Bu barajla demokrasi olmaz
ANKARA Büromuz, "BDP'nin hayal bile edemeyeceği demokratik açılımlar yapacağız" diyen AK Parti'den "hayal ötesi" yenilikleri öğrendi.
Evet, oldukça önemli gelişmeler var.
Var ama yetmez.
Çünkü bana göre "gerçek bir demokrasi" için en "gerekli" olan değişiklik hâlâ gündemde değil.
Seçim barajı dünyada rastlanmadık bir şey değil.
Pek çok ülkede var.
Ama Türkiye'deki gibi bir baraj hiçbir yerde yok.
Biliyorsunuz bizde seçim barajı yüzde 10.
Ülke genelindeki oyların yüzde 10'unu alamazsanız, 9.9 oy alsanız bile tek bir milletvekili çıkaramıyorsunuz. O oylar çöpe hatta bazen o oyları verenlerin en istemediği partiye veya partilere yarıyor.
Türkiye'deki gibi yüzde 10'luk bir baraj hiçbir yerde yok.
Avrupa demokrasilerinin bazılarında baraj var.
Ama en yükseği yüzde 5.
Genelde 2'ler, 3'ler seviyesinde.
Bazılarında yüzde 5.
İsveç'te ise iyi bir örnek var.
Ülke genelinde bir baraj var ama eğer bir parti bir seçim bölgesinde oyların yüzde 12'sinden fazlasını alırsa, ülke genelindeki baraj geçerli olmuyor.
Türkiye'de ise hâlâ ve her şeye rağmen yüzde 10'luk baraj sürüyor ve kimsenin de kaldırmaya niyeti yok.
Düşünün ki, şöyle bir olasılık bile var.
Seçime 10 parti girdi.
9 parti 9.9 aldı.
Bir parti ise 10.9.
10.9 alan parti TBMM'deki sandalyelerin tamamına sahip oluyor.
"Bu da olmaz canım" diyebilirsiniz.
Ama böyle bir olasılığa izin veren bir seçim sistemi olur mu Allah aşkına.
Yüzde 10'luk seçim barajı en kötü ihtimalle yüzde 5'e indirilmediği takdirde Türkiye'de gerçek bir temsilden söz edilemez.
Temsil yoksa demokrasi zaten yoktur!
Aziz Yıldırım Futbol AŞ'ye de başkan olamaz
FENERBAHÇELİ eski bir sporcu, Aziz Yıldırım'ın basın toplantısında söyledikleri üzerine bir mektup yollamış.
Diyeceksiniz ki, "Onca Fenerbahçeli yazar varken, niye sana yollamış?"
Bilmiyorum.
Büyük ihtimalle Galatasaraylı olmama rağmen Fenerbahçe'nin değerini ve önemini bildiğim için ve Türk basınının Fenerbahçelilerinin aksine Aziz Yıldırım'dan "çekinmediğim" için olsa gerek.
Mektup şöyle:
"Fenerbahçe'nin eski bir sporcusuyum. Eski yönetimlerde yer almış, eski bir yönetim kurulu üyesiyim. Adımı açıklamıyorum. Çünkü adım bilindiği anda hemen disiplin kuruluna verilip 27 yıldır üyesi olduğum, solmuş formasını yıllarca evinde annesine yıkatmış bir Fenerbahçeli olduğum halde kulüpten atılırım ve yıkılırım.
Sayın Altaylı,
Fenerbahçe Futbol AŞ'nin ana sözleşmesinin 12. maddesi, şirketin yönetim kurulu başkanının mutlaka kulübün başkanı olmasını şart koşar. Diğer 5 üye ise yönetim kurulu başkanı tarafından seçilir.
Anasözleşmenin 14. maddesi 'Belli bir tüzel kişiyi temsil eden yönetim kurulu üyesinin o tüzel kişi ile ilgisinin kalmadığı durumlarda yönetim kurulu üyeliği sona ermiş sayılır' demektedir.
Aynı madde 'Vefat, istifa veya herhangi bir sebeple şirket yönetim kurulu üyeliğinin boşalması halinde hemen seçim yapılır' der.
Anasözleşme bugünleri düşünerek böyle bir düzenleme yapmıştır. Vefat ve istifa dışında da yönetim kurulu üyeliğinin boşalması mümkündür.
