Bu Tiguan'ı sevdim bir üst sınıfa çıkmış
Bizde yalan yok, geçen yıla kadar bana “Hangi otomobilden hoşlanmıyorsun” diye bir soru sorulsaydı vereceğim yanıt “Tiguan” olurdu.
Somut bir gerekçeye dayanmayan tamamen hissi bir yargıydı benimki ama sevememiştim eski Tiguan’ı. Fazla yuvarlanmış hatları, deve desen deve değil, kuş desen kuş değil misali ebatları, çok demode duran stop lambaları ile sevememiştim Tiguan’ı.
Son zamanlarda tek bir kasa değişiminin bir otomobili bu kadar farklılaştırabileceğini tahmin bile edemezdim. Girizgâhtan da anladığınız gibi bu hafta denediğim otomobil Volkswagen’in yeni Tiguan’ı.
VW’nin bu kompakt SUV’u, gerçekten çok değişmiş ve hakikaten çok hoş bir otomobil haline gelmiş.
Sert ve köşeli hatlar, yeni far ve özellikle stoplar Tiguan’ı bambaşka bir otomobil haline getirirken, açıkçası Volkswagen’den çok bir Audi havasına sokmuş, hatta Audi Q7’nin küçültülmüş modeli haline getirirken, Q3’ten daha fazla Audi kompakt SUV’a benzemiş.
Yeni Tiguan, eskisine oranla çok daha iri bir otomobil gibi duruyor ama aslında dramatik bir büyüme söz konusu değil. Eskiye nazaran boyu 6 cm, eni ise topu topu 1.8 cm daha geniş ama bu kadarcık değişim, yeni tasarımla birleşince bayağı bir büyümüş hissi veriyor.
Fotoğraflarda da göreceğiniz üzere bayağı hoş, keskin hatlı, sert bir otomobil haline gelmiş Tiguan.
İç mekândaki değişim ise çok daha fazla. Bayağı genişlemiş gibi duran iç mekânda malzeme kalitesi çok üst düzeye çıkmış. Kumaş alkantara karışımı koltuklar Tiguan’a bayağı üst sınıf bir hava vermiş. Dashboard’da ise plastik materyallerin kalitesi pek çok lüks sınıf otomobille aşık atacak düzeyde.
Ancak geri görüş kamerası yok. Daha doğrusu 4motion modeller dışında opsiyonel. Ancak sesli uyarı sistemi ile ön ve arka yaklaşmaları gösteren uyarıları var.
Hemen altında ise başarılı havalandırma sistemi yer alıyor. Klima üç bölgeli. Ön tarafın iki arka yolcu bölgesinin de tek bağımsız kontrolleri mevcut. İhtiyaç olan her şey Tiguan’a koyulmuş. Bunlar arasında elektrikli el freni ve yokuş kalkış yardımcısı da dahil. Otomatik vitesin kontrol kolu son derece klasik ve istendiği takdirde vitesli kullanıma da izin veriyor. Bin 500 Euro’luk bir farkla sahip olunabilen cam tavan seçeneği ise parasına değecek bir güzellik.
İç mekan kalitesi ve görünümü kusursuz. VW Tiguan’ı kullanırken ve kalitesine hayran kalırken aklıma gelen tek şey ise Volkswagen gibi çok kaliteli otomobiller üreten bir firmanın, bir yazılım sahtekârlığı ile kendini niye rezil ettiği!
OTOMOBİLİN TEKNOLOJİK ÖZELLİKLERİ İYİ
Dijital gösterge paneli çok modern ama bana göre biraz fazla alengirli. VW’lerin o sade gösterge panelinden daha çok başta Renault olmak üzere Fransızların panellerine benziyor. Çok fazla bilgi aynı ekranda ve bu durum ekrandaki bilgileri okumayı zorlaştırıyor. Önceki versiyona göre göstergeler tamamen dijital olmuş durumda. Orta konsolun üzerindeki bilgi ekranı ise hayli büyük ve ses sistemi dışında, otomobilin kullanım özelliklerini, yol bilgisayarını, Bluetooth telefonu içinde barındırıyor. Oldukça başarılı uygulamalara sahip.
FİYATIYLA TÜM RAKİPLERİNİ ZORLAYACAK
Benim denediğim Tiguan, Highline donanım seviyesine sahipti ve 1-4 litrelik motor seçeneklerinden 150 beygir olanıydı. Aynı hacimdeki motorun 125 beygirlik bir versiyonu da mevcut. Ayrıca dizel isteyenler için 1.6 litre dizel 115 hp ve 2 litre dizel 150 beygirlik seçenekler de var. 4 teker çekiş özelliği 4motion ise sadece 2 litre dizel modelde mevcut. Yeni Tiguan’ın sürüşüne gelirsek. 1.4 litrelik TSI motor küçük ama cabbar denilen türden. 2 litrelik bir motor gibi davranıyor. Kalkış ve ara hızlanmalar tatminkâr.
Ulaştığım en yüksek sürat olan 200 km/s süratte bile otomobil oldukça güvenli bir yol hâkimiyetine sahip. Aslına bakarsanız kompakt bir SUV olmasına karşın, sürüşü Golf’ü andırmıyor değil. Virajlarda başarılı, frenleri ise bayağı bayağı iyi. Anlayacağınız, yeni kasası ve tarzıyla beraber Tiguan bayağı bayağı hoş bir otomobil olmuş ve sınıfında sağlam bir seçenek haline gelmiş. Bence kalitesiyle Audi Q3’ü gereksiz hale getirmiş olabilir. Fiyatı ise hayli makul. Euro’nun 2.92’ye sabitlendiği kampanyasıyla fiyatı 125 bin TL. Bu fiyatla sadece Audi’nin değil BMW ve Mercedes’in küçük modelleriyle de rekabet edebilir gibi duruyor.
Uzakdoğulu SUV’ları ise azalan fiyat farkı nedeniyle çok zorlayabilir.
SİGORTA TAVSIYEM
Türkiye aylardır trafik sigortası primlerini konuşuyor. Primlerin çok yükselmesi bir sorun olarak ortaya çıktı. Sonra düşürüldü, karmakarış oldu her şey.
Ben hayatımda bu kadar salaklık görmedim. Sigorta şirketlerine genelde güvenmem ve genel olarak dürüst davranmadıklarını düşünürüm ama Türkiye’de tüketici de dürüst olmadığı için arada bir denge söz konusudur.
Olan genelde dürüst tüketicilere olur bu memlekette. Ve aslında sigorta prim meselesi çok basit bir düzenleme ile çözülebilirdi.
Zorunlu trafik sigortası primleri otomobili kimin kullandığına bağlı olarak hesaplanırsa bence sorun ortadan büyük ölçüde kalkar.
Çok kaza yapan sürücüden çok prim alırsın, az kaza yapan sürücüden az prim alırsın.
Genç sürücülerden başlangıçta daha yüksek prim alırsın, eğer sürücü genç olmasına rağmen kaza yapmıyorsa primleri düşürürsün.
Belirli bir yaşın üzerindeki sürücülerden de aynı şekilde daha yüksek prim alırsın.
Böylelikle “Taksiler çok kaza yapıyor biz zarar ediyoruz bu yüzden primler yükseldi” diyemezsin.
Mesela yıllarca hiç kaza yapmayan bir sürücü 10 TL prim veriyorsa 5 yılda 1 kaza yapan 20, yılda bir kaza yapan 40, yılda bir kaç kaza yapan 100 TL prim verir.
Pek çok ülkede uygulanan sistem de zaten hemen hemen böyle bir sistemdir. Bu yüzden de Amerika’da sürekli kaza yapan birinin veya yaşı çok genç birinin lüks otomobil alması veya lüks otomobilini sigortalatması imkânsız olur. Bu kadar basit ve uygulanabilir bir çözüm varken tartışmanın anlamı da yoktur.
