Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bizde yalan yok.

        Son yıllarda Opel beni heyecanlandıracak bir şeyler yapmadı. Corvette küçüğü GT’den, şahane Manta’dan, süper güçlü Omega Lotus’tan ve son olarak da Astra GT16’dan bu yana Opel’lere heyecan duymadım.

        Her kullandığımda tekniğindeki mükemmelliğe, Alman kusursuzluğuna, sorun yaratmayan kalitesine hayran olmama rağmen Opel heyecan vermedi bana. Hakan Özenen, “Bu hafta sana bir Opel Mokka getiriyorum” dediğinde de sükûnetle karşıladım haberi.

        Gelen Mokka, son zamanların moda rengi, özellikle de SUV’larda ve bilhassa kamyonetlerde çok görülen Amber kavuniçisi renginde, hokka gibi bir otomobildi. Yeni Mokka, bir önceki neslini andırsa da detaylarda bayağı güzelleşmişti. Öndeki led farlar çok yakışıklıydı. Farların, geniş ve şık ön ızgara ile buluşmasındaki açı çok iyi çizilmişti. Ancak sis farları otomobilin yenilikçi tarzına oranla biraz geride kalmış gibi görünüyordu. Buna karşın alttaki koruma sacı görüntüyü bayağı kurtarıyordu. 19 inçlik büyük jantlar Mokka’yı bayağı havalı gösteriyordu. Arkada ise bayağı modern bir görüntü veren stop lambaları kalite ve özen duygusu uyandırıyordu. Tavandaki çıta güzeldi fakat otomobili olduğundan daha yüksek gösteriyordu sanki ve biraz proporsiyonları bozuyordu.

        Şerit tutma asistanı başarılı, cruise kontrol ise adaptif değildi. Çarpışma uyarı sistemi de mevcuttu. Bir diğer güzel yanı ise gece sürüşlerinde şahane bir görüş sağlayan led farları.

        5.2’LİK TÜKETİM ÇOK İYİ

        Açıkçası motoru çalıştırırken, 1.6 litrelik dizel motordan çok da umutlu değildim. Fakat 136 beygirlik motor 320 Nm torku ile Mokka’yı gayet iyi hızlandırıyor ve 195 km/s son sürate kadar çıkartıyordu. Yüksek devirlerde biraz gürültülü olan motor 3 bin devir civarında kabul edilebilir bir ses düzeyine sahipti. Tüketim ise son derece makul. Şehiriçi ve şehirdışı kombine kullanımda yüz kilometrede 5.2 litre yakıt tüketti ki, bence bayağı iyiydi.

        Frenler konusunda olumsuz bir şey söylemek mümkün olmasa da, Alman markasından biraz daha iyi bir fren beklediğimi itiraf etmem lazım.

        Opel Mokka olması gereken her şeye sahip bir otomobil. Geniş bagajı, rahat iç mekânı ve kullanıcı kolaylığı sağlayan sistemleri ile kusursuz bir araç. Mokka çok zorlu bir sınıfta yarışıyor. Açıkçası bana Chevrolet’nin bir dönem çok tutulan ama artık Türkiye’de satılmayan Captiva’sını anımsatan pek çok özelliği var ve bence ondan daha kaliteli. 4x4 seçeneği de var ama şehir içinde kullanacaksanız ve off roada meraklı değilseniz son derece yeterli.

        108 bin liralık baz fiyata sahip olan Mokka’nın benim kullandığım deri koltuklu ve açılır tavanlı versiyonu birkaç aksesuvarla yaklaşık 120 bin TL’lik bir fiyat etiketine sahip.

        Çok uygun bir fiyatlandırma olduğunu söyleyebilirim.

        ÖNDEN ÇEKİŞ 4x4’Ü ARATMIYOR

        Mokka’yı alır almaz kendimi en yakındaki ormana atıp arazi yeteneklerini denemek istedim. Ve anladım ki, bu Mokka sadece önden çekişliydi. Yağmuru yemiş Belgrat Ormanı toprağında bu durumu fark etmek pek hoş bir sürpriz olmasa da, Mokka beni yolda bırakmadı. Mokka’nın önden çekişli olmasına rağmen virajlarda hayli başarılı, süratte hayli oturaklı olduğunu söylemezsem ayıp etmiş olurum.

        SESLE MESAJ YAZIP GELENLERİ OKUYOR

        İç mekânda kalite ve kullanım ön plana çıkmıştı. Her şeyden önce iç mekân beklediğimden daha ferah ve genişti. Abartısız bir kullanıcı merkezli iç mekân hazırlamıştı Opel mühendisleri. Isıtmalı deri koltuklar mekanik kumandalı ve görüntüleri kusursuzdu. Arka koltuklardaki diz mesafeleri yeterliden öteydi. Ön panelde ise analog ve pek de güzel olmayan bir gösterge tablosu, tablonun ortasında da minik bir bilgi ekranı yer alıyordu. Gösterge tablosu otomobilin dışındaki avangard hava ile pek uyumlu değildi. Daha şık ve daha modern bir gösterge tablosu hak ediyordu Mokka. Buna karşın ortadaki büyük ekranın fonksiyonları ve yazılımı bana göre sektörün en iyisiydi. Özellikle Opel’in CarPlay uygulamasıyla cep telefonunuzu ekrana bağlayabiliyor ve mesajlarınızı bile sesle yazdırabiliyor, gelen mesajları okuyan bilgisayarı dinleyerek yoldan gözünüzü ayırmıyordunuz. Direksiyon başında mesaj yazarak trafiği katleden Türk sürücüsü için bundan daha büyük kolaylık olamaz diye düşündüm. Otomobilin navigasyon sistemine ihtiyaç duymadan telefonunuzdaki harita vasıtasıyla yol bulmak ve yolları sürekli update etmek de mümkündü Mokka’da (Ve tabii tüm Opel’lerde). Çift bölgeli klima oldukça iyi, ses düzeyi ise çok kaliteli olmamakla beraber yeterli düzeydeydi.

        Otomatiğin yanı sıra vitesli sürüş seçeneği de var ve çok akılcı bir şekilde vites değişimleri vites topuzu üzerindeki minik bir butonla yapılıyor. Çok çok iyi, çok çok pratik bir uygulama olmuş.

        Diğer Yazılar