurmay’ın tavır koyduklarını iktidara taşımıştı. 27 Nisan’daki e-muhtıra yanlış mıydı? Orada işaret edilenler yanlış değildi. Asker açısından hata, Erdoğan’ın bu mıhtıraya karşı tepkisine yanıt verilememiş olmasıdır. Ne yapılabirdi? Muhtırayı kaleme alanların B planı da hazır olmalıydı.
5.Millet gemenliğin kendisine ait olduğu mesajını vermiştir.
6.Halk, özelleştirmelere, arazi satışlarına, banka satışına ve devrine, Petkim satışına, başbakanın çocuğunun gemiciğine evet demiştir.
7.Seçmen, DTP’nin milletvekillerinin büyük çoğunluğunun PKK tezlerini mecliste seslendireceğini ve buna karşı tavrı AKP’nin geliştiremeyeceğini, bu nedenle de MHP’yi meclise göndermiştir.
8.Sonuca göre, her iki kişiden birisi AKP’ye oy vermiştir. Bunun yanısıra, global sermayenin istediği sonuç çıkmıştır.
9.CHP ve DTP oy kaybıyla sandıktan çıkmıştır. Güneydoğu’da halk, DTP yerine AKP’yi tercih etmiştir. CHP muhalefette gerçekten başarılı olmasına karşın halk tarafından cezalandırılmıştır. Bunun analizi CHP kurmaylarınca yapılmalıdır. Yönetimin istifası meselesi CHP’nin iç sorunudur. Bu taleplerin dışarıdan gelmesi, parti açısından pek bir anlam ifade etmeyecektir.
10.Mesut Yılmaz’ın Meclise girmiş olması, sağın yeni lider arayışına adayın ortaya çıkması anlamı taşımaktadır.
11.Halk, Cumhurbaşkanı seçimi konusunda AKP’ye tam yetki vermemiştir. İşin ilginç yanı, AKP+DTP oyları da 367’yi bulmamaktadır.
Seçimi sonucundan okuduklarım bunlar. En kritik konu cumhurbaşkanlığı seçimidir. Erdoğan’ın zafer gecesi yaptığı konuşmada partilerle bir uzlaşma arayacağını ifade etmiştir. Seçim sürecinde de Gül’ün başkanlığı konusunu hiç diline almamıştır. Bu, cumhurbaşkanlığı seçiminde aynı hatayı yinelemeyeceği anlamına gelmektedir. Öte yandan, Erdoğan’ın daha önce üç konuda yaptığı hatayı yapmayacağını düşünmekteyim. Bunlar; cumhurbaşkanı adayı, meclis başkanı ve başbakanlık müsteşarı tayinidir. Milli eğitim bakanlığı için de Ömer Dinçer ve Beşir Atalay’ın aday gösterilmeyeceğini tahmin ediyorum. Cumhurbaşkanlığına aday gösterilecek kişinin de milli görüşten gelmeyen, ama mecliste AKP kadrosunda yer alan ve tarafsız olduğuna herkesi kanaat edeceği yeni bir kişinin olduğunu değerlendirmekteyim.
Cumhuriyet mitinglerinin de CHP ile ilgisi olmadığı, halkın farklı talepleri olduğunu ve bunu da sandığa yansıtmaktan daha çok, AKP kadrolarına karşı gösteri olduğunu anlatmışlardır. Bir önemli hususta, miting meydanlarında toplanan halkla platforma çıkanların aynı talepte olmadığı ortaya çıkmıştır. AKP’nin zaferini kutlamak gerekiyor. Bileklerinin hakkıyla kazandılar.
Evet, kabul ediyorum. Ben kaybettim. Ancak, işin tuhaf tarafı bu yaşa geldim, nedense hep kaybeden tarafında oldum. Neden, hiç kazananların yanında yer alamıyorum? Bu denli becerikli olamadım! Bu yaştan sonra da olmaz ki, kardeşim!
erolmutercimler@haberturk.com