Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AR edip susacağına, arsızlık edip “Kesin tıraşı, inceden uzayın” diyor.

        Bir sergide sergilenen sanat eserlerine “küfretme” özgürlüğünü korumak istiyor.

        Kendisinin herkese ve her şeye “tıraş yapma hakkı var”, ama başkası “Bu tıraş iyi olmamış” deyince “Uzayın”.

        Benim boyum 1.90 yavrucuğum, uzamak sana yakışır ama bu yaştan sonra uzayamazsın, bu yaştan sonra sınıf atlayamayacağın gibi.

        “Ben istediğimi söylerim, size ne?” diyor.

        Sen sanata, sanatçıya hakaret edip hedef göstermemiş gibi yaparak hedef gösterirsen, senden bir tık aşağıda bir kültüre sahip olanlar da gider o sergiyi basar evladım, bu mu istediğin.

        Şaptan şeker olmaz, şeker kutusuna koysan da olmaz, şeker kutusuna koyulan şap kendini şeker zannetse, hatta birilerine şeker olduğunu yuttursa da olmaz.

        Senden de olmaz ve zaten sen de bunun farkındasın.

        O yüzden de diyebileceğin tek şey, “Penislerin karşısında el pençe divan mı duracağız?” olur.

        Vallahi hangi cinsel organın karşısında el pençe divan duracağına biz karışamayız ama koskoca bir heykele bakıp orada sadece penisi görmeye çabalıyorsan, sana tavsiyem sergilere değil, psikiyatrlara gitmen olacaktır.

        Biz sana “Beğenmelisin” demedik.

        “Hakaret edemezsin” dedik.

        Nasıl ki birtakım gazeteci müsveddelerinin sana, fikirlerine hakaret etmesinden hoşlanmıyorsan, sen de bir sanatçıyı, bir sergiyi, bir eseri hakaretlerle aşağılayamazsın, hedef gösteremezsin.

        Dediğimiz bu.

        Zorla sergilere git, karşısında el pençe divan dur diyen yok.

        Ama hem sınıf atlama hevesinle her yere koşacaksın, kendini göstermeye çalışacaksın hem de dönüp hakaret edeceksin.

        Sonra da bunu eleştirince “İkile, uza” diyeceksin.

        Aslına bakarsan, sana da boşuna kızıyoruz.

        Aslında kızdığımız tavrın değil.

        Bu tavırdan çok var.

        Kimi içine tükürür sanatın, kimi basar, kırar döker.

        Aynı kültürün ürünüsünüz hepiniz. Benim kızdığım, olmadığın bir şey gibi görünme çaban ve bunu iki kadeh şarap kadar ucuza ve kolaya mal etmeye çalışman.

        Bu nedenle bizim bir yere uzayacağımız falan yok. Ama sen istediğin zaman hâlâ aklının ve kafa dengi arkadaşlarının kaldığı mahallene geri uzayabilirsin.

        Hem İsa’ya hem Musa’ya aynı anda yaranamayacağını öğrenmiş olarak.

        **************

        GAGALAMAK

        ADAMIN biri Picasso’nun yanına gider ve şöyle der:

        - Renkleri karıştırmaktan ve iç içe geçmiş çizgiler yapmaktan başka bir yeteneğin yok gibi geliyor bana...

        Picasso fırçasını alır ve yere bir buğday tanesi çizer. Çizim o kadar gerçekçidir ki bir tavuk yemek için gagalamaya başlar. Gördüğü manzaradan şaşkına dönen adam, Picasso’ya dönerek şunu der:

        - Bu kadar mükemmel resim yapabiliyorken niçin bu garip resimleri yapmakta ısrar ediyorsunuz?

        Picasso’nun yanıtı Ahmet’i bile kendine getirecek kadar güzeldir:

        - Çünkü ben tavuklar için resim yapmıyorum.

        **************

        HATADAN DÖNMEK ELEŞTİRİLMEZ

        OKURLAR birkaç gündür mail ya da sosyal medya yoluyla mesaj gönderip “Irak Devlet Başkanı İbadi’ye ağzımıza gelen hakareti edip şimdi karşılıklı oturup fikir birliği yapmamızla ilgili bir eleştiride bulunmayacak mısın?” diye soruyorlar.

        Hayır efendim, bulunmayacağım.

        Çünkü bana göre yanlış olan, komşu veya değil bir ülkenin cumhurbaşkanına, başbakanına hakaret etmektir.

        Daha kötüsü ise bunu bir kan davası haline getirmektir.

        Böyle düşünürken, nasıl olur da bunun tersini eleştiririm?

        Yapılan son derece doğrudur.

        Bölgesel sorunları da küresel sorunları da birbirimize hakaret ederek değil, oturup konuşarak çözebiliriz.

        Önemli olan ise konuşmak için oturduğun zaman hem ekonomik hem askeri hem de siyasi olarak güçlü olmaktır.

        Ülkeler arası meseleler kan davasına dönüştürülerek çözülmez.

        Yapılan sonuna kadar doğrudur.

        Schröder’in aracılığıyla veya değil, tutuklu Alman vatandaşı sanıkların tutuklu olmadan yargılanmasını sağlamak da doğru adımdır, aynı şeyi Büyükada toplantısı nedeniyle tutuklanan Af Örgütü yöneticileri için yapmak da doğrudur.

        Bu adımlar eleştirilmez.

        Hatada ısrar etmemenin eleştirilecek yönü yoktur.

        **************

        900 CİHATÇIYI TAKİP EDİYOR MUYUZ?

        ABD merkezli Soufan Center adlı kuruluş, Suriye ve Irak’ta uğradığı yenilginin ardından 5 bin 600 kadar IŞİD militanının ülkelerine geri döndüğünü belirten bir rapor yayınlamış.

        En fazla cihadist, geldikleri Rusya’ya geri dönmüş.

        Cihadistlerin geri döndüğü ülkeler arasında Türkiye 3. sırada.

        Türkiye’ye de 900 kadar IŞİD militanı dönüş yapmış.

        Ve bu kişiler ellerini kollarını sallayarak Türkiye’ye gelmiş.

        Soufan Center, bu kişilerin döndükleri ülkeler için de birer tehdit unsuru olduğunu belirtiyor ve Türkiye’nin IŞİD’e katılım olan ülkeler arasında zaten 7. sırada bulunduğunu aktarıyor.

        Benim merak ettiğim ise dönen bu 900 IŞİD militanının Türkiye’de bir kayıtlarının tutulup tutulmadığı ve takibe alınıp alınmadığı.

        Eğer gerçekten ellerini kollarını sallayarak geldilerse, ellerini kollarını sallayarak ülkeyi kana boğabilirler.

        **************

        YUNANİSTAN ALIRKEN İYİ DE!

        NATO’dan yine terbiyesiz bir açıklama geldi.

        “S-400’leri alırsanız NATO üyeliğinizi tartışmaya açmış olursunuz.”

        Birkaç hafta önce sorduğum soruyu bir kez daha yineleyeyim:

        “Yunanistan Rus yapımı S-300 füzelerini öyle veya böyle alır ve NATO üyesi Türkiye’nin karşısına dikerken gıkınız çıkmıyor da, sınırları ateş hattı olan Türkiye S-400 alınca mı size batıyor?”

        **************

        TARAFTAR GRUPLARI VE YÖNETİMLER

        TARAFTAR grubu Ultraslan yöneticileri, ne demekse, tribün şovunun FETÖ bağlantılı olduğu iddiaları üzerine gidip ifade vermişler.

        İyi de, o stat Ultraslan’ın malı değil.

        Onlara o izni kimin verdiği de araştırılsa ve kulüp yönetimleri ile taraftar grupları arasındaki “pis” ilişkiler ortaya çıkarılsa daha iyi olmaz mı?

        O pankart ve gösteri FETÖ bağlantılı değildir muhtemelen ama ne idüğü belirsiz, kimin sızabileceği tartışmalı, para peşindeki taraftar gruplarının yarın öbür gün kulüplerimizin başına ne belalar açabileceğini kestirebilir miyiz?

        **************

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        İnanmayı değil düşünmeyi öğretmenin toplumları ileri götürdüğünü anladığımız zaman.

        Diğer Yazılar