Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1990’ların başıydı. PKK’nın bölgede en etkin olduğu dönemdi. Teröristler alan hâkimiyetini ele geçirmişti. Türk Ordusu sadece belirli bölgeleri koruyordu. (Daha sonra alan hâkimiyeti konseptine geçildi ve terör etkisizleştirildi.) Terör örgütünün sözcüleri, akıl almaz açıklamalar yapıyordu. Ben de oturdum bir yazı yazdım. Yazının anafikri şuydu: “Dünyanın her yerinde zengin olanlar, fakir olanlardan kurtulmak ister. Burada ise tam tersi oluyor. Oysa İstanbullular bağımsızlık istese, Avrupa’nın en zengin ülkesi olurlar.” Üzerinden neredeyse 20 yıl geçti, tam rakamları hatırlamıyorum ama Marmara Bölgesi’nin büyük bölümünü içine alacak bir İstanbul Cumhuriyeti, kişi başına gelirde Avrupa’nın en zenginlerinden biri oluyordu. Bu yazıdan sonra DGM’lik oldum. Bölücülük yaptığım için. Ancak dava açılmadı. Şaka yaptığım açıktı. Şimdi de benzer bir dönemden geçiyoruz ve galiba herkes birbirine şaka yapıyor. Ne istediğini bilmeyen PKK sözcüleri ve ne istendiğini bilmeden istekleri karşılamaya talip bir devlet. Oysa istenmesi gereken tek şey var, daha fazla demokrasi, daha fazla insan hakları. Fakat ne yazık ki, iş o mecrada seyretmiyor ve Türkiye’yi bölebilecek bir süreç yaşanıyor. Eski bir Genelkurmay Başkanı, Türkiye’nin adının değiştirilebileceğinden söz ediyor. Aslında bu çok eski bir tartışma. Ancak beğenelim veya beğenmeyelim, Anadolu’ya neredeyse 900 yıldır “Türkiye” deniliyor. Türklerin Anadolu’ya yoğun göçleriyle birlikte Avrupa’nın Anadolu’ya taktığı isim bu. Yapıştırma değil, doğal bir isim. Eski Genelkurmay Başkanı’nın isim değişikliği konusunu gündeme aldığı gün, Fransa’nın bir tatil kasabasında yemekteydim. Garson kız masaya geldiğinde şöyle bir soru sordu: “Konuştuğunuz dili biliyorum ama çıkaramıyorum. Siz nerelisiniz?” Ben de Hilmi Özkök’ten esinlenerek “Etats Unis d’Anatolie” dedim. Kız şaşırdı. “Anadolu Birleşik Devletleri” lafını daha önce hiç duymamıştı. Yerini tarif edince “Haa, Türkiye” dedi. Ben de “O eskidendi. Şimdi adını değiştiriyoruz” dedim. Kız ciddiye aldı, “Biraz zor olur. Herkes orayı Türkiye olarak biliyor” dedi. Türkiye farklı bir dönemden geçiyor. Bir etnik kimlikle barışırken, diğer etnik kimlikleri göz ardı edecek bir tavır hissediliyor. Bunun sonu tehlikelidir. Sorunları etnik kimlik üzerinden değil, demokrasi üzerinden çözmek gerekir. Yıllardır Türkiye’yi küçük Amerikalaştıran zihniyet, sonunda Türkiye’yi isim olarak da “United States of Anatolia”laştırabilir. Ancak “United” olabilmek kolay değildir. Tek yapıştırıcısı, demokrasidir.

        Diğer Yazılar