Yani Aziz Yıldırım'ın sadece kulüpteki değil, Futbol AŞ'deki yönetim kurulu başkanlığı da bu maddelerde sıralanan sebeplerden dolayı defalarca düşmüştür.
Yani artık ne kulüp başkanıdır, kulüp başkanı olmadığı için ne de Futbol AŞ'nin başkanıdır.
Aziz Yıldırım 'Barışalım. Kulüpten attıklarımı genel kurulda geri alayım, gelin' diyor.
Genel Kurulu kölelerinden oluşan bir kurul olarak gördüğünü, bugüne kadar ne derse genel kurulun yaptığını söyleyerek genel kurula da hakaret ediyor. Yani genel kurul, Aziz Yıldırım 'At' dedi diye atmıştır, 'Al' deyince de geri alacaktır.
'Genel kurula gelin kazanın. Başkan böyle değişir' demektedir.
Ama ne yazık ki, aday olacak olan kişi daha hazırlıklara başlar başlamaz hemen Disiplin Kurulu'na sevk edilmekte ve üyelikten atılmaktadır. Bu yüzden de Fenerbahçe'de herhangi bir göreve aday olmak, Aziz Yıldırım tarafından o göreve getirilmedikçe imkânsızdır.
Aziz Yıldırım 'Genel kurulda eleştirin, TV'lerde değil' demektedir.
Oysa mahkeme zabıtlarında da görüldüğü üzere yönetimi eleştirmek isteyen üyeler, genel kurul kürsüsünde 'Biz, Aziz Yıldırım'ın askerleriyiz' diye açıkça ilan etmekten çekinmeyen 'boksörler' tarafından dövülür.
Son 5 yılda iki kez söz isteyecek oldum. Sert bakışlı, lacivertli iki kişi hemen arkama geldi. Allah için bir şey demediler. Sadece baktılar. Ama biz de kaz değiliz, mesajı aldık. Şimdi kendisine sorsanız 'Kimi dövdürmüşüz' der.
Haklıdır da, kim dayak yiyeceğini bile bile o kürsüye çıkar!"
Oskay'dan veda mektubu
BUGÜN Fenerbahçeli dostları kabul günü.
Bir mektup da Cihan Oskay'dan gelmiş.
"Bu size veda mektubum" diyor Oskay.
Gerisi de geliyor.
"Uzun süre istemeseniz de bana katlandığınız için size teşekkür ediyorum. Artık şike konusunda misyonunu tamamlamış olarak huzur içinde bu defteri kapatıyorum.
Yola çıkış sebebim, bu kişilerin Türk sporundan temizlenmesi idi. Bugün itibarıyla o kişilerin artık Türk futbolunun içinde olmaları mümkün değildir. Ancak inanın, bu konuda en büyük bedeli ben ödedim. İşimi, ailemi, çocuklarımı ve en sonunda özgürlüğümü kaybettim.
Bu bedel karşılığında yaptıkları bu kişilerin yanına kâr kalsaydı inanın kahrımdan ölürdüm. Ama artık huzur içindeyim. Şu anda tutuklu olduğum davanın bitimini bekliyorum.
Bu zaman diliminde bana destek veren tek kişi siz oldunuz. Belli sınırlar içinde ve gazetecilik etiği içinde bunu yaptınız.
Herkesin yanıma yaklaşmaya dahi korktuğu bir dönemde beni televizyona çıkardınız. 9 Ağustos 2011'de 'Cihan Oskay'ı kim dinleyecek' diye yazarak yine katkıda bulundunuz.
Herkesin korktuğu, sustuğu ve pustuğu bir dönemde siz hep karakterinizi ve nasıl bir gazeteci olduğunuzu ortaya koydunuz. Bunun için minnettarım.
Zaten siz yazdıktan sonra önce mahkeme, sonra UEFA beni dinledi.
Ama artık dükkânı kapatıyorum.
Yaş oldu 64. Ve çok yoruldum. Sıhhatim artık iyi değil.
Ama mücadelemi hiçbir zaman bırakmadım.
Aziz Yıldırım'a açtığım son davada Yıldırım 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
Bunu da mücadelemin boyutu açısından size bildirmek istedim.
Kendinize iyi bakın.
Hoşçakalın"
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kurtarıcımıza en azından bir minnet duyduğumuz zaman.