Barzani Berzeni olur mu?
ZATEN sıkkın olduğunu tahmin ettiğim canınızı pazar pazar biraz daha sıkayım mı?
Sıkayım, sıkayım...
Gazeteci can sıkıcı olur.
Duymuşsunuzdur, pek yakında Kuzey Irak’ta, Kürt otonom bölgesinde referanduma gidilecek.
Barzani yurttaşlarına, “Bağımsız bir Kürdistan istiyor musunuz?” diye soracak.
Yetmeyecek, “Kürt bölgesinde yer alan diğer yönetim birimlerinin de bize katılmasını ister misiniz?” diye de soracak.
Barzani’nin “Bağımsız Kürdistan arzusu”nu 1990’ların ortasında yazmıştım.
Selahaddin kentindeki bürosunda sohbet ederken, “Amerika bize izin verdiği gün bağımsız bir Kürdistan olacağız” demişti, ben de bunu yazmıştım.
Allah’ı var adam bu arzusunu asla saklamadı ve şimdi bunun için referanduma gidiyor.
Belli ki, Amerika artık o izni vermiş.
Barzani “izinsiz” iş yapmaz.
Aile geçmişinden bu konuda acı tecrübeleri var.
Türkiye ise şimdilerde, “Hop bir dakika. Bu referandumu yapamazsınız” havasında.
Siyasetçilerimiz yarım ağızla, eski komutanlarımız ağız dolusu “Bu referanduma izin verilmemeli” diyorlar.
Ancak henüz daha “Eyyy Barzani” cümlesini açıkça duymadığımız için Türkiye’nin tam tavrını bilemiyoruz.
Ancak ben şunu biliyorum:
“Bu meseleye bizim karışma imkânımız ne yazık ki yok. Konu bizim topraklarımızla ilgili değil. Mesele Irak’ın iç meselesi. Bağımsızlık isteyenler, Irak’tan bağımsızlık istiyorlar.”
Yani Barzani’nin muhatabı Irak devleti.
İlginç olan ise bağımsız Kürdistan’dan ileriye dönük olarak bizim kadar rahatsız olması gereken ülke İran.
İran’ın Irak merkezi yönetimi üzerinde hayli ciddi etkisi var.
Ve İran bu konuda Irak merkezi hükümetine ya yeterince baskı yapmıyor ya da Irak, bu konuda İran’ı takmıyor, Irak’ta İran’a yakın bir rejimi işbaşına getiren ABD’nin tavrını önemsiyor.
Sonuç olarak görülen o ki, Barzani bu referandumu yapacak.
Sonrasında muhtemelen gelişmeler bizi de ilgilendirecek noktaya doğru tırmanabilir.
O noktadan sonra meseleyi nasıl çözeriz bilemiyorum.
Çünkü Barzani’yi Türkiye’de, Kürt yurttaşlarımızın karşısına “Kürtlerin lideri” olarak çıkaranlar, Barzani için ne diyecekler merak ediyorum.
Acaba o zaman gelince Barzani’ye “Berzeni” der miyiz?
Meseleyi iki harf değişikliğiyle çözebilir miyiz?
**************
S-400’LER EKSİK Mİ?
TÜRKİYE’nin Rusya’dan S-400 savunma sistemleri alacak olması, Batı’da olduğu kadar Rusya’da da kriz yaratmışa benziyor.
Rus tarafında da “En önemli savunma sistemimizi bir NATO ülkesine satarak ülkemizin güvenlik sırlarının NATO’nun eline geçmesi riskiyle karşı karşıya kalmıyor muyuz?” tartışması yapılıyor.
Haksız da sayılmazlar, yarın Türkiye “Batı cephesi” ile yeniden bahar yaşamaya başlarsa, Rusların bundan memnun olmayacağı kesin.
Dün okuduğum kadarıyla Rusya’daki bu tartışmalar üzerine, Rusya’nın bu konudaki önemli bir uzmanı olduğu söylenen Murahovskiy, “Merak etmeyin, Türkiye’ye satacağımız S-400’ler ulaştığımız teknolojinin en üst noktasını içeren sistemler değil. Rusya’nın devlet sırrı sayılabilecek sistemleri, Türkiye’ye satacağımız S-400’lerde yer almıyor” diye bir açıklama yapmış.
Bu açıklama Türkiye açısından son derece kaygı verici olmalı.
Düşünün ki, milyarlarca dolar veriyoruz, müttefikimiz olduğunu düşündüğümüz ülkelerle sorun yaşamaya başlıyoruz, içinde bulunduğumuz ittifakla ters düşüyoruz.
Ve karşılığında satıcının da itiraf ettiği üzere “en gelişmişi olmayan” ve “eksik” bir savunma sistemi alıyoruz.
Acaba bu açıklamadan sonra, “Durun bakalım. Bize dandik mal satıyormuşsunuz” diyerek itiraz hakkımız var mı?
Eğer “eksik ve ayıplı” malı almaktan vazgeçersek “kaparomuz” yanar mı?
**************
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Attığımızın taşın nereye düşeceğini bilmeden atmadığımız zaman.
**************
İYİ OTOMOBİL EN İYİ YATIRIM
INTERCITY otomobil kiralama sisteminin patronu Vural Ak bir otomobil hastasıdır.
İstanbul Park’ı kiralaması bile bu hastalığının bir sonucudur ve orayı bazılarının dediği gibi otopark olarak falan kullanmıyor, tam aksine orada yarışlar düzenliyor, eğitimler verilmesini sağlıyor.
Biraz destek görse Formula 1’i bile yeniden Türkiye’ye getirecek.
Vural Ak’ın şahane bir de otomobil koleksiyonu var.
Dört dörtlük olmasa da güzel bir koleksiyon ve eski ile yeninin harmanlanmışı.
Geçen hafta Vural Ak’la ilgili Hürriyet’te bir haber çıktı.
Pek çok süper spor otomobil siparişi vermiş ve yaklaşık 50 milyon TL değerinde süper spor ya da lüks otomobil almış Frankfurt Fuarı’ndan.
Bunlardan biri Ford’un muhteşem GT’si, diğeri ise Mercedes’in tanıttığı ve sınırlı sayıda üretilecek olan muazzam otomobil Mercedes AMG One.
Hürriyet’te Emre Özpeynirci, Ak’ın bu otomobili Türkiye’ye getirmesinin 15 milyon TL’ye mal olacağını yazmıştı.
Ak, bir düzeltme yollamış ve “Keşke 15 olsa. 21 milyona mal olacak” demiş.
Şimdi siz zannediyorsunuz ki Ak çok para harcıyor.
Hayır yanılıyorsunuz.
Ak otomobile çok iyi bir yatırım yapıyor.
Daha önce de çok pahalı süper spor otomobiller aldı.
Mesela bunlardan biri de Ferrari’nin LaFerrari modeliydi.
Ak bu otomobili yaklaşık 1 milyon Euro’ya aldı.
Ve birkaç yıl sonra aynı otomobili, aldığı fiyatın yaklaşık 3 misli bir paraya, 2.5-3 milyon Euro’ya sattı.
Spor ve antika otomobil dünyasında eğer doğru alımları yaparsanız buradan kazandığınız parayı başka hiç bir işte kazanamazsınız.
Vural Ak büyük bir ihtimalle o Mercedes’i birkaç yıl sonra birkaç misli fiyata satacaktır. Keza Ford GT’yi de.
O yüzden Vural Ak’a otomobillere çılgınca para harcayan biri gözüyle bakmayın.
O sadece akıllı bir otomobil yatırımcısı.