Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Otomobil fuarlarını pek sevmem.

        Çünkü kendimi şekerci dükkânına girmiş diyabetli çocuk gibi hissederim.

        Hangisine bakacağımı, hangisiyle ilgileneceğimi şaşırırım. Hele bir de otomobillerden yeterince anlamayan bir kalabalığın içinde olmak hiç hoşuma gitmez.

        Bu yüzden de pek enderdir bir otomobil fuarına gittiğim.

        Ancak Mazda’nın genel müdürü, Mektebi Sultani’den arkadaşım Nurkan Yurdakul “Hadi gel Cenevre Fuarı’na gidelim” diye arayınca ve sevgili dostum Faruk Süren “O tarihlerde ben de Cenevre’deyim. Ben de size katılırım” deyince “Gidelim hadi” dedim. Üstelik “Salon Internationale d’Automobile de Geneve”, 1898 yılında ilki yapılan “Salon Internationale d’Automobile en des Cycles” kadar eski olmasa da 87 yıldır yapılan en eski otomobil gösterilerinden biri ve bana göre en güzelidir.

        Çünkü devasa alanlara yayılan ve gezmesi bir ıstıraba dönüşen Paris ve Frankfurt otomobil fuarlarının aksine, görülmesi gereken her şeyi tek salonda toplayan son derece kompakt bir fuardır.

        Size fuarı baştan sona anlatacak halim yok elbette ama fuar kendime göre “En”ler belirledim. Onları saymak isterim.

        EN ACAYİPLER: PAGANI, ZENVO VE KOENIGSEGG

        Çok zenginler, kimsede olmayan ya da çok az kişide olan otomobillere sahip olmak istiyorlar. Bunlar arasında öne çıkan iki marka Koenigsegg ve Pagani. Pagani, Ferrari’nin ilk günlerini anımsatıyor. Marka motor bloku hariç her parçasını kendi üretiyor. Huayra’nın spider modeli fuardaki en etkileyici araçlardan biriydi hiç kuşkusuz.

        Koenigsegg ise şu anda dünyanın en hızlı otomobillerini üretmekle meşgul. Bugatti’yle yarışıyor neredeyse. 5 litre çift turbo benzinli motoru ve 3 adet elektrik motoruyla yaklaşık 1700 beygir güç üreten Regera fuardaki en güçlü otomobildi. Bir diğer acayiplik ise Zenvo’dan gelmiş. 1163 beygirlik turbo motorlu araç dünyalı bir şeye benzemiyor.

        EN ŞIK: DAVİD BROWN SPEEDBACK GT

        Kişiye özel ısmarlama otomobil üreticisi İngiliz David Brown’ın sergilediği Speedback GT’ler fuarda en hoşuma giden otomobil oldu.

        1966 model Aston Martin DB 6’nın neredeyse bire bir replikası olan otomobil, otomobilin altın çağlarının güzelliğini 21. yüzyılın teknolojisiyle birleştirmiş ve tamamı kişiye özel olarak el işçiliği ile imal edilen bir yolcu kabinine sahip. Otomobil şıklıktan ölüyor. Motoru 5 litre. Sürati ise 250 kms ile sınırlandırılmış.

        EN İYİ SUV: ALFA ROMEO STELVIO

        En lüksünden en sıradanına kadar hemen her marka artık SUV segmentinde yer alıyor. Bentley’in abartılı Bentayga’sından Dacia’ya kadar her taraf SUV dolu. Ancak Cenevre’de iki SUV benim için öne çıktı. Bunlardan ilki muazzam bir atılım içindeki Alfa Romeo’nun Stelvio’su. Alfa, Stelvio ile muhteşem bir SUV yaratmış. Dizayn olarak muhteşem. Bir diğer etkileyici SUV ise Mazda’nın CX5’iydi. Dizayn olarak Jaguar F-Pace ile Maserati Levante arasında bir yerde. Daha çok F-Pace’i andırıyor. 2 litre motoruyla Türkiye’de 200 bin TL’nin az üzerinde bir fiyatla satılacak olması bu SUV’un şansını çok artırıyor.

        2 litrelik motorla Türkiye fiyatı 400 bin TL’lere yaklaşacak ama küçük motorlu versiyonunun 200 bin TL’lere inmesi olası.

        EN HAYAL KIRICI: FERRARİ 812 SUPERFAST

        Cenevre Fuarı’nda en merakla beklediğim otomobil, Ferrari’nin 812 Superfast modeliydi, çünkü ilk kez Cenevre’de gün ışığına çıkacaktı. 812 Superfast görücüye çıkınca bende bir hayal kırıklığı olmadı değil. Açıkçası çok daha iyi bir şey bekliyordum. Otomobil güzel mi? Güzel ama F12’den daha mı güzel sorusuna yanıt vermek zor. Sanki Ferrari dizayn olarak biraz tıkanmış gibi.

        Lamborghini gibi abartılı olmaması hoş ama yine de bazı yerlerde çok da göze hoş gelmeyen abartılar var. Arka tasarım bir felaket. Teknik olarak mükemlel. 6.5 litre olan motoru ile sıfırdan yüze 2.9 saniyede çıkıyor.

        EN UNUTULMUŞ: MERCEDES SL

        Mercedes, artık SL’leri unutmuş gibi davranıyor. Bu şahane otomobildense, AMG GT’leri gazlıyor gibi. Mercedes standında tek bir SL sergilenirken, çeşit çeşit, renk renk AMG GT’ler standın her yanına serpiştirilmişti. Mercedes spor otomobil konseptini sanki AMG’ye devretmiş gibi.

        Ama bence SL çok daha güzel bir otomobil. Bu arada markanın G serisini de üretimden kaldırmaktan vazgeçmek bir yana modele bayağı yüklendiğini de gördüm.

        EN FAVORİM: FORD GT

        “Bu fuarda istediğin bir otomobili al deseler hangi otomobili alırdın?” sorusuna yanıtım şu: Ford GT otomobilin tarihinde en sevdiğim otomobillerin başında Ford’un GT40’ı gelir.

        Bence bu otomobil de o DNA’nın devamı. Tamamı karbon fiber şasi ve gövdenin içinde Ford’un yeni ecoboost 3.5 litrelik motoru var ve yaklaşık 650 beygir güç üretiyor. Şu anda otomobil dünyasındaki en iyi dizayna sahip diyebilirim. 450 bin $’lık fiyat etiketi ile Türkiye’ye getirilmesi halinde satış fiyatı 1.5 milyon $ civarında olabilir.

        EN LÜKS: OKÇU

        “Fuardaki en konforlu araç hangisi?” diye soracak olursanız tek yanıtım var: Okçu’nun hazırladığı Mercedes Vito. Şükrü Okçu ve ekibi muazzam bir araç yapmış. Mercedes Vito aracın içine, bir Rolls Royce yerleştirmişler. Konfor, kalite ve teknoloji muazzam.

        Mercedes Vito’nun bir minibüs değil bir binek otomobil gibi olması için altyapıda E sınıfının süspansiyon ve aksları kullanılmış. Bilgisayarlar ve diğer teknolojik malzemeler ile otomobil ağırlığı da artınca Vito tam bir otomobil konforuna kavuşmuş. Okçu da şoför kabini dahil, aracın tamamını yeniden yapmış. Ultra kaliteli ahşap, Bentley ve Rolls Royce ile aynı kalitede deri döşeme, first class uçak koltuğu ayarında koltuklara kadar her şey 10 numara.

        EN ÖNEMLİ EKSİKLER

        Fuardan genel izlenimlere gelirsek. VW grubu tüm markalarıyla büyük bir şov yaptı. Peugeot, Opel’i satın alarak çok önemli bir hamle yapmış olmasına rağmen fuarda çok etkin değildi. Birkaç güzel konsept sergilediler fakat 3008’le gelen büyük başarının rehaveti içinde gibiydiler. Grubun diğer markası Citroen de aynı rehavet içindeydi sanki. FIAT geniş bir alanda Egea’nın uluslararası modeli Tipo’ları öne çıkarmıştı.

        Renault ise fuardaki en etkin marka gibiydi. Elektrikli E.Z. modellerini gururla sergiliyordu ancak son dönemde fuarlara damga vuran elektrikli otomobil çılgınlığı sanki sona ermiş gibi.

        Bu farda pek az elektrikli otomobil vardı. Onlar da çok öne çıkarılmamıştı.

        EN GÜZELİ

        Diğer Yazılar