Hepsinden şüphe edin
Online ticarette taklit ürün sorunu kangren oldu. Tüketici şikâyetleri çığ gibi büyüyor. Türkiye’de 2015 ve 2016 arasında internetten sipariş verenlerin yüzde 11’i dolandırıcılıktan (taklit ürün satışından) şikâyet etmiş Fikri ve Sınai Haklar Hukuku Derneği (FİSIHAD), Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na bir rapor sundu. Raporda markalara ait siteler değil, farklı markaların dükkân açtığı yer sağlayıcı siteler mercek altına alındı.
Yıllardır konuşulan ve tanıklık ettiğimiz bir şey var, e-ticaret hacmi iki haneli olarak büyüyor, tüketici artık ürünü mağazada görüp karar veriyor ama satın alma işlemini internetten yapıyor. Kimse poşet taşımak istemiyor, bu işin bir yanı. Yani zamandan ve emekten tasarruf etmek için bu yolu seçenlerin sayısı artıyor. Ancak işin asıl önemli cephesi, internetten alışverişi bir ‘fırsat’ olarak görenlerde. “Mağazada 580 lira olan gözlüğü internetten 300 liraya kaptım”, “Benim parfüm online’da yarı fiyatına düşmüş iki tane aldım”, bu sohbetleri yapmayan ya da en azından yapıldığına tanık olmayanınız var mı? Peki sizin de aklınıza şu soru takılmıyor mu? Mağazada 580 lira olan gözlük internette nasıl 300 liraya satılabilir? Ha son bir tane kalmıştır, yeni sezon ürünleri gelecektir o neyse de dükkândaki her üründe bu kadar büyük ‘fırsat’ sunmak hem de basiretli bir tüccar olarak, mümkün müdür? Maalesef, kendi ürünleri dışında, farklı markalara yer sağlayıcılık yapan online ticaret sitelerinin bu konuda güvenilir olduğunu söylemek zor. Konunun farklı taraflarıyla konuştum. Öte yandan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bir süredir bir marka projesi üzerinde çalışıyor. Bu süreçte Fikri ve Sınai Haklar Hukuku Derneği (FİSIHAD), bakanlığa bir rapor hazırladı. ‘Hak Sahipleri Gözüyle Online Ticaret (Marka taklidi bakımından inceleme)’ başlıklı rapor hem tüketici hem de marka sahipleri için aydınlatıcı.
TÜKETİCİNİN % 11’İ ŞİKÂYETÇİ
Rapora göre Türkiye’de 2015 ve 2016 yılları arasında internetten sipariş yapanların yüzde 11’i dolandırıcılıktan (taklit ürün satışından) şikâyet etmiş (Kaynak olarak TÜİK gösterilmiş.) E-ticaret içindeki sahte ürün pazarının Türkiye’de yaklaşık 3.3 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Rapor hazırlanırken markayı temsilen distribütörlerin ya da marka sahiplerinin açtığı siteler inceleme konusu dışında bırakılmış. Sadece farklı markaların dükkân açtığı yer sağlayıcılar incelenmiş. YÜKÜMLÜLÜK ŞİKÂYETE BAĞLI Raporda, sorunun en can alıcı kısmı şöyle ortaya konuyor: “Türkiye’de ülke içinde faaliyet gösteren yer sağlayıcı alışveriş siteleri ile yurtdışında kurulmuş alışveriş sitelerinde, site sahibinden ayrı olarak üçüncü kişiler tarafından sanal mağazalar kurularak yurtiçine ve yurtdışına taklit ürünlerin satışı gerçekleştiriliyor. Türkiye uygulamasında bu konuda 5651 sayılı ‘İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkındaki kanun’ ile 6563 sayılı, elektronik ticaretin düzenlenmesi hakkındaki kanun yol göstermekte, Yargıtay Hukuk genel Kurulu’nun 2013/11-1138 esas, 2014/16 sayılı kararı, izlenecek yolu net olarak belirlemiş durumdadır. 5651 sayılı Kanun’un 5’inci maddesine göre online ticarette yer sağlayıcı olarak rol üstlenen siteler, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değil. Aynı kanunun 8 ve 9’uncu maddelerine göre ise haberdar edilmesi halinde bunları siteden çıkarmakla yükümlü.”
İŞTE GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI'NA GİDEN RAPOR
1.SİSTEMDE BÜYÜK KARE DELİK VAR
Instagram, Facebook, Snapchat gibi çevrimiçi platformlarda sıklıkla birçok sanal mağaza ve taklit ürünlerin açık bir şekilde reklamı yapılmaktadır. Bu hesapların meydana getirildiği IP adresleri yurtdışı menşelidir.
Bu hesaplarda satılan taklit ürünler ‘Ucuz’, ‘Kampanyalı’, ‘Ödemede Kolaylık’, ‘Örijinal’ etiketleri ile gösterilmektedir.
Bu hesaplardan e-ticaret alanına çıkarılan ürünler yurtdışından-yurtiçinden satın almak veya üretilmek suretiyle ucuz şekilde elde edilerek nihai tüketiciye ulaştırılmaktadır.
Tüketicilere kargo iadesi veya para iadesi hakkı görünürde tanınsa da tüketici ürünü iade edemez, çünkü ürünün gösterildiği adres sahtedir.
Bu tür hesapların haftalık periyotlarda isim veya alan adı değiştirilerek e-ticaret alanında taklitçilikle mücadele sekteye uğratılmaktadır.
TAKLİTÇİLİKTE SOSYAL ETKİLEŞİM
Taklit ürün satışı yapan alışveriş siteleri ile sosyal medya hesaplarının kullanıcıları, tüketicileri kendilerine çekmek anlamında, bire bir çağrı merkezi aracılığı ile arama, online mesajlaşma, farklı sitelere online reklam vermek suretiyle farkındalık meydana getiriyor.
Tüketicilere dünyaca ünlü markaların satışını gerçekleştiren orijinal internet sitelerindeki görseller ile süslenmiş, birçok uydurma kombin şeklindeki sahte markalı ürünler ‘ucuz’ fiyatlara ve ‘ihracat fazlası’ etiketi altında satılıyor. Bu sayede bu tür sitelere güven sağlanmış oluyor.
Sürekli değişen ve farkındalığı artırmaya yönelik yorum ve fotoğraflarla taklitçilikte sosyal etkileşim meydana geliyor.
YER SAĞLAYICI UYARIYA RAĞMEN İŞLEM YAPMADIYSA SUÇLUDUR
Raporu hazırlayan ekibin başında FİSIHAD Kurucusu ve Başkanı Avukat Vehbi Kahveci var. Kahveci’ye, “Yer sağlayıcı alışveriş sitelerinin yükümlülüğünün şikayete bağlı olması hukuki bir boşluk değil mi? Şikayet olmadığı sürece her dükkan istediği gibi satış yapabilecek mi?” diye sordum. Kahveci, bakanlığa da bildirdikleri görüşlerini şöyle özetledi: “Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bahsettiğimiz kararı aynı mahiyette düzenlemeyi kabul etmekte ve uyar-kaldır sisteminin uygulanacağına hükmetmektedir. Haberdar edilmeye rağmen işlem yapmayan yer sağlayıcının artık kusurlu olduğundan bahsedilecektir.”
İNSAN DEĞİŞİR AMA BAZI ŞEYLER HEP AYNI KALIR
Pazarlama dünyasında, tüketici tercihlerinde şöyle bir geri dönüp baktığımızda değişimin hızından başımız dönüyor. Fakat her şeye rağmen değişmeyen, artık kemikleşmiş düşünce ve davranışlar da var. İşte araştırma şirketi İpsos onları derlemiş...
Özel günlerde diş fırçalama artıyor. n Temizlik dediğin kuru olmaz, sulu ve köpüklü olur. n Raf ömrü kısaysa katkısızdır. n Köpüren ürün iyi temizler.
İçinde süt olan atıştırmalıklar daha sağlıklıdır, sonuçta süt kalsiyum deposu. n Soğuk çay masum çünkü içinde çay var gaz yok.
Cips paketlerinin yarısı boş, kandırılıyoruz. n Büyük marketlerde sirkülasyon daha fazla, onun için ürünler daha taze.
Sıvı deterjan akıp gider, temizlemez. n Türkiye’de bireyler yıllardır tanıdığı yabancı markaya güvenirken tanımadığı yabancı markaya kuşku ile yaklaşıyor.
Türk kadını hayatını kolaylaştıran her türlü pratik üründe bile payenin kendilerine verilmesinden hoşlanıyor. Tatlı atıştırmalıklar daha çok kadınlar tarafından, tuzlular da erkekler tarafından tercih ediliyor